Bir yandan da biliyoruz bir gün hep birlikte bağıracağız 'Sosyalizm Geliyor Savulun'! Ah Aziz Nesin, seni ne çok anıyoruz.

Kayıp bulundu

Geçtiğimiz günlerde Bursa, İnegöl’de sıra dışı bir arama kurtarma olayı yaşandı. Olay basına “şaka gibi”, “garip”, “ilginç olay” gibi başlıklarla yansıdı. Ben yaşananlarda herhangi bir şaka, ya da gariplik görmedim. Nedir olayın özü derseniz bir Aziz Nesin öyküsüdür derim.

Olan biten şöyle: Salı akşamı, Beyhan Bey ve arkadaşları İnegöl ilçesinde ormanda içki içip muhabbet ederler. Geç saatlere kadar uzayan muhabbet ortamı dağılır, mahalleye dönen arkadaşlar Beyhan Bey’in eşine rastlarlar. Meğer o da kocasına ulaşmaya çalışmaktadır, ama artık her ne gerekçeyle bilinmez, Beyhan Bey’in telefonuna ulaşılamaz. Muhabbetçi arkadaşlar artık geç saatlere kalmanın mahcubiyetinden mi, ayrılma sırasında yaşanan bir olaydan mı nedir, Beyhan’ın ormanda kaybolduğuna kanaat getirirler.

Beyhan Beyin eşi hanımefendi de arkadaşların bu fikri sebebiyle iyice endişelenmiş olsa gerek, hep birlikte jandarmaya giderler. Jandarma kayıp ihbarını alınca, diğer arama kurtarma birimlerini de dahil eder. Sonuçta, Sağlık Bakanlığına bağlı Ulusal Medikal Kurtarma (UMKE) ekip üyeleri, İnegöl Doğal Afetler Arama Kurtarma (İNDAK) gönüllüleri, Jandarma erleri, muhtemeldir ki Beyhan Bey’in arkadaşları ve çevreden yardıma koşan vatandaşların dahil olduğu bir arama operasyonu başlar.

Olay büyümüştür, çakarlı araçlar, reflektif bantlı parlak kostümlü, kasklı maskılı ekipler, kim bilir belki K9 arama köpekleri falan ormana yayılmaktadır. Bu arada hala oralarda olan bizim Beyhan Bey de doğaldır ki bu kalabalığın derdine kayıtsız kalmaz ve yanaşıp neler olduğunu sorar. Ormanda biri kaybolmuş onu arıyoruz derler, Burhan Bey vah vah yazıktır bari ben de katılayım da yardım edeyim diye arama operasyonuna katılır.

Arama ekibinden bir görevli, işin eğitimini almış olsa gerek, kaybolan kişiye adıyla seslenerek aramaya koyulur. “Beyhan Mutluuu” diye bağırarak kendisini çağıran görevliyi duyan bizim Beyhan Bey de doğal olarak “buradayıım” diye yanıt verir. Kayıp bulunur.

Gördüğünüz gibi ortada garip bir durum ya da şaka yok. Arama ekibi üyesi, görevini olması gerektiği gibi yerine getiriyor, Beyhan Bey sorumlu ve duyarlı bir vatandaş olarak, arama çalışmalarına gönüllü katkı sunmanın ötesinde, görevlilere elinden geldiğince yardımcı olmaya da çalışıyor kendisini çağırdıklarını duyar duymaz yanıt veriyor.

Nedir herkese garip ya da komik gelen? Sanırım mizah kısmı şurada gizli: “Kendi arama kurtarma operasyonuna katıldı, kendini aradı kendini buldu!” Böyle yazınca komik gibi oluyor gerçekten. Bu tür başlıklara bir de eklemeler vardı basında, “arkadaşlarıyla gece ormanda alkol alan”... “alkollü adam kendi kendini aradı”... 

Kanımca bu alkol katkısı ve bu tür yorumlar olaydaki ironiyi gölgeliyor, mizahın etkisini azaltıyor. Beyhan Mutlu ve arkadaşlarının içkili bir ortamdan ayrılmış olmasının olayın gelişiminde çok da önem taşıdığını düşünmüyorum. Alkolün olumsuz etkilerini yaşıyor olsalar, ne arkadaşlar Jandarmaya başvurmayı akıl eder, ne de Beyhan Bey sorumluluk duygusu ile bir vatandaşlık görevine soyunurdu.

Her neyse, spekülasyona girmeye niyetim yok. İçkili ya da değil, Beyhan Mutlu’nun öyküsündeki mizah biraz daha farklı yerde gizli bence. 

...(G)enellikle yoksunluk ve yoksulluk yaşamından gelen bir kızgınlık, öfke, bir hınç alma biçimidir mizah…” demiş Nesin, 1975’te Milliyet Sanat Dergisinde Zeynep Oral ile yaptığı bir söyleşide.

Bu olayda bize komik gelen de böyle bir şey. Bir yanda, endişeli bir eşin beyanını vatandaşa hizmet duyarlılığı ile canla başla karşılayan kamusal ve sivil kurumların güven veren sorumlu tavırları, görev bilinçleri, diğer yanda yine aynı kurumların uzmanlaşmış oldukları alandaki profesyonel yetersizlikleri, çoğu zaman hiç de bu denli komik sonuçlanmayan hataları.

Arama kurtarma operasyonlarının basit, düz kuralları vardır: Bir; aradığın kişinin eşgalini, konumunu, koşullarını bileceksin. İki; bulmak için bakacaksın, karşına çıkan öncelikle eğer tanıdığın değilse, aradığın kişidir. Üç; görevli ve sorumlu olduğun alanda, hele de başlamış bir operasyon sırasında ne denli hevesli olurlarsa olsunlar uzman olmayan gönüllülerden yardım alıp onları da tehlikeye atmayacaksın.

İşte bu ironiye gülüyoruz biz, Beyhan Bey’in ortaya çıkardığı memleketin arama kurtarma beceriksizliğine gülüyoruz. Tıpkı Aziz Nesin’in dediği gibi, kim bilir belki son depremlerde, yangınlarda, selde, gözümüzün önünde yaşanan basiretsizlikler geliyor aklımıza, kamusal bir hizmet ve sorumluluk olması gereken, uzmanlığa dayalı, bilimsel ve örgütlü bir bilinçle yürütülmesi gereken arama kurtarmadaki halimize, öfkeyle, hınçla atıyoruz kahkahalarımızı.

Ah Biz Eşekler, diyoruz, Deliler Boşandı, diye gülümsüyoruz. Sonra, Biz Adam Olmayız, Nah kalkınırız diye efkarlanıyoruz. Bir yandan da biliyoruz bir gün hep birlikte bağıracağız Sosyalizm Geliyor Savulun

Ah Aziz Nesin, seni ne çok anıyoruz.


Saygıyla...