Patronlar, geleceklerini güvenceye alabilecekleri yeni bir düzen arıyorlar. Medya sayesinde, ittifaklar- erken seçim – oy oranlarına kilitlendik. Farkında değiliz ama dört yanımız sarılmış: soyuluyoruz.

Varlık Fonu aracılığıyla ülkenin zenginlikleri, belediyeler aracılığıyla kamu taşınmazları elimizden alınıyor.

Türkiye Varlık Fonunun (TVF) denetim süreci 5 Ocak 2022 günü Plan ve Bütçe Komisyonunda yapılan görüşmelerle bitti. 7 Sektörde 28 Şirketin, 286,5 milyar lira öz kaynağın yönetildiği Fonun denetim görüşmeleri birkaç saat sürdü.

Bağımsız denetçilerin raporları kamuoyunda paylaşılmadığı için içlerinde neler olduğunu bilmiyoruz ama Komisyon görüşmelerinden anlaşıldığına göre onlarda da kayda değer denetim bulgusu yok.

Komisyonun AKP’li üyeleri görüşmelere itibar etmedi. Salondan yükselen, neden katılmıyorlar sorularını Komisyon Başkanı; “Genel Kuruldaki oylamada bulunmak zorunda oldukları için burada yoklar” diye yanıtladı. Aynı gün Meclis Genel Kurulunda, 49 yıldan az sürelerle işletme hakkı devredilen limanların işletmecilerine 49 yıla uzatılmasını isteme hakkı tanınmasının öngörüldüğü patron dostu bir torba yasa görüşülüyordu.

Komisyon Başkanının da acelesi olsa gerek, soru sorulmasına bile izin vermedi. TVF Genel Müdürüne; “Varlık Fonunun Abu Dhabi Kalkınma Holdingle yaptığı sözleşme var onunla ilgili en ufak bir bilgiye sahip değiliz…OGER’in borcu ne kadar…” gibi sorular yöneltildi ama Başkan, yazılı sorun deyip alelacele birleşimi kapattı.

Böylelikle bu yılın denetim raporu, Fonun çok sayıda bilinmeziyle birlikte önceki yıl raporlarının arasına konuldu.

Turkcell’in satın alınması olayı, kuşkularla dolu bir süreçte gerçekleştirilmişti. TVF, 2020 yılı Ekim ayında ortakları arasındaki anlaşmazlıkları çözmek amacıyla Turkcell’in %26,2 hissesini satın almıştı. Kaça aldıklarını, parayı nereden bulduklarını, Fondaki hangi şirketin aracı yapıldığını bile gizlemişlerdi. Kaça alındığını, paranın nereden bulunduğunu gene öğrenemedik. Ama Genel Müdürün Komisyondaki sözlerinden, değerini uluslararası danışmanlık şirketleriyle çalışarak belirlediklerini öğrendik. Genel Müdür bu yanıtı, danışmanlık giderlerinin neden hızla yükseldiğinin sorulması üzerine vermişti.

Görüşmelerin bir başka yerinde ise Turkcell’in, Haziran /2020’de TVF bünyesinde bu tür satınalmalarda kullanılmak üzere kurulan Bilgi Teknolojileri, İletişim Hizmetleri AŞ aracılığıyla alındığını ve bağımsız denetçinin bu şirket hakkında “sınırlı olumlu görüş” verdiği konuşuldu. Denetim bulgusunun gerekçesini bilmiyoruz ama bunun önemi yok. Asıl şu sorulmalı: beş milyon lira sermayeli şirketle milyarlarca lira yatırıma kalkışmak ne denli mantıklı? Neden böyle bir işe kalkışılır?

Küçük bir anımsatma gerekebilir: Turkcell Genel Kurulu, ortaklar arasındaki anlaşmazlıklar ile devletin hükümet komiseri göndermemesi gibi nedenlerle yıllardır toplanamıyordu. Araya TVF sokuldu. Ortaklardan biri olan Telia’nın %24,02 hissesi 530 milyon dolarda satın alındı. Oysa o tarihte Turkcell’in piyasa değerinin 4,7 milyar dolar olduğu söyleniyordu. Sonraki yıllarda da Telia’nın yarı fiyatına neden razı olduğu hep merak edildi. Bir başka gelişme daha dikkat çekiyordu: Mehmet Emin Karamehmet, 2014 yılında Ziraat Bankasından 1,6 milyar dolar tutarında 3 yılı ödemesiz 10 yıl vadeli kredi almıştı, karşılığında Turkcell hisselerini teminat göstermişti; borcunu yıllardır ödeyemiyordu. Sayıştay Raporlarında eleştiri konusu yapılıyordu.

Ortaklar arasında bir dizi karmaşık devirler yapıldıktan sonra Ekim/2020’de TVF, Şirketin %26,02 hissesini devir alıp hakim ortak durumuna geçti. Ziraat Bankası bir açıklama yaptı ve Ekim/2020’de 1,6 milyar dolar kredi alacağının tahsil edildiğini söyledi.

Bunları, belleğimize alıyoruz. Kuşkularımızı giderecek, hesap soracağımız günler gelecek elbet.

***********

Kamu taşınmazları inanılmaz bir hızla satılıyor. Hemen her gün Resmi Gazetede taşınmaz satış ilanlarına rastlanıyor. 22-25 Ocak 2022 arasındaki 4 günde Resmi Gazetede yayımlanan ilanlarla önümüzdeki 15-20 gün içinde 724 milyon lira tutarında kamu taşınmazı satılmış olacak.