Süper Kupa fiyaskosunda sorumlu kim: AKP cenahı suçu TFF ve kulüplere atma çabasında

Süper Kupa krizinde tepkiler TFF Başkanı Büyükekşi'ye yoğunlaştı, yandaş kalemler eski defterleri açtı. soL, fiyaskonun ardından yaşanan tartışmaları özetledi.

Haber Merkezi

Taraftaların tüm tepkilerine rağmen Suudi Arabistan'a taşınan Süper Kupa finali, "Atatürk" krizi nedeniyle ertelendi. Takımların Türkiye'ye dönmesinin ardından krizde sorumluluğun kimde olduğu tartışılmaya başlandı.

Futbolun siyasallaştırıldığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktidarın sorumluluğuna işaret edenleri hedef aldı. Taraftarların itirazları iktidara yakın bazı isimlere 28 Şubat'ı, bazılarına da Türkiye Futbol Federasyonu ile kulüplerin "kusurunu" hatırlattı.

AKP cenahı TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi'nin istifasını isterken, henüz Büyükeşi'yi savunan kimse çıkmadı. Türkiye Komünist Partisi'yse Suudi Arabistan'a edilen teşekküre dikkat çekerek, "Bu rezilliğin sorumlusu AKP, maçın iptal olmasını sağlayan halktır" dedi.

soL, Süper Kupa krizinin ardından yaşanan tartışmaları özetledi.

AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dün yaşanan 'Süper Kupa' krizine ilişkin ilk kez konuştu.

Erdoğan, ''Mustafa Kemal bu ülkenin banisidir(kurucusu)" dedi ve iktidarın sorumluluğuna işaret edenleri hedef aldı.

Futbolun siyasallaştırılmamasını savunan Erdoğan, "Dünkü olayın şov ve provokasyon malzemesi yapılmasına müsaade edemeyiz" ifadelerini kullandı.

Kurallar 20 Ekim'de belirlenmiş

İletişim Başkanlığı Suudi yetkililerle müzakere sürecini aktardı. 

Krizin İstiklal Marşı ve Türk Bayrakları nedeniyle çıkmadığı belirtilirken, sorunun Atatürk tişörtü ve "Yurtta sulh cihanda sulh" pankartından kaynaklandığı doğrulanmış oldu.

Süper Kupa finali açıklamasında "sahada ve tribünlerde uyulacak kurallara ve esaslara ilişkin 20 Ekim'de protokol üzerinde mutabakata varıldığı" söylendi.

 AKP'de çatlak sesler

Kriz iktidar içerisinde de tartışmalara yol açtı.

Sosyal medya hesabından Atatürk fotoğrafı paylaşan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, "Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, ülkemizin ortak ve birleştirici değeridir" yazdı.

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eski metin yazarı Aydın Ünal ise Yerlikaya'nın tweetini alıntılayarak "CHP iktidara mı geldi, nedir, gece gece darbe mi oldu yoksa?" sözleriyle tepki gösterdi.

Ünal, eski AKP milletvekili, Cumhurbaşkanı başdanışmanı, Yeni Şafak yazarı ve Erdoğan'ın eski metin yazarı olarak biliniyor.

Tepkiler Büyükekşi'ye yoğunlaştı

TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin yaşanan krizin ardından istifasını hazırladığı iddia edildi.  

Ancak TFF yetkilileri, Mehmet Büyükekşi'nin istifa haberlerini yalanladı ve bunun asılsız olduğunu söylediler. Daha sonra Mehmet Büyükekşi’nin odasına çekildiği ve rahatsızlandığı öğrenildi. Otele ambulans gelip sağlık ekipleri kontrol için Büyükekşi’nin yanına giderken, sağlık durumunun "gayet iyi" olduğu açıklandı.

İstifa çağrılarının hedefindeki Büyükekşi'ye “Son 20 gün içinde bir kulüp başkanı FIFA hakemi dövdü, bir başkan Süper Lig takımını sahadan çekti ve Süper Kupa oynanamadı ne düşünüyorsunuz?” sorusu yöneltildi. Cevabı, “Denk mi geldi, denk mi getirildi bilemedim” oldu. Büyükekşi Süper Kupa’ya dair soruları ise yanıtsız bıraktı.

Saray topu TFF ve kulüplere attı

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum'dan Suudi Arabistan'da yaşanan Süper Kupa krizine ilişkin açıklama geldi. Uçum, yaşanılanların asıl sorumlularının olan Türkiye Futbol Federasyonu ve kulüp yönetimleri olduğunu söyleyerek "Kusurları ortada mı kalacak" dedi.

Herkesi ''gereğini yapmaya" davet eden Uçum'un işaret ettiği seçeneklerden biri de görevden çekilme oldu.

