Barıştığınızda hatırlatırız, ona göre

AKP’yle cemaat birbirine girdi ya…
Yandaş gazeteler de birden cengaverleşti. Habercilik yapmayı hatırladılar.
Ama yıllardır gazetecilik prestijlerini öyle dibe vurdurmuşlardı ki, şimdi yaptıkları en ufak haber bile ilgi ve saygı değil, tiksinti
uyandırıyor.
Dünkü Sabah gazetesinin manşeti, “Dershane parası oğlumu öldürdü” idi.
Hatırlar mısınız, Fethiye’de bir kadıncağız vardı. Emine Sipahi. Oğlunu dershaneye gönderiyor, sonra dershane binlerce lira fatura çıkarıyor. Kadın ödeyemiyor. Polis kapıya dayanıyor. Tutuklayacaklar. Oğlan kendisi girmek istiyor ya, annesi bırakmıyor. “Ben gider yatarım” diyor, hapse giriyor.
İki ay yatmıştı Emine Sipahi. İki ay sonra, “Annemi nasıl bu hale düşürürüm” diye bunalıma giren oğlunun intihar ettiği haberi gelince, salıverdiler anneyi. Acısıyla baş başa.
İşte Sabah gazetesi, Emine Sipahi’yle görüşmüş. Sipahi’nin fotoğrafını basıp, üzerine “Bu reforma en çok ben seviniyorum”
yazmışlar.
Sipahi’nin trajedisi yaşandığında, hiçbirinin umrunda değildi paralı eğitim, dershane ücretlerinin yüksekliği, öğrencileri sınavı kazanmak için dershanelere mahkum eden eğitim sistemi…
Şimdi birden akıllarına geliverdi.
İyi ama…
Bu Sabah gazetesi, kredi kartı borcunu ödeyemediği için bir vatandaş intihar ettiğinde “Kredi kartları yasaklansın” diyecek mi?
Üniversite harcını çıkarmak için çalıştığı inşaatta düşüp ölen gençlerimizin ardından bir defa bile olsa “Harçlar kaldırılsın” dedi mi?
Demezler. Çünkü AKP’ye programlılar. Hükümet karar değiştirir bir gün, o gün derler.
Bize mide bulantısı düşer ancak.