"Yaptığı alışveriş 50 liranın altında diye marketin müşteriler için koyduğu servisten indirilen yaşlı teyzeyi hatırlıyor musunuz? Diyorlar ki o teyzeyle bunlar aynı gemide! Hepimiz aynı gemideyiz…"

Hepimiz aynı gemideysek onların neden yatı var?

Ukrayna işgaline karşı batı yaptırımları arasında en çok tartışılan konu Rus oligarkların el konulan süper yatları oldu. Ellerinde uzun çubuklarla ekrandan yatların teknik ayrıntılarını anlatan uluslararası ilişkiler uzmanları tanıdık bu süreçte. Bu oligarkların ne de büyük yatları vardı. Usmanov’unkinin menzili şu kadardı, Abromovich’inkinin boyu bu kadardı, falancanınki enerjisini kendisi üretiyordu, filancanınki en pahalı olanıydı…

Sonra bir de baktık ki aralarında en popüler olanı, Rusya-Ukrayna müzakere heyetlerinin İstanbul toplantısında. İki mega yatı da Marmaris açıklarında demirli.

Ukraynalı oligarkları ise pek gündem eden olmadı. Savaş çıkınca önce jetlerine atlayıp ülkeden kaçtılar, sonra gittikleri yerden Ukrayna ordusuna para yolladılar. Rinat Akhmetov, Victor Pinchuk, Vadym Novynskyi, Ihor Kolomoyskyi, Henadiy Boholyubov… Rus sınıf kardeşlerinden eksik yanlarının bulunmadığını Forbes’in en zenginler listesinden biliyoruz. Onlar da diğerleri gibi ülkelerinin demir-çelik, madencilik, enerji, finans, medya tekellerini ellerinde tutarak edindikleri milyarlarca dolar servetle Sovyetler Birliği sonrası işçi sınıfının kazanımlarına çökmüş durumdalar.

Onlardan “batı”da da var. Batılı olanlar da bulundukları ülkelerin, hatta başka ülkelerin kritik sektörlerinde dev şirketlere sahipler. Aralarında Ellen Musk, Amancio Ortega, Bill Gates, Jeff Bezos, Mark Zuckerberg gibi dünyaca tanınan ve takip edilenleri olduğu gibi, adını hiç duymadığınız ama milyar dolarlık şirketlerin hissedarları da var. Onları “oligark” değil de “iş insanı” olarak adlandırıyorlar.

Pek çoğunun en büyük eğlencesi sahip oldukları futbol takımlarıyla yatları.

Biz de batılı sayılırız. Bizdekilere de oligark değil “iş insanı” diyorlar. Bizimkilerin de futbol kulüpleri var. Yatları da.

Her ikisi için de öncülük tartışmasız KOÇ ailesindedir. En küçük oğlan Ali Koç Türkiye’nin üç büyük kulübünden birinin başkanıdır. Baba Rahmi Koç ise yatlara evveliyattan meraklıdır. En sevdiği yatı “Nazenin-V” isimli olanıdır. Boyu 52, genişliği 10 metredir. Biri büyük, toplam beş süit odalı bu saray yavrusu tekne Dünya Süperyat ödüllüdür. Şimdilerde Rahmi beyin, büyük oğlu Ömer beye, sahibi olduğu Masserat-1 ve Masserat-2 isimli iki yatı satıp kendisinden Nazenin’i almasını istediği yazılıp çizilmektedir.

Başarılı patron eğlenirken de para kazanır derler. Rahmi Koç yatlarla eğlencesini sermaye birikimine çevirmesiyle de ünlüdür. İşletmesini yaptığı yat limanları ve biri Maimi’de bulunan iki büyük tersanesi var. Nazenin’i ürettiği Tuzla’daki RMK Marine’in havuzuna şimdilerde bir başka mega yat bağlı. Gazetelere yansıyan haberlere göre yat “Kaşif süper yat” olarak nitelendiriliyor ve sahibi bu büyük oyuncakla tropik bölgelerin yanı sıra kutuplara da seyahat edebilmeyi amaçlıyor.

Yat deyip geçmeyin. Kişinin sınıfını gösterir. Öyle herkesin yatı olmaz...

Sayıları azdır ama zenginlikleri dünya nüfusunun çoğunluğundan kat kat fazladır. Kah bu serveti arttırmak kah korumak için kimi zaman rekabet eder kimi zaman uzlaşırlar, bazen savaş çıkarır bazen barışırlar.

Sadece, geri kalanların onlara tabi olduğu bir düzende var olabilirler. Geri kalanların onlar için savaşmasını, onlar için çalışmasını, onlar için ölmesini beklerler. Varlık nedenleri, yaşam üniteleri bu düzendir.

Yaptığı alışveriş 50 liranın altında diye marketin müşteriler için koyduğu servisten indirilen yaşlı teyzeyi hatırlıyor musunuz?

Diyorlar ki o teyzeyle bunlar aynı gemide! Hepimiz aynı gemideyiz…

Hepimiz aynı gemideysek onların neden yatları var?