Abluka altındaki Gazze korkutuyor

Dünyanın en yoğun nüfuslu yerlerinden biri olan Gazze’de, olası bir Kovid-19 salgının felakete dönüşmesinden korkuluyor. İki milyona yakın insanın yaşadığı Gazze’de ablukaya bağlı teçhizat ve malzeme eksikliği yaşanırken, zaten son derece ağır bir yük altında olan sağlık sisteminin çökebileceği belirtiliyor.

soL - Dış Haberler

12 yıldır süren İsrail ve Mısır’ın ablukası, koranavirüsün Gazze Şeridi’ne girmesini geciktirse de, ilk vakaların tespit edilmesinin ardından gözler Gazze’nin yıkımın eşiğindeki sağlık sistemine çevrildi.

GAZZE'DE İLK ÖNLEMLER VE İLK VAKALAR

Gazze Şeridi’nde 15 Mart’ta Sağlık Bakanlığı tarafından salgına karşı koruyucu önlem olarak on beş okulun, Refah ve Erez kapılarından gelenler için karantina merkezine dönüştürülmesi kararı alındı. 18 Mart’ta ise Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı da (UNRWA) solunum hastalıkları olanları kişileri, izole edilmeleri için okullardan dönüştürülen tıp kliniklerine kabul etmeye başladı. 21 Mart’ta sınır kapılarından bölgeye giriş yapanlara yönelik taramalar sırasında, Pakistan’dan gelen ve Mısır üzerinden bölgeye giriş yapan iki Filistinlinin testlerinin pozitif çıkmasının ardından, Hamas tarafından Gazze Şeridi’ndeki ilk Kovid-19 vakaları da kamuoyuna duyuruldu. İki Filistinliye karantinaya girmeden önce ailelerini ziyaret etmelerine izin verilmesi ve ziyarete eşlik eden polislerin enfekte olması nedeniyle vaka sayısı 26 Mart’ta 9'a, 2 Nisan'da ise 12'ye yükseldi. 

Salgının yayılmasını önlemek için alınan önlemler çerçevesinde düğün salonları, haftalık pazarlar, restoranlar ve kafeler kapatıldı. Halka evlerinde kalma çağrısı yapılırken, Cuma namazlarının da ikinci bir bildirime kadar camilerde toplu olarak kılınmamasına karar verildi.

ABLUKA TEHDİDİ ARTTIRIYOR

Alınan önlemlere ve Gazze Şeridi’nde bulunan fabrikaların salgınla mücadele için üretimlerini arttırmalarına rağmen, salgının engellenememesi halinde Gazze üzerinde yıkıcı etkileri olacağından endişe ediliyor. Hamas’ın yönetime geldiği 2007 yılından bu yana İsrail ve Mısır tarafından bölgeye silah girişinin engellenmesi bahanesiyle sürdürülen abluka, Gazze’de yaşayan 2 milyon kişinin en temel mal ve hizmetlerden mahrum kalmasına neden oluyor. Bölge nüfusunun yarısından fazlası yoksulluk sınırının altında yaşarken, her 10 haneden yalnızca biri temiz suya erişebiliyor. Benzer şekilde halkın elektrik ve kanalizasyon hizmetlerine erişimi de son derece sınırlı.

Ablukanın etkisinin en yoğun hissedildiği alansa kamusal sağlık hizmetleri. Hava, kara ve deniz ablukası nedeniyle her türlü sağlık teçhizatı, ilaç ve inşaat malzemesinin bölgeye girişi sistematik bir şekilde engelleniyor. Bölgedeki hastanelerde sadece 70 yoğun bakım ünitesi ile 65 solunum cihazı bulunduğu ve bunların önemli bir bölümünün uzun süredir bakım görmediği bildiriliyor.

Eğitimli ve tecrübeli sağlık personeli sıkıntısı da Gazze’de sağlık sisteminin en önemli sorunları arasında. Bölgede hizmet veren sağlık personelinin önemli bir bölümü genç ve tecrübesiz çalışanlardan oluşuyor. Yoğun bakım ünitelerinde çalışabilecek profesyonel personel sayısı sadece 60.

HAZIRLIKLAR YETERSİZ

Dünya Sağlık Örgütü, bölgedeki hastanelerin doluluk oranları ve yeterli kaynağa sahip olmadığı göz önüne alındığında Gazze’deki sağlık sisteminin, bir salgınla başa çıkamayacağı konusunda uyarıda bulundu. Özellikle İsrail’de çalışan binlerce Filistinlinin Gazze şeridine dönmesinin ardından Kovid-19 vakalarında hızlı bir artış yaşanmasından endişe edilirken, nüfus için yeterli test kiti, sağlık çalışanları içinse eldiven, N95 maske ve yüz kalkanı bulunmadığı belirtiliyor.

Alınan önlemler çerçevesinde, Dünya Sağlık Örgütü tarafından bağışlanan ve travma tedavisinde kullanılan 42 metrekarelik çadırlar, koronavirüs salgınına karşı kullanılmak üzere Refah sınır kapısına taşındı. Geri dönüş yürüyüşlerinde yaralananlar için kullanılan çadır ve tıbbi malzemelerin tümü de salgın için seferber edildi. Dünya Sağlık Örgütü temsilcileri, Refah’ta kurulan tesisleri ziyaret ederek, laboratuvar test kitleri ve kişisel koruyucu teçhizat yardımında bulundu. Sağlık Bakanlığı uluslararası kamuoyundan 23 milyon dolarlık acil yardım çağrısı yaparken, İsrail’in bölgeye sadece bin test kiti ve birkaç yüz koruyucu kıyafet gönderdiği belirtiliyor. 

Gazze’ye yönelik uluslararası yardımlar kapsamında Katar altı aya yayılacak şekilde 150 milyon dolarlık yardım sözü verdi. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı telefon görüşmesinin ardından, TİKA finansmanı ile 2017 yılında yapımı tamamlanan ve açılışı uzun süredir ertelenen Gazze Filistin-Türkiye Dostluk Hastanesi ise Kovid-19 salgınıyla mücadele için ‘‘geçici karantina hastanesi’’ olarak kullanılmak üzere Gazze yönetimine devredildi.

Atılan bu adımlara karşın, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik ablukayı kaldırmaması halinde, mevcut haliyle Gazze sağlık sisteminin yaygın bir salgın karşısında ayakta kalması mümkün görülmüyor.