Yeni Şafak'tan açık çağrı

İktidara yakın Yeni Şafak Gazetesi, Suudi Arabistan'da oynanması planlanan ancak ''Atatürk'' krizi nedeniyle ertelenen Süper Kupa finalinin ardından Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Mehmet Büyükekşi hakkındaki ByLock iddialarını yeniden gündeme getirdi.

"Büyükekşi suçu yine özel kalemine mi atacak?" başlıklı haberde, Büyükekşi’nin Suudi Arabistan’da yaşanan Süper Kupa krizinin baş sorumlusu olarak görüldüğü belirtildi ve "Büyükekşi’nin yaşananların ardından makamında kalması mümkün görünmüyor" ifadelerine yer verildi.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum ve Yeni Şafak'tan gelen "görevden alınmalı" çağrıları, Büyükekşi'nin iktidar içerisindeki bir grubun hedefi haline geldiğini gösteriyor. 

Babaoğlu'nun '28 Şubat' histerisi, Oğur'un kraliyet sevgisi

Suudi Arabistan’ın Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal’i yasaklamasına ilişkinse ne Dışişlerinden ne de Cumhurbaşkanlığından hala bir açıklama gelmedi. AKP’den yapılan açıklamalarsa kafa karıştırıcı.

Tüm olaylar bittikten ve takımlar maça çıkmama kararı aldıktan sonra konuşan AKP Sözcüsü Ömer Çelik yalnızca "Atatürk konusunda hassasiyet gösteren tüm vatandaşlarımıza teşekkür ediyoruz" dedi. Fakat eski AKP Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı, Çelik ile aynı fikirde değildi:

"Yurtta sulh cihanda sulh' lafını en son 15 Temmuz ihanetinde duymuştuk. Yine bir tantanadır gidiyor." 

Tepki çeken yorumlara imza atanlardan biri de Haşmet Babaoğlu oldu. Normal şartlarda diplomatik krize sebebiyet verecek Suudi Arabistan şartları sebebiyle çıkan krize ilişkin Babaoğlu yaptığı paylaşımda “28 Şubat havaları…” dedi.

Krizi zoraki bulanlardan biri de Yıldıray Oğur oldu. Serbestiyet'te kaleme aldığı yazıya göre, birileri ısrarla kriz çıksın diye uğraşmıştı. Her şey kuralına ve prosedüre göre işlerken ne olmuştu da kimsenin önemsemediği bir maç son dakika kararlarıyla bir kriz başlığına dönüşmüştü?

Oğur'a yanıtı soL yazarı Anıl Çınar verdi:

"Yani, Oğur daha dürüst davranmalı, krizin sorumlusu olarak gördüğü kulüplere kimlerin hükmettiğini, yazısında anmakla yetindiği “kulüp başkanları”nın kim olduğunu daha net ifade etmelidir.

Evet, anlaşılmayan nokta da budur.

Bu krizde, Suudi kralından para dilenen, ülkenin onurunu TFF’nin reklamlarına ezdiren AKP kadar, Türkiye’nin en büyük futbol kulüplerini ele geçiren Koçların da imzası vardır.

Oğur, “Atatürk” simgesine tutunan halkı dert edeceğine, AKP’ye ve adını andığı kulüp başkanlarına seslenmeli, “Bu krizi niye çıkardınız, niye şimdi kaçıyorsunuz?” diye sesini yükseltmelidir."

'Bu kirli düzeni sonlandıracak olan halktır'

Türkiye Komünist Partisi, Süper Kupa finalinin yaşanan krizin ardından iptal olmasına ilişkin "Maçı iptal ettiren halktır, bu kirli düzeni sonlandıracak olan da halk olacaktır" dedi.

"AKP’nin TFF’si her konuda olduğu gibi futbolda da tüm değerlerin parayla alınıp satılacağını düşündü" denilen açıklamada, final maçının taraftarların Cumhuriyet’e sahip çıktığı bir gövde gösterisine dönüşmemesi için, iktidarın maçı Suudilere pazarladığına, bundan da para kazanıp kârlı çıkacaklarını düşündüğüne dikkat çekildi.

Açıklamada, halkın tepkisinin, iki takımı sahaya sürmek, ceplerini doldurmak isteyen AKP TFF’sini zora soktuğu, maçı oynatma cesaretlerini ellerinden aldığı vurgulandı.

Süper Kupa finalindeki kriz dünya basınında geniş yankı buldu. Gazeteler Suudi Arabistan'daki karşılaşmaya taraftarın başından beri karşı olduğunu vurgularken, maçın son dakikada iptal olmasına dikkat çekti.

Öte yandan Adalet Bakanı, iptal edilen Süper Kupa finalinin ardından yapılan "bazı paylaşımlarla" ilgili soruşturma başlatıldığını duyurdu. Şu ana kadar 2 kişi gözaltına alındı.