Kapitalistler 3. köprü yağmasında rant olanaklarını tartışıyor

Başbakan Erdoğan’ın seçim sürecindeki çılgın projelerinden biri olan Kuzey Marmara Otoyolu ve beraberindeki 3. Köprü projesi, İstanbul’un son ve en kapsamlı cinayet projesi anlamına geliyor. Şehrin kalan son ormanları ve su havzalarını talan edecek proje şimdiden büyük firmaların iştahını kabartmış durumda.

Mühendis ve mimar odalarının sürekli biçimde dile getirdiği “Bu proje İstanbul’a saplanmış bir hançerdir” sözü gün geçtikçe daha da fazla geçerlilik kazanıyor. Kuzey Marmara Otoyolu ve 3. Köprünün yapılacağı güzergâh şimdiden sermayedarların pençesine düşmüş durumda.

Yağma projesi bereket mi oldu?
Geçtiğimiz günlerde yapılan ve işin sadece ilk adımını oluşturan köprü ihalesini hemen arkasından otoyol ihalesi takip edecek. Tüm bu süreç, etrafında doğa, çevre ve insan namına ne varsa yok edecekken, sermaye için ortaya çok büyük bir rant çıkacak.

Bu çerçevede Para Dergisi de son sayısında İstanbul’a yapılması planlanan 3. Köprü ve otoyolun güzergâhında bulunan köyleri ve buralarda bulunan arsaları değerlendirdi. “İstanbul’a 3. Köprü bereketi” başlığı taşıyan ve derginin bu haftaki kapak konusunu oluşturan yağma projesi, şehrin son doğal varlıklarını çok açık biçimde görmezden geliyor.

Hükümet neden öz kaynakla yapsın ki?
Hükümetin gerekirse öz kaynakla yapacaklarını açıkladığı köprü ve otoyol güzergahında yapım maliyetini kat be kat aşan bir rant bulunuyor. Değeri milyar dolarlarla ölçülen bu rant için hükümet kendi adım atsa da ortaya çıkacak rant herkesi ihya edecek düzeyde.

Bu yüzden köprü ihalesinin yapılması ve hiçbir teklif gelmemesinin ardından öz kaynakla yapılacağı açıklanan köprünün haberde aslında nasıl bir rol oynadığı dosyanın hemen girişinde açıkca ortaya konuluyor.

Görmezden gelinen orman, su havzası ve tarım alanları
Para dergisinde kapak konusu olan projeyle ilgili verilen bilgiler adeta şehrin bütün doğal varlıklarını görmezden geliyor.

İşte kapak dosyasında haberin giriş kısmında görmezden gelinen ormanlık alanlar, yerleşim yerleri, insanlar, su havzaları ve tarım alanları:

“Geçen yıl kesinleşen güzergâha göre üçüncü çevre yolu Gebze Şekerpınar Balcık’tan başlıyor. Akfırat Tepeören’den ve Kurnaköy sapağına yakın bir noktadan geçen yol, Sultanbeyli’nin ormanlık alanlarından ilerliyor. Samandıra ve Alemdağ’ın mücavir alanlarından geçtikten sonra Alemdağ Ormanı’na giriyor. Beykoz İshaklı, Paşamandıra, Riva ve Poyrazköy’den üçüncü köprüye bağlanıyor.

Üçüncü boğaz köprüsüyle Avrupa Yakası’na geçen yol Garipçe’den Uskumruköy ile Demirciköy arasından geçip Arıköy’ün arkasından Belgrat Ormanlarına giriyor. Odayeri ve Ağaçlı köylerinin mücavir alanlarından sonra Tayakadın ve Baklalı’nın yanından Hadımköy’e uzanıyor. Büyükçekmece Gölü’nün kuzeyinden Çatalca İnceğiz’deki tarlaların içinden ilerleyerek Silivri Gazitepe’de yapılacak üçüncü havalimanının yakınından geçip TEM Otoyolu Kınalı çıkışında bitiyor…”

Arsa fiyatları iki katına çıktı
Kapak dosyasında ismi geçen ve Gebze’den Çatalca’ya kadar uzanan bütün ilçeler için köy köy, mahalle mahalle arsa fiyatları çıkaran derginin haberine göre neredeyse tüm güzergah boyunca arsa fiyatları iki katına çıkmış durumda. Değeri milyon dolara çıkmış bu arsaların kendisi dahi sürecin nasıl bir rant getireceğini gözler önüne sermeye yetiyor.

Bu arada bölge şimdiden büyük şirketlerin arsa kapatma savaşına da tanık olmaya başlamış durumda. Öyle ki kimi bölgelerde arsaların tamamı satılırken, geriye sadece fiyatların daha da yükselmesini bekleyen arsa sahipleri kalmış durumda.

2B arazileri vurgunun “yanık” hali
Kuzey Otoyolu ve 3. Köprü güzergâhında bir diğer önemli vurgun kaynağını ise orman vasfını yitirmiş alanlar olarak tarif edilen 2B arazileri oluşturuyor. İstanbul’da orman vasfını yitirmiş alan olarak tarif edilen 18 bin 233 hektar arazi var. Bu arazilerin ise çoğunluğu otoyol ve köprü güzergahı olarak tarif edilen yerde bulunuyor.

(soL - Haber Merkezi)