IŞİD ve Belçika: Ne ilgisi var?

Paris Katliamı'nın baş mimarının bir Belçikalı olması, yeniden Belçika ve Batı ile cihatçı şebeke arasındaki ilişkileri gündeme getirdi. Belçika ile cihatçılar arasındaki bağlantı, göz yummadan teşvike kadar bir dizi unsuru barındırıyor.

Erman Çete

129 kişinin hayatını kaybettiği ve Irak-Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) üstlendiği Paris Katliamı’nın ardından, gözler doğal olarak faillerin kimliğine, uyruğuna ve kökenine çevrildi. Kısa bir Yunanistan gezintisi ve Suriye pasaportu egzersizlerinin ardından, nihayetinde katliamı planlayan şebekenin, bizzat Avrupa’nın içinden olduğu keşfedildi.

Belki de en şaşırtıcı olanı, katliamın arkasındaki “beyin” olarak görünün IŞİD’linin Belçika bağlantısıydı. İddiaya göre 129 kişinin katlini planlayan Abdülhamid Abaud, Brüksel’in Molenbeek mahallesindendi. Belçika medyası, 27 yaşındaki Abaud’un geçen Ocak ayında Belçika polisi tarafından engellenen çok sayıda saldırı girişiminin de mimarı olduğunu yazdı. O zamanlar, Verviers’teki İslamcı hücrelere baskın için operasyona giden Belçika polisi, ateş açan iki kişiyi öldürmüştü. Savcılara göre, bu hücreler büyük çaplı saldırı düzenleme hazırlığındaydı.

Belçika’daki IŞİD-El Kaide hücreleri, dünyanın yer yerine yayılmış küresel cihat ağının alelade bir parçası olarak görülebilir. Oysa işin aslı biraz daha farklı.

İSLAM DEVLETİ’NDEN ÖNCEKİ İSLAM DEVLETİ
2012 yılında, Halep civarında iki kardeş iki paralel örgüt kurdu. Bunlardan büyük olanının, Firas el-Ebsi’nin kurduğu “Meclis’üş Şura Devlet’ül İslam” (daha sonra adını Mücahid Şura Meclisi olarak değiştirdi), 2012 yılının 19 Temmuzu’nda, Hatay Reyhanlı’nın karşısındaki Bab el-Hava sınır kapısını ele geçirdi.


Bab el-Hava'da IŞİD bayrağı. Tarih 19 Temmuz 2012!

Küçük kardeş Amr ise, Humus ve civarında faaliyet gösteren Ketibe Usud el-Sunne (Sünnetin Aslanları Tugayı) isimli çeteyi oluşturdu. Ketibe Sünne’nin Şubat 2012 tarihli kuruluş videosunda, başlıkta “ÖSO” yazmasına rağmen, açıklamanın yapıldığı masanın önünde açıkça IŞİD’in bugün kullandığı bayrak yer alıyordu. Amr, 2007 yılında, 18 yaşındayken, Irak İslam Devleti ile ilişkili olduğu gerekçesiyle tutuklanmış ve ünlü Sednaya hapishanesine gönderilmişti. Amr, birçok başka cihatçı gibi, Beşar Esad’ın Suriye’de gösteriler başladıktan hemen sonra çıkarttığı af kapsamında serbest kaldı.


Bir Usud el-Sunne videosu. Bayrak IŞİD, başlık ÖSO!

2012 yılının Ağustos ayında Faruk Tugayı ile girilen çatışmada öldürülen Firas’ın, 2000-2001 yıllarında Afganistan’a giderek Ebu Musab el-Zerkavi ile görüştüğü öne sürülüyordu. Zerkavi, Irak İslam Devleti’nin mucidi ve katı tekfirciliği El Kaide şebekesi içerisinde daha görünür hale getiren ünlü şeyhti.

Abisinin ölümünün ardından, eski bağlantıları vesilesiyle Ebubekir el-Bağdadi ile temas kuran ve Mücahid Şura Meclisi’nin başına geçen Amr ve örgütü, ÖSO ile yan yana savaşırken görülüyordu. Örneğin, Atarib yakınlarındaki Suriye ordusuna ait 46. Üs civarındaki çatışmalar buna örnekti. Ekim ayına gelindiğinde, Mücahid Meclisi Kefr Hamra’daki bir villaya ve ona çok yakın bir konağa taşınıyordu. Yine, ÖSO’nun izniyle…

El-Ebsi grubu, gazetecileri kaçırıyor, 2012 yazında ÖSO ile çatışıyor, henüz ortada olmamasına rağmen IŞİD-Nusra ayrışmasını önceden gösteren bir şekilde Nusra ile sürtüşüyordu. Ancak konumuz açısından en önemlisi, Mücahid Şura Meclisi Batı’daki “mücahitleri” Suriye’ye getiren ilk örgüt haline geliyordu. Öyle ki, ve ne tesadüf ki, Ebsi’nin grubuna “Belçika Tugayı” denmeye başladı. IŞİD’in ünlü “Savaşın Alevleri” isimli videosunu hazırlayan kişi, Ebsi’nin Suriye’ye getirdiği Antwerp’li bir IŞİD mensubuydu, örneğin.

Bir iddiaya göre, Ebsi’nin örgütü 2012 bitmeden en az 40 Belçikalı, Hollandalı, Britanyalı ve Fransız’ı Suriye’de savaşmaya getirmişti. Örneğin Ekim ayında, Belçikalı Abdülmecid Ğarmayui ekibe katılmıştı. Eski bir Belçikalı “mücahid” şöyle diyordu: El-Ebsi bize her şeyi sağlıyordu: Tıbbi yardım, silah, dini dersler…

Ebsi’nin Bağdadi’nin “gölge çekirdeği” olarak Nusra Cephesi’nin içinde faaliyet yürüttüğü iddia ediliyordu. O kadar ki, IŞİD-Nusra ayrışması başgösterdiğinde, Suriye’deki ünlü Çeçen Kaide’ci Ömer Şişani’yi, Bağdadi’ye biat etmeye Amr’ın ikna ettiği ileri sürülüyordu.

Bir başka iddia da, Bağdadi’nin IŞİD’i kurup Nusra’yı ortadan kaldırdığını ilan etmeden önce Suriye’de görüştüğü ilk kişi Amr el-Ebsi idi. Bağdadi, bu grubun Nusra’nın içerisinde erimesine bilerek izin vermemişti; onu Nusra’ya karşı bir koz, bir tür “B planı” olarak cebinde tutuyordu. Uzun lafın kısası, IŞİD küresel El Kaide şebekesinden aforoz edildiğinde, Halep ve civarında faaliyet yürüten 2 güçlü kola sahipti: 1) Ömer Şişani’nin Çeçen savaşçıları; 2) El-Ebsi’nin Avrupa’dan getirdiği cihatçılar. Mücahid Şura Meclisi, Avrupalı İslamcı savaşçılar ile Suriye arasında kurulan ilk köprüydü.

LİBYA BAĞLANTISI
Belçikalı IŞİD'cilerin operasyon sahası yalnızca Suriye'den ibaret değildi.

Ocak ayında Verviers'te öldürülen IŞİD'cilerin "Ketibe el-Battar" isimli grupla bağı olduğu iddia ediliyordu. Paris Katliamı'nın baş şüphelisi Abaud'un kardeşi Yunus (14 yaşında!), Suriye'de Libyalı IŞİD'cilerle çektirdiği fotoğraflarla biliniyor.

Twitter'dan 2014 Ekimi'nde yayımlanan bir "şehit listesi"nde, Ketibe el-Battar militanlarının isimleri yer alıyordu. Bu listede, 41 ölünün 8'i Belçikalı militanlara aitti.

BELÇİKA BİLİYORDU, SES ETMEDİ
Peki tüm bunlar olurken, Belçika istihbaratı ve polisi ne yapıyordu?

Geçen Mayıs ayında The New Yorker’da yayımlanan bir haber, bu soruyu yanıtladı. Haber, Belçikalı Jejoen Bontinck isimli gencin “cihat” macerasını mercek altına almıştı. Antwerp’in dışındaki bir cihatçı çevreye katılan Bontinck, IŞİD saflarında savaşmak için Suriye’ye gitmişti. Bundan 6 ay önceki tahminlere göre, 2011 yılından bu yana Belçika’dan yaklaşık 400 kişi Suriye’de savaşmaya gitmişti.

Ancak haberin devamı daha önemli. Belçika polisinin, Ortadoğu'ya savaşa giden gençlerin telefon kayıtlarından ve savaştan sönen cihatçıların sorgusundan elde ettiği binlerce sayfalık döküman, ortada bir devlet "tezgahı" olduğunu da gösteriyor.

Bu belgelere göre, IŞİD Suriye'deki varlığına ilan etmeden önce dahi, Avrupa'dan Suriye'ye giden cihatçılar, Bontinck'in grubu da dahil, bir İslam halifeliği kurma amacıyla hareket ediyorlardı.

Makalede görüşlerine yer verilen bir Belçikalı güvenlik yetkilisi, aynen şunları söylüyordu:

2012 yılında bile terörizmden konuşuyordu. Fakat o zamanlar kimse terörizmden bahsetmek istemiyordu çünkü Esad, muhalefetin aşırıcılardan oluştuğunda ısrar ediyordu. O yüzden, 'Peki, evet, o haklı, çünkü bizim Belçikalılar terörist' demek çok zordu.

Dahası da var. Antwerp’teki Müslüman cemaatinin (ve tabii, devletin) yakından tanıdığı Fuad Belkacem isimli bir vaiz, Belçika’nın şeriatla yönetilmesini ve bir İslam Devleti haline gelmesini istediği konuşmalarla ün kazanmıştı. Hatta Belkacem, gençler için uluslararası bir “savaşçı ağı” haline gelen “Belçika için Şeriat (Sharia4Belgium)” isimli bir grup da kurmuştu. Bu grup, Suriye’ye Belçikalı savaşçıları gönderiyordu.

Ancak polis, daha Sharia4Belgium üyeleri Suriye’ye ayak basmadan önce, grup hakkında bir soruşturma başlatmıştı. Polisin o zamanki derdi ise, örgütün Belçika topraklarında saldırı düzenleme ihtimaliydi!


* Boyun Eğme dergisinin 8. sayısında yayımlanmıştır.