Gericiliğe Karşı Aydınlanma Hareketi'nden 'darbe girişimi' açıklaması

Gericiliğe Karşı Aydınlanma Hareketi'nden yapılan açıklamada, darbe girişiminde bulunan ve darbeyle devrilmek istenen her iki kanadın da cumhuriyet ve aydınlanma düşmanı olduğu vurgulanarak şöyle denildi: "Ortaya çıkan kanlı tablonun sorumlusu Gülen cemaati ve AKP iktidarı ile her ikisinin arkasındaki yobaz örgütlenmelerdir. Halkımız bu karanlık tabloya mahkum değildir."

Haber Merkezi

Gericiliğe Karşı Aydınlanma Hareketi'nden yapılan açıklamada, darbe girişiminde bulunan ve darbeyle devrilmek istenen her iki kanadın da cumhuriyet düşmanı olduğu vurgulanarak, "Halkımız bu karanlığa mahkum değildir. Ülkemizin ilerici birikimi ne bir günde sıfırlanır ne de teslim alınır. Ülkemizin aydınlık birikimine güveniyoruz. Siz de inanın! Gericiliğe Karşı Aydınlanma Hareketini büyütün" denildi. 

İŞTE O AÇIKLAMA

Gericiliğe Karşı Aydınlanma Hareketi'nin açıklaması şöyle: 

15 Temmuz Cuma günü ülkemiz bir darbe girişimi ile karşı karşıya kalmıştır. Emperyalist odakların himayesinde ordu ve kamu idaresi içinde yıllardır yaygın biçimde örgütlenmiş yobaz bir hizbin kanlı girişimi sonucunda yüzlerce insan öldürülmüş, halkımıza barbarca bir travma yaşatılmıştır.  

Darbeyi bastırmaya çalışan iktidar ise elindeki her türlü yöntemi hiçbir hukuka bağlı kalmaksızın kullanmaktan çekinmemiştir. Camilerden sela okutulmuş, eli sopalı ve silahlı cihatçılar sokağa dökülmüş, darbeye karşı korku ayakta tutulmaya çalışılmıştır.

Bu darbe girişimi uzun süredir ülkemize hükmetmekte olan iktidar bloğunun iç kavgalarının memleketimize ve halkımıza ödettiği bedeldir.

AKP iktidarıyla ivmelenen, toplumun ve devletin dinselleştirilmesi operasyonu büyük bir koalisyon olarak yürütülmüştür. Bugün ülkemizi kanlı çatışmaya sürükleyen iki taraf, bu koalisyonun birbirini karşılıklı olarak besleyen büyüten en büyük iki unsurudur.  Erdoğan’ın “Ne istediler de vermedik” sözü bu ilişkinin en açık ifadesi olmuştur.

Kamu idaresinin en derin ve en ücra yerlerinde örgütlenen, sayıları on binleri bulan müritler, devletin en kritik yerlerini tutmuşlar, sırtını ABD’ye yaslayarak kendini adeta mesih ilan eden bir deli yobazın peşine takılarak ülkemizi kanlı bir maceraya sürüklemişlerdir. Yüzlerce eğitim kurumunda çocuklara eğitim vermesine müsaade edilen aynı zihniyet AKP ile çatıştığında ve çıkarlarına aykırı davranıldığında gözünü kırpmadan halkımızın tepesine bomba yağdırtmaktan çekinmemiştir.

Darbe gecesi ortaya çıkan kanlı tablo, iktidar koalisyonunun yıllardır süren işbirliğinin ve çatışmanın sonuçlarından sadece bir tanesidir.

Bu hizipler uzun yıllar ülkeyi dini referanslara mahkûm etmişlerdir. Yargıyı kendi dar hizip çıkarları doğrultusunda yeniden örgütlemişler, yerlerine bugünün darbecilerinin memurlarını yerleştirmişler, inanan nesil yaratma yolunda binlerce bağnaz eğitim kurumu açmışlar, gerici vakıfları desteklemişler, sübyan mekteplerini yeniden hortlatmışlardır. Eğitimdeki gericileşme ilköğretimden itibaren kök salmış, zorunlu din dersi küçük yaşta çocuklara dayatılmış, kadını ikinci sınıf sayan zihniyet siyasete egemen hale getirilmiştir. Toplumsal yaşamın nedeyse tüm alanları piyasacı bir İslamileştirme operasyonuna maruz bırakılmıştır. Bugün ortaya çıkan darbe girişiminin zemini bu operasyondur.

Yaşananların sorumlusu Fethullah Gülen ve arkasındaki yobaz örgütlenmedir. Gözü kararmış vaziyette giriştiği darbe gecesi pek çok sivilin ölümüne, masum erlerin işkence görmesine sebep olmuş, halkımıza kanlı bir gece yaşatmış, yıllar sonra OHAL koşullarının doğmasına neden olmuştur.

Öte yandan yaşananların sorumlusu AKP’dir. Ülke, dinin ve olağanüstü koşulların boyunduruğunda karanlığa teslim edilmeye çalışılmaktadır. Olağanüstü Hal ilanı ile uzun süredir dillendirilen Başkanlık sistemi fiili olarak hayat bulmuş, yandaş olmayan her tür tasfiyenin önü açılmış, halkımız korku ve tehditle baş başa bırakılmıştır. Bir yanda camilerden selalar okunmakta, diğer yanda sokağa salınan korku ile darbe tehdidi güncel tutulmaya çalışılmakta; buna karşı siyasetin tüm unsurları demokrasiye sahip çıkmaya davet edilmektedir. AKP’nin davetine icabet etmek AKP’yi güçlendirmek dışında başka hiçbir amaca hizmet etmeyecektir. Hareketimizin bu cephede yeri yoktur.

Cumhuriyete, demokrasiye tüm iyi niyetiyle sahip çıkmaya çalışan halkımıza sesleniyoruz;

Askeri vesayet, darbeci zihniyet ve FETÖ örgütlenmesi nasıl Cumhuriyet düşmanıysa, AKP de Cumhuriyet düşmanıdır. Ülkemizi tarikatlar ve cemaatler iktidarına teslim etmişler, ardından çıkarları uğruna maceradan maceraya sürüklemişlerdir.

Halkımız bu karanlığa mahkum değildir. Ülkemizin ilerici birikimi ne bir günde sıfırlanır ne de teslim alınır.

Biz inanıyoruz; gelecek güzel ve aydınlık günler ellerimizdedir. Ülkemizin aydınlık birikimine güveniyoruz. Bu birikim er ya da geç ülkemizi karanlığa sürükleyen, dini egemen kılmaya çalışan, darbeye niyetlenen ya da bedelini halkımıza ödetmeye çalışan tüm taraflardan hesap soracak, aydınlık, eşit ve özgür bir ülke kuracaktır.

Siz de inanın!

Gericiliğe Karşı Aydınlanma Hareketini büyütün.