İsrail'de sınır dışı edilen bin Afrikalı sığınmacı açlık grevine başladı

İsrail’de gözaltına alınan yaklaşık bin Afrikalı sığınmacı, kararı protesto etmek için açlık grevine başladı.

Dış Haberler

İsrail’de gözaltına alınan ve hükümet tarafından sınır dışı edilme veya hapse atılma arasında seçim yapmak zorunda bırakılan yaklaşık bin Afrikalı sığınmacı, kararı protesto etmek için açlık grevine başladı.

Şark'ul Avsat'ta yer alan habere göre, binlerce kişi de açlık grevindeki sığınmacılar için destek gösterileri düzenledi. Göstericiler, mültecilerin Ruanda veya Uganda’ya sürülmesinin işkence veya ölüm cezasına çarptırılmak ile aynı anlama geldiğini belirten pankartlar taşıdılar.

Öte yandan, İsrail Başsavcılığı dün Sudanlı bir sığınmacıyı öldürmekten hüküm giymiş İsrailli 20 yaşındaki Dennis Bershbits ve 16 yaşındaki bir gencin cezalarının hafifletilmesi için Lod’daki merkezi mahkemeye bir pazarlık anlaşması sundu.

Anlaşmaya göre, Sudanlı mülteciyi öldüren İsrailliler, iki ila 10 yıl hapis cezası alacaklar. Gönderilen metinde Başsavcılık, “İki genç adamdan hangisinin Sudan vatandaşının ölümüne sebep olduğunu belirlemek güç. Bu da iki genç adamın iki ila on yıl hapis cezasına çarptırılması için bu anlaşmanın sunulmasına sebep olmuştur” ifadelerini kullandı.

Petah Tikva belediye binası yakınlarında 40 yaşlarında Sudanlı bir sığınmacının cesedinin bulunmasının ardından çevredeki güvenlik kamera kayıtları incelenmiş, mülteciyi öldüresiye döven iki İsraillinin kimlikleri belirlenmişti. Ebu Kabir Adli Tıp Enstitüsü’nden gelen bir adli doktor tarafından hazırlanan rapor, İsrailli zanlıların avukatı ve soruşturmanın temsilcisi arasında arabuluculuk görüşmelerinin yapıldığı toplantıya gönderildi. Görüşmeler sonunda, iddianamede değişiklik yapılması ve bir pazarlık anlaşmasına varılması kararı alındı.

Mağdurun Sudan’daki ailesi ve İsrail’deki kardeşine anlaşmaya ilişkin bilgi verildi. Ancak içerik hakkında kendilerine herhangi bir açıklama yapılmadı. Sudanlı aileyi temsil eden avukat tarafından yapılan açıklamada, “Savcılık anlaşmalarının yaygın bir uygulama olduğunu biliyoruz. Fakat aynı zamanda söyleyeceklerini ifade etme şansı bulamayan mağdurun ailesi, bazı soruların cevapsız kaldığı hissine kapılıyor” şeklinde konuştu.