Ataşehir’de ‘Afet Yasası’ tartışıldı

Geçtiğimiz Mayıs ayında yürürlüğe giren ve Afet Yasası olarak bilinen 6306 sayılı Afet Riskli Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile ilgili Toplumcu Mimar Mühendisler Meclisi, Ataşehir Yenişehir Mahallesi Derneği ile birlikte bilgilendirme toplantısı düzenledi.

AKP’nin iktidarında geçen 11 yıl boyunca inşaat sektörü, finans ve hizmet sektörü ile birlikte ekonominin dinamosu haline geldi. Kentin merkezinde bulunan yaşam alanlarının yeniden yapılandırılarak kent toprağı üzerinden rant alanları yaratmayı hedefleyen AKP, önünde engel oluşturan kurumları ve kişileri tek tek bu dönüşüme uygun hale getirmek istiyor.

AKP, önünde en büyük engel olarak gördüğü yasal mevzuatı, deprem ve doğal afetleri bahane ederek ortadan kaldırmak için 31 Mayıs 2012 tarihinde 6306 Sayılı Afet Riskli Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’u çıkarmış ve bu kanunu daha önce çıkmış olan tüm imar etkinliklerini düzenleyen kanun ve yönetmeliklerin üstünde bir konuma yerleştirmişti.

Toplumcu Mimar ve Mühendisler Meclisi, Ataşehir Yenişehir Mahallesi sakinlerine, 6306 Sayılı Kanun ile ilgili bilgi vermek üzere bir sunuş gerçekleştirdi. Sunumda daha önceki yasal mevzuatla Afet Yasası arasındaki farklar kısaca anlatıldıktan sonra, gerçekleştirilmiş olan kentsel dönüşüm örnekleri üzerinden mülk sahibi olan halkın dönüşüm sonrası nasıl borçlandırıldığı ve adım adım nasıl mülksüzleştirilerek barınma hakkından olduğu anlatıldı.

Dönüşümde asıl amacın, kentin merkezinde değeri artan bölgelerin yüksek gelir grubuna pazarlanması ve yoksulların kent çeperlerine itilirken, kent toprağından yoktan kaynak var etmek ve sermayeye yeni yatırım alanları yaratmak olduğunun altı çizildi. İstanbul’da depremde zarar görme riski taşıyan binaların varlığını reddetmenin, bilim ve teknikle çelişeceğini vurgulayan meclis üyeleri, bu yasa ile birlikte yapılacak dönüşüm ve iyileştirme eyleminin halkı yerinden etmeden, borçlandırmadan, kısaca en temel insani hak olan barınma hakkını koruyan biçimde gerçekleşmesini imkânsız hale getirdiğini dile getirdiler.

Son olarak meclis üyeleri, halkı müteahhit firmalarıyla anlaşmaya zorlayan ve dolayısıyla serbest piyasa mekanizmaları karşısında halkı savunmasız bırakan afet yasasına karşı mücadele edilmesinin gerektiğini vurguladı.

Sunuş sonrasında Av. Elif Zelal Şeker, Şerifali Mahallesi’nde gerçekleştirilmek istenen kentsel dönüşüm projesi ile ilgili teklif veren bir firmanın sözleşmesi üzerinden bilgilendirici bir açıklama yaptı.

Yenişehir Mahallesi “kentsel dönüşüm”ü yakından tanıyor
Neredeyse kurulduğu günden bugüne “finans merkezi” olarak emlak ve inşaat sektörlerine pazarlanan Ataşehir ilçesi bu bağlamda “kentsel dönüşüm”den etkilenen semtlerin başında geliyor. Hatırlanacağı üzere Ataşehir’deki Yenişehir Mahallesi sakinleri, TOKİ, Büyükşehir Belediyesi ve Ataşehir Belediyesi’nin mahallelinin görüşünü almadan hazırladıkları ve dayattıkları ‘kentsel dönüşüm’ projesiyle karşı karşıya kalmıştı.

Ataşehir Belediyesi’ne bağlı Yenişehir Mahallesi de TOKİ, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Ataşehir Belediyesi arasında imzalanan protokolle 4500 konutluk bir proje ile yeniden yapılandırılmak isteniyor. Ataşehir’de kurulacak finans merkezinin mahallenin yanı başında olması ve büyük bir alışveriş merkezi kurulması hazırlıklarının sürdüğü noktada yapılması planlanan 4500 konutun ancak 1000'inin mahalle sakinlerine dönecek olması ise, konut projesinin aslında ‘rant planı’ olduğunu ortaya koyuyor.

80li yıllarda kurulan Yenişehir Mahallesinin sakinleri, Alibeyköy, Hisarüstü ve Tarlabaşı’ndan yeniden yapılanma ve ikinci köprü gerekçesi ile taşınmak zorunda kalmışlardı. İlk kurulduğunda, aylarca elektriksiz ve susuz yaşamak zorunda kalan mahalleliler yürüttükleri mücadele ile bu hakları elde edebilmişlerdi.

(soL- Haber Merkezi)