Doğu Karadeniz'in heyelan ve sel bilançosu ağır: Ormanların tahrip edilmesi faturayı büyütüyor

Türkiye'nin heyelan riski en yüksek bölgesi olan Doğu Karadeniz'de 2010 ile 2020 yılları arasında, 68 yurttaş sel ve heyelanlar nedeniyle hayatını kaybetti. Bilançonun büyüklüğünün en büyük nedeni ise ormanlık arazilerin yok edilmesi.

Haber Merkezi

Türkiye'nin heyelan riski en yüksek bölgesi olan Doğu Karadeniz'de, 'doğal afet' bilançosu her yağışta ağırlaşıyor. 

Doğu Karadeniz'de son on yılda meydana gelen sel ve heyelanlarda 68 yurttaş hayatını kaybetti.

Son olarak Artvin'in Yusufeli İlçesi'nde meydana gelen sel ve heyelanda 4 kişi yaşamını yitirdi. 

Doğu Karadeniz'deki sel ve heyelan bilançosunun ağırlığının en büyük nedeni ise ormanların arazilerin yok edilmesi.

On yılda 68 ölüm

Doğu Karadeniz'de meydana gelen sel ve heyelanlar, 91 yılda 645 kişinin ölümüne yol açtı. En fazla ölümün yaşandığı şehir ise Trabzon oldu. Trabzon'da 360 kişi 91 yılda hayatını kaybetti.

Ancak son yıllarda neredeyse her şiddetli yağışın ardından meydana gelen sel ve heyelanların faturası ağırlaşmaya başladı. 

Son on yılda Doğu Karadeniz'de 68 kişi sel ve heyelanlarda hayatını kaybetti.

Doğu Karadeniz'in 2010-2020 yılları arasındaki 'doğal afet' bilançosu şöyle:

  • 2010 Giresun’nun Dereli ilçesinde meydana gelen sel nedeniyle 1 kişi hayatını kaybetti
  • 2010 Giresun’nun Yağlıdere ilçesinde heyelan sonucunda 2 kişi hayatını kaybetti
  • 2010 Rize’nin Kalkandere ilçesinde sel nedeniyle 1 kişi hayatını kaybetti
  • 2010 Rize’nin Gündoğdu mahallesinde meydana gelen sel, taşkın ve heyelan nedeniyle 15 kişi hayatını kaybetti
  • 2010 Rize’nin Gündoğdu mahallesinde oluşan sel sonucunda 11 kişi hayatının kaybetti
  • 2011 Trabzon’nun Sürmene ilçesinde meydana gelen heyelanda 1 kişi hayatını kaybetti
  • 2013 Trabzon’nun Yomra ilçesinde sel nedeniyle 2 kişi hayatını kaybetti
  • 2015 Artvin’nin Hopa ilçesinde oluşan sel ve heyelan sonucunda 8 kişi hayatını kaybetti
  • 2016 Trabzon’nun Beşikdüzü ilçesinde sel ve heyelan sonucunda 3 kişi hayatını kaybetti
  • 2016 Rize’nin Pazar ilçesinde sel ve taşkın, 2 kişinin ölümüne yol açtı
  • 2016 Rize’ Kalkandere ilçesi Ormanlı köyünde taşkında 1 kişi hayatını kaybetti
  • 2016 Rize’nin Fındıklı ilçesinde taşkın ve sel, 1 kişinin ölümüne neden oldu
  • 2016 Ordu’da meydana gelen selde 4 kişi hayatını kaybetti
  • 2017 Rize’nin Çayeli ilçesi Kaptanbaşı mahallesinde sel ve taşkın sonucunda 1 kişi hayatını kaybetti
  • 2017 Rize’nin Çayeli ilçesinde sel nedeniyle 1 kişi hayatını kaybetti
  • 2019 Trabzon’nun Araklı ilçesinde meydana gelen sel ve taşkında 8 kişi hayatını kaybetti (İki kişi hala bulunamadı)
  • 2020 Artvin'in Yusufeli ilçesinde meydana gelen sel ve heyelanda 4 kişi hayatını kaybetti 

Doğal felaket değil, talan felaketi 

'Allah'tan gelen bir şey'

2015 yılında Artvin'in Hopa ilçesinde meydana gelen sel ve heyelan, 8 kişinin ölümüyle sonuçlanmıştı.

TMMOB meydana gelen felaketin asıl nedeninin ‘dere ıslahı’ adı altında derelerin betonlaştırılması, dere yataklarının daraltılması olduğu açıklamış, derelerin imara açılmasının insanların hayatlarına mal olduğunu belirtmişti. 

TMMOB yaptığı açıklamaya rağmen dönemin AKP'li Hopa Belediye Başkanı Nedim Cihan, felaketi Allah'a bağlamış ve ''Ağaç kökleri menfezleri tıkadı ve su baskını oldu. Menfezler tıkanınca su yön değiştirdi. Sel suları ev ve işyerlerinin bodrum katlarını bastı. Allah’tan gelen bir şey'' ifadelerini kullanmıştı. 

'Allah'ın işi, nereden ne olacağını bilemiyorsunuz'

Geçtiğimiz yıl Trabzon'ın Araklı İlçesi'nde meydana gelen sel ve heyelanın, sağanak yağış sonrası bir hidroelektrik santralinin (HES) borusunun patlaması sonucu oluştuğu iddia edilmişti.

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli meydana gelen felaket için ''Yani sel, taşkın ve heyelanla ilgili saat 12 civarında uyarılarımızı yaptık ama en nihayetinde bu işler Allah'ın işi nereden ne olacağını da bilemiyorsunuz'' sözlerini sarf ederek, felakete HES'in neden olduğunu gizlemeye çalışmıştı. 

Felakette 8 yurttaş hayatını kaybetmiş, 2 kişi ise kaybolmuştu.

Öldürmeyen felaket, süründürüyor

Yer verdiğimiz sel, taşkın ve heyelan vakaları yalnızca ölümlerin yaşandığı felaketler. Gittikçe olağanlaşan bu felaketler, ölümlerin yanı sıra evlerin çökmesi, tarım arazilerinin tahrip olması ile de sonuçlanıyor. Öldürmeyen felaket süründürüyor.

Felaketlerdeki artışın nedeni talan

Artık her yağış uyarısının ardından karşılaştığımız sel ve heyelanların, artmasının en önemli nedeni ise doğanın ve ormanlık alanların talan edilmesi. 

Geçtiğimiz Ekim ayında Doğu Karadeniz'de artan sel ve heyelanlara ilişkin konuşan Rize Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü Anabilim Dalı Başkanı Ekolog Prof. Dr. Turan Yüksek, bölgede ekonomik amaçlarla orman örtüsünün tahrip edilmesinin felaketlere zemin hazırladığını söylemişti. 

Yüksek ayrıca, ''Ormanı kaldırdığımız zaman daha fazla suyun daha kısa sürede toprakla temas etmesine sebep oluyorsunuz. Orman ağaçları kökleri ile zemini dengede tutar, yani yamaç eğimli arazide toprağın alanda tutulmasına katkı sağlar. Ağacı kestiğiniz zaman toprağın kaymaya karşı direnç değerini düşürüyorsunuz. Son yıllarda çok ciddi bir orman arazisi açma, araziye dönüştürme sorunumuz var. Dönüştürdüğümüz arazi, tekniğine uygun olmalı. Çay bahçesi teraslar tekniğine uygun olsa, drenajlar olsa aslında bu kadar büyük bir afet olmaz. Rize'den ormanı ne kadar çok kaldırırsanız sel ve taşkın afeti ile ölüme o kadar çok davetiye çıkarırsınız. Ormana yaptığımız her yanlış müdahale ile aslında gelecek de kendimizi bu afete daha fazla açık hale getiriyoruz. Ormanları yaşatmak zorundayız. Ekosistemin sürdürülebilirliği afete karşı yaşama güvencesini sağlayabilmek için ormanları korumak zorundayız'' diye konuşmuştu.