Erdoğan'dan Katar ve İsrail açıklaması

Erdoğan haftalık grup toplantısında, Katar krizine ilişkin Körfez ülkeleri ziyareti ve İsrail'in Mescid-i Aksa saldırılarına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan AKP'nin haftalık grup toplantısında açıklamalarda bulundu.

Erdoğan'ın gündeminde Katar krizi sonrası Körfez ülkeleri ziyareti ve İsrail'in Mescid-i Aksa saldırıları yer aldı. 

Erdoğan'ın açıklamaları şu şekilde:

"Körfez turumuzdan dün gece döndük. Bu kardeş ülkelere gerçekleştirdiğimiz ziyaretler hamdolsun başarılı bir şekilde geçti. İkili münasebetlerimiz yanında Körfez bölgesindeki kriz başta olmak üzere birçok meseleyi ele alma fırsatı bulduk. Son ziyarette bir kez daha görüldü ki Türkiye tüm taraflarla görüşebilen, köklü bağları olan nadir ülkelerden biridir. Son yıllarda yaptığımız temaslar, üst düzey ikili ziyaretler, Türkiye'nin nevi şahsına münhasır yerini daha da güçlendirmiştir. Ülke olarak kardeşlerimiz arasında yapay sorunlar nedeniyle gerilim yaşanmasını asla arzu etmiyorum. Enerjimizi terör gibi hepimizi tehdit eden konulara harcamak yerine, bölge içi krizