‘Torpilliler gelecek, sağlıkçılar boşaltsın…’

Sağlık emekçileri oldukça zor koşullarda, yetersiz koruma önlemleriyle koronavirüs salgınına karşı mücadele etmeye çalışırken, AKP’li hastane yöneticileri salgın günlerinde de torpil, kayırma ve ayrımcı uygulamalara kesintisiz devam ediyor.

Ali Ufuk Arikan

Covid-19 salgınına karşı mücadele veren sağlık emekçileri, hastanelerde bir de ayrımcı uygulamalara ve AKP’li yöneticilerin haksız uygulamalarına maruz kalıyor.

Sağlık çalışanlarının görevlendirme yerleri dahi üyesi olduğu sendikaya göre belirleniyor, yandaş sendika üyesi değilse en temel talepleri bile reddediliyor. Salgınla mücadelede en önde yer alan sağlık çalışanlarının konakladığı yerler de "sınıfına" göre belirleniyor.

'KİŞİSEL NÜFUZA, SENDİKASINA GÖRE MUAMELE'

Konuya ilişkin soL’a açıklamalarda bulunan Genel Sağlık-İş Genel Başkanı Zekiye Bacaksız, salgın günlerinde dahi liyakata, ihtiyaca göre bir planlama yapılmadığını, ayrımcılığın ve torpilin bu koşullarda bile sürdüğünü dile getirdi.

Bunun zaten oldukça zor koşullarda çalışan sağlık emekçilerinin motivasyonunu ve çalışma azmini kırmak anlamına geldiğini vurgulayan Bacaksız, “Biz hiçbir insanımızın zarar görmemesi için canla başla mücadele veriyoruz. Malzemeler yetersiz diyoruz, hayır yeterli diyoruz. Malzeme yok diyoruz, hayır var diyorlar. Biz sahada yaşanan eksiklikleri dile getiriyoruz. Yereldeki yöneticiler neredeyse istisnasız olarak ellerindeki yetkileri çok kötü kullanıyor. İnsanların kişisel nüfuzuna göre görevlendirilmelerine, sendikalarına göre muamele görmesine tanık oluyoruz” dedi.

'SAĞLIKÇILAR DA İNSAN'

Bu tip uygulamaların normal zamanda da kabul edilemez olduğuna işaret eden Zekiya Bacaksız, “Bunun bir de pandemi koşullarında gündem olması sağlık emekçilerinin motivasyonunu bozuyor. Birçok sağlık çalışanı ağlayarak bizi arıyor. Örneğin emekliliği gelen bir sağlık emekçisini triyaja gönderiyorlar, yeni gelen bir torpilliyi ya da yandaş sendikalıyı idarede görevlendiriyorlar” diye konuştu.

Sağlık çalışanlarının da insan olduğunun hatırlanmasını istediklerini belirten Bacaksız, salgınla mücadelede sağlıkçıların moralinin çok önemli olduğunu, bunun unutulmaması gerektiğini dile getirdi.

'MERTER'DEKİ POLİSEVİNDE KALAN SAĞLIKÇILAR ÇIKARILIYOR'

Üstelik daha salgınla mücadelenin başında olduklarını ifade eden Bacaksız, şöyle devam etti:

Bizim söylediğimiz her şey daha fazla sağlık emekçisi hastalanmasın, daha fazla sağlıkçı kaybedilmesin diye. Salgın günlerinde bile torpil, kayırma değil, liyakat ve işin ihtiyacı esas olsun. İstanbul’da Merter’deki polisevinde kalan sağlıkçılara burayı boşaltın denilmiş. Niye çıkıyor bu arkadaşlarımız? Biliyoruz ki torpilli olanlar ve üst kademeler buraya yerleştirilecek. Zaten salgınla en önce mücadele eden, karantinaya alınanları karşılayan sağlıkçılara yönelik bu uygulamaları kabul etmiyoruz. Aradım da yetkilileri, yanıt veren yok.

“Baştan itibaren bu süreç yönetilmedi. Kötü yönetildi bile diyemiyorum. Hiç yönetilmedi. Ortada sürpriz bir durum yoktu, göstere göstere geldi. Bunu DSÖ çok önceden bildirdi ülkelere, Çin’de Aralık ayında görüldü. Aradan bunca zaman geçti ve Sağlık Bakanı ‘bu kadar hızlı yayıldığını bilmiyorduk’ dedi. Bu aslında sürecin tamamının özeti” diyen Bacaksız, gelinen durumda zaten oldukça ağır koşullarda çalışan sağlık emekçilerine şimdi ‘daha çok çalışın’ denildiğini, salgınla böyle plansız mücadele edilemeyeceğini söyledi.

'SAĞLIK ÇALIŞANLARI YEMEK BULAMIYORUZ DİYE ARIYOR'

İstanbul’da acil hizmetlerde görev yapan çok sayıda sağlık emekçisinin enfekte olduğunu söyleyen Bacaksız, sözlerine şöyle devam etti:

“Her gün genelge yayınlıyor, yeni önlemler açıklıyorlar. Oysa bizi, sendikaları arasalar sahada gerçekte neler olduğunu anlatırız. Sahada ne olduğundan haberleri bile yok. Yandaş sendikaları, yöneticileri ne anlatıyorlarsa ona göre adım atıyorlar. Tekirdağ’da görev yapan sağlıkçı arkadaşlarımız iki gece önce aradılar, yemek bulamadıklarını dile getirdiler. Hani biz dünyaya yetiyorduk. Sağlıkçıların yemek talebini bile karşılayamıyoruz.

Normal zamanda günde 10 tane şikayet geliyorsa sağlıkçılardan şimdi 100 şikayet geliyor. İnanın yaşanan haksızlıklara yetişemiyoruz. Tablo böyleyken sağlık çalışanları virüsle mi mücadele edecek, yoksa malzeme eksik dediğinde, ısrarla gerçek olmayan açıklamalarla mı mücadele edecek?

‘AKIL ALIR GİBİ DEĞİL’

80 sonrası Türkiye’de bütün iktidarların tüm bu tablonun nedenlerinden biri olacak şekilde sağlık çalışanlarını bölmeyi amaçlayan adımlar attığını, taşeronu, sözleşmelisi, güvencesizi gibi birçok başlıkla sağlık çalışanlarını böldüğünü ifade eden Bacaksız, “Sağlığın tüm bileşenleriyle bir bütün olduğunu ısrarla görmezden geldiler. Sağlık emekçilerini köle gibi düşük ücretle çalıştırmak için ellerinden geleni yaptılar. Döner sermaye, performans dediler… Şimdi de salgın günlerinde verdik parayı çalışın diyorlar. Bu gerçekten akıl alır gibi değil” şeklinde konuştu.