Güvenliğini ve yatırım tercihlerini uluslararası tekellere bırakırsak ülkenin bir şalter kadar gücü kalır. İndirdiklerinde işimiz biter.

TEİAŞ satılır mı?

Hemen satamazlar. Önce hazırlamaları gerekiyor. Zaten 2 Temmuz günlü Cumhurbaşkanı Kararında 31.12.2022 tarihine kadar “özelleştirme işlemleri tamamlanır” değil “özelleştirme hazırlık işlemleri tamamlanır” yazıyor. Bu ikisi farklı şeyler. Özelleştirme İdaresine devredilen varlıkların hepsi doğrudan özelleştirme programına alınmıyor. Kimilerinin mali ve hukuki yönden hazırlanması gerekiyor. TEİAŞ onlardan biri.

Hazırlık işlemleri şu anlama geliyor: Özelleştirme İdaresi örgüt yapısı içindeki “Proje Değerlendirme ve Hazırlık Daire Başkanlığının” tezgahından geçecek. Küçültülmesi; anonim şirketler olarak parçalara ayrıldıktan sonra satışa çıkarılması; kimi parçalarının tasfiye edilmesi…gibi konularda çalışmalar yapılacak, seçenekler/görüşler üretilecek. Bu işlemler bitirildikten sonra yazılan raporlar Cumhurbaşkanına sunulacak ve direktifleri doğrultusunda “halka arz” yöntemiyle özelleştirilecek.

TEİAŞ’ın hemen satılabilmesinin önündeki en önemli engel; çok büyük oluşu. Aktiflerinin tutarı 28,9 milyar lira. Dahası, satmaya hazırladıkları her kamu işletmesinde olduğu gibi TEİAŞ’a da deli gibi yatırım yapıyorlar. 2020 yılında 4 milyar lira harcadılar. 2021-2023 arasında toplamı 23,4 milyar lira olan 44 büyük proje yürütülüyor. KİT Yatırım Programında üç yıl içinde 18 milyar liranın üzerinde ödenek kullandırılması öngörülüyor.

Neresinden baksanız söz konusu olan 50-60 milyar lira cesametinde bir işletme. Varlıklarının değeri güncellenirse kim bilir ne tutara ulaşıyordur. Aynı bile kalsa Ülkenin içinde bulunduğu belirsizlik ortamında parayı bastırıp alıyorum diyen birini bulamayacakları çok açık. Banka kredisi alabilmeleri de oldukça kuşkulu.

Hemen satılmasının önündeki engellerden biri de yeni yatırımlar için yeni kamulaştırmalar yapılması zorunluluğu. TEİAŞ’ın 71 bin kilometrenin üzerinde enerji nakil hattı ile 753 Transformatör Merkezi ve 1975 adet transformatörü var; direklerinin sayısı ise belirsiz. 2020 yılı yatırım programında 9 bin kilometre iletim hattı ile 284 transformatör daha eklenmesi öngörülüyordu.

Onca trafo/direk, satın alınan topraklar üzerine yapılmadı. Çoğu acele kamulaştırıldı. Bundan sonra da öyle olacak. Üstelik trafo-direk yerleriyle iş bitmiyor; hatların geçtiği 71 bin kilometre uzunluğunda şerit biçiminde bir alan üzerinde irtifak hakları kurulması gerekiyor. İnsanların mülkiyet haklarını kısıtlıyorsunuz. Daha da önemlisi, sağlık sorunlarına yol açtığı için yerleşim yerlerinin yakınlarında olması istenmiyor. Uzaklara kurmak ise çoğu kez ek maliyetler getiriyor. Bu işlerin kamu desteği, gücü ve zor kullanma yeteneği sahaya sürülmeden başarılması kolay değil.

TEİAŞ özelleştirilmeden önce, müstakbel sahiplerine sorun bırakmamak amacıyla, trafo merkezleri; iletim hatları; yeraltı ve denizaltı kabloları gibi yatırımların bitirilmesi beklenecek.

Daha zaman var diye rahatlamayalım. Halka arz edeceklerini söylüyorlar. Onların halkı biz değiliz. Hisseler kim bilir hangi ellerde toplanacak? %51’e kadar kamu şirketi sayılıyor. El değiştirmekte olduğunun farkına bile varmayız. Tekeller, pay oranları arttıkça, yatırım kararlarında giderek artan ölçülerde söz hakkı talep edeceklerdir. Küçük bir eşik aşılıp kamu payı %49’a düştüğünde TEİAŞ artık uluslararası tekellerin olmuş demektir. Kamunun elindeki hisseleri almak bile istemezler. Kamunun söz hakkı kalmıyor; tepe tepe kullanacakları paradan neden vazgeçsinler?

TEİAŞ, herhangi bir şirket değil. Ülkenin elektrik sisteminin güvenliğini ve geleceğini teslim ettiğiniz bir Kurum. Şirketin 2020 yılı faaliyet raporlarında belirtildiği üzere; Ülkenin enterkonnekte sistemi planlanıyor, projelendiriliyor, kuruluyor işletiliyor ve bakımı sağlanıyor. Güvenliğini ve yatırım tercihlerini uluslararası tekellere bırakırsak ülkenin bir şalter kadar gücü kalır. İndirdiklerinde işimiz biter.

Elektrik Mühendisleri Odası ile Makine Mühendisleri Odası, yıllardır bu sorunlara dikkat çekmeye çalışıyor. Duyarsız kalamayız.