Bilimsel ve teknolojik devrimin insanlığa kazandırdıklarının emeğin ve doğanın sömürüsü amacıyla kullanılmasında analizi yapıp tanıyı koymakla yetinmeyip sınıfsal savaşım için örgütlenmek kaçınılmaz.

Necdet Bulut ve BMO buluşması

Jeofizikçi, sistem mühendisi, programcı, bilgisayar bilimcisi, ODTÜ Bilgisayar Merkezi yönetmeni ve bilgi işlem sistemleri hocası, KTÜ Elektronik Hesap Bilimleri Merkezi kurucusu ve yöneticisi, Türkiye Bilişim Derneği kurucusu, bilim ve siyaset insanı Dr. Necdet Bulut 26 Kasım 1978 gecesi Trabzon’da faşizmin tetikçilerince çapraz ateşe alınmasından sonra 8 Aralık 1978’de aramızdan ayrıldı.

Aynı saldırıda yaralanan eşi Neşe Erdilek Bulut, 45. yılda gömütü başında yapılan anmada, bir fotoğrafından yaptığı portreyi Bilgisayar Mühendisleri Odasına (BMO) teslim edilmek üzere dostlarına teslim etti. 

Bu görevi, Oğuz Gemalmaz dostumuzla birlikte, Oda Yönetim Kurulu Başkanı, üyeleri ile Necdet Bulut dostlarının katıldığı toplantıda 26 Aralık günü yerine getirdik.

giyim, kişi, şahıs, adam, insan, metin içeren bir resimAçıklama otomatik olarak oluşturuldu

Necdet Bulut portresinin BMO YK Başkanı Cem Nuri Aldaş’a teslim anı

Anlamlı, verimli, dostluk dolu toplantıda Necdet Bulut anıları paylaşılırken bilişim sistemi, teknolojisi ve geleceği üzerine Necdet Hoca’dan uyarılar da anımsatıldı. 

Bilişimin kimlere nasıl hizmet edeceğini, sömürüye katkısı ile emekçilere/emeğe katkısını tartıştığımız o tarihlerde Bulut, bilim insanının sorumluluğu ile bilişim teknolojisindeki ve kullanımındaki sorumluluğun sınıf çıkarı doğrultusunda değerlendirilmesi gerektiğini hep vurguladı. Bilişim ve teknolojinin kimin söz ve karar sahipliğinde olduğu hep sorulmalıydı. Bireysel gibi algılanan ama kamusal olan bu alan piyasanın elinde olmamalıydı. 

Bilgisayar konusundaki karmaşa ve abartmadan yakınan Necdet Hoca bu karmaşa ve abartmanın “çokuluslu tekellere”, “ülkemizde bu pazarı bölüşen IBM’e, Koç Holdingin ortağı 

Koç Burroughs’a, ICL’e, NCR’a, İnterdata’ya, Honeywell’e, Univac’a ve irili ufaklı birçok bilgisayar şirketine ve tekele” yarayacağını belirtiyordu bir yazısında. 

Bulut, bilgisayarların “emeğin üretimdeki denetleme, düzenleme, karar verme gibi mantıksal işlevlerini üstlenmek ve böylece işgücünün üretimdeki verimliliğini artırmak için geliştirilen yeni tür makine” olduğunu vurgularken konuyu “sosyoekonomik yapıdan, üretim ilişkilerinden bağımsız olarak incelemenin bizi yanlış değerlendirmeler ve sonuçlara götürmesi tehlikesini gözden kaçırmamak zorundayız” diyerek bugün yapılması gerekeni de uyarıyordu.

Bir sohbetimizde, internete giren her şeyin ne kadar güvenlik önlemi alınırsa alınsın açığa çıkacağını, diğer deyişle toplumun olacağını söylemişti.

Buluşmada, 3 Aralık 2011’de bize veda eden Doç. Dr. Güney Gönenç Hocamızı da andık. Türkiye Bilişim Derneği Genel Başkanlığı da yapan Güney Hoca, bilimle birey ve toplum yaşamı arasındaki bağı kuran yazıları ve görüşleri yanında, bilim ve akıl karşıtlarıyla kavganın da önünde yer aldı. Güney Hoca, “Bilimsel düşünceyle dinsel dogmalar arasında yüzlerce yıldan beri sürüp giden savaşta evrim kuramının özel ve çok önemli bir yeri var” derken, kutsal kitaplara dayalı uzlaştırma çabalarında konu canlıların evrimine gelince işin değiştiğini, dinsel dogmaların bilimsel bulgu karşısında çökeceğini vurgulamaktan geri durmadı.  

Bireyin ve toplumun yaşamına girdiğinden buna bilişim, “kullanma ve yararlanma hakkı”nın, “düşünceyi açıklama ve yayma hakkı”nın, “iletişim hakkı”nın, “bilim ve sanat hakkı”nın, “toplumsal üretim ilişkileri”nin ve “toplumsal denetim”in en etkin ve vazgeçilmez aracı durumunda. Aslında kendisi, tüm bileşenleriyle “hak” durumunda olan bilişim/bilgisayar/internet hakkı sermaye sınıfının egemenliğinde piyasanın elinde, kâr ve sermaye birikimi için, sömürü için kullanılıyor. 

Bilgisayar kullanımı aynı zamanda sermaye sınıfının siyasal iktidarlarının yönetiminde “fişleme”, “suçlama”, “cezalandırma” aracı olarak kullanılıyor. Piyasa çemberine ek olarak halkın kullanımında hukukla, idari işlem ve kararlarla, yargılamayla sert bir yasak çemberi, engelleme söz konusu.

Bilimsel ve teknolojik devrimin insanlığa kazandırdıklarının emeğin ve doğanın sömürüsü amacıyla kullanılmasında analizi yapıp tanıyı koymakla yetinmeyip sınıfsal savaşım için örgütlenmek kaçınılmaz.

69 yaşındaki TMMOB’nin “Bilimi ve tekniği emperyalizmin ve sömürgenlerin değil emekçi halkımızın hizmetine sunmak için mücadeleye devam ediyoruz” savsözü yerinde ve ödün verilmeyecek bir hedef. 

2023 sonunda geleceğe umutla bakanların, değiştirmeyi hedef alanların kesintisiz süreceğini gösterdi Necdet Bulut-BMO buluşması. 2024 esenlik ve savaşım yılı olsun.