Şule Çet davasının dördüncü duruşması görüldü: 'Olay sanıkların anlattığı gibi değil'

Patronu ve patronunun arkadaşı tarafından öldürülen 22 yaşındaki üniversite öğrencisi Şule Çet davasının dördüncü duruşması bugün görüldü. Bilirkişi heyetinin açıklamasında, 'Olayın sanıkların anlattığı gibi olmadığı görülmekte. Şule’nin ayakkabısı önce atılmış. Atılmadan önce yarı çıplakmış. Şule’nin serbest şekilde düştüğü anlatılıyor. Ancak serbest düşme gerçekleşse, bu kadar ileri…

soL - Haber Merkezi

29 Mayıs 2018’de Ankara’da patronu ve patronunun arkadaşı tarafından öldürülen 22 yaşındaki üniversite öğrencisi Şule Çet davasının dördüncü duruşması bugün görüldü.

Ankara Adliyesi'nde 31. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, ilk olarak Çet'in arkadaşı Lilya söz aldı. Ardından bilirkişi heyeti görüş bildirdi. Heyet, davada, olay yeri canlandırması yapıldığını, cam ile sehpa arasındaki mesafenin ölçülmediğini ve bu durumun olayın meydana gelişinde önemli bir ayrıntı olduğunu belirtti. 

'OLAY SANIKLARIN ANLATTIĞI GİBİ DEĞİL'

Bilirkişi heyeti tarafından davanın seyriyle ilgili şu önemli açıklamalar yapıldı: 

"Şule kendini öne doğru attıysa düşmesi çok hızlı olacaktır. Sanık asılı gördüğünü söylüyor Şule'yi ancak bu ihtimal çok düşük. Olayın sanıkların anlattığı gibi olmadığı görülmekte. Şule’nin düşerken kıyafetlerinin paraşüt etkisi yapmış olabilir deniyor. Olmaz çünkü üzerinde tayt ve dar bir kazak var."

'PARMAK İZİ BULUNAMADI'

"Şule’nin ayakkabısı önce atılmış. Atılmadan önce yarı çıplakmış. Şule’nin serbest şekilde düştüğü anlatılıyor. Ancak serbest düşme gerçekleşse, bu kadar ileri düşemezdi. Kendini itmediğini, sarkıp atladığını varsayarsak, bu mümkün olmuyor. Bir güç ile ileri itilmiş olmalı. Şule'nin düştükten sonra kıyafetleri boynuna kadar katlanmış, diyelim ki sehpaya çıktı, ellerini koydu ama parmak izi yok. Sanık tutmaya çalıştı ve düştü, bu şekildeyken kıyafetin kıvrılması mümkün değil. Şule’nin atıldığında yarı çıplak olduğunu düşünüyoruz. Bu da cinsel şiddetin olduğu iddiası ile bütünlüklü bir veri. Olay yeri canlandırması üzerine bilim insanlarının davadaki açıklamasında, 'atlama pozisyonu için pencerede parmak izi olması gerekiyor ancak incelemelerde bulunamadı' denildi. Şule'nin iç çamaşırı katlanmış. Bu düşme ile ilgili olamaz. Bu durum, Şule'nin atılmadan önce yarı çıplak olduğunu kanıtlıyor."

'ANLATIMLARDA EKSİK OLAN ŞEYLER VAR'

"Düşme durumlarında noktasal kanamalar olur. Dosyanın geneline bakıldığında sıyrıklar ve maddi bulgular cinsel saldırıya işaret ediyor. Gazi Üniversitesi Psikiyatri bölümü Şule'nin intihar edecek bir ruh halinde olmadığını da raporladı. Düşme durumlarında noktasal kanamalar olur. Dosyanın geneline bakıldığında sıyrıklar ve maddi bulgular cinsel saldırıya işaret ediyor. Sanık göğsünün cama çarptığını ve diğer eliyle Şule Çet'in bacağını tuttuğunu belirtiyor. Ardından da Şule ile kısa bir konuşma sonrasında, Şule’nin ellerinden kaydığını belirtiyor. Ancak Şule’nin bedeninin bulunduğu nokta serbest düşmeye uygun değildir. Olay yeri keşfinde halının, sehpanın ve diğer eşyaların konumuna baktığımızda, sanıkların dediği gibi orada bir olaya müdahale etme çabası olmadığını görüyoruz. Dolayısıyla bu anlatımlarda eksik olan şeyler var."

'SOSYAL MEDYA YÜZÜNDEN TUTUKLANDIK'

Sanık Çağatay Aksu'nun bilirkişiye, "Şule 4 metre gidemez kaç metre gidebilir? Veya 19 pencere daha var aşağıdaki pencerelerden birine çarpmış olamaz mı?" diye sormasının üzerine bilirkişi "Görüntülerde açık pencere yok" cevabını verdi. Ardından Asli Tıp'a tüm bulguların düşmeye ilişkin olup olmadığı hakkında soru sorduğu için savcıya teşekkür eden Aksu, konuşmasını sürdürerek, olay kurgusunun mantıklı olmadığını, Çet'in ailesinin avukatı Umur Yıldırım'ın aldırttığı psikolojik raporun sahiciliğinin olmadığını, Şule Çet'in yeşil reçete ile ilaç kullandığını söyledi. Aksu şöyle devam etti: "Şule'nin ev arkadaşı Lilia psikolojisi bozuk değildi diyor. Çok normal değil mi eve çıkacağı insana psikolojik sorunlarından bahsetmemesi? Ayrıca ben de söylenenlere karşı çıkmıyorum, Şule mutluydu, keyifliydi. Tüm bilirkişi raporlarına rağmen, Şule’nin psikolojisinden, attığı tweetlerden, yükseklik korkusundan, dinlediği şarkılardan, sosyal medyada davanın nasıl köpürtüldüğünden bahsediliyor. Biz sosyal medya yüzünden tutuklandık, bir gecede 11 milyon mesaj atıldı."

#ŞuleÇetİçinAdalet hastagini de şikayet eden Aksu, "Tahliye değil, beraat istiyorum. İnsan içine çıkamıyorum. Beraat olacağım, eminim" diye konuştu. Ardından söz alan sanık avukatı, "Bize göre, 'Şule intihar etmemiştir' diyen bilirkişi raporu, Umur Yıldırım'ın beyanlarına göre hazırlanmış. Kabul etmiyoruz. Bu dava sosyal medya nedeniyle buralara kadar geldi. Duruşmalarda yuhlanıyoruz. Bu nedenle kapalı celse istemiştik" dedi.

TUTUKLUK HALİNİN DEVAMINA KARAR VERİLDİ

Mahkeme, sanıklar Çağatay Aksu ve Berk Akand’ın tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Duruşma, 20 Kasım 2019 Çarşamba gününe erteledi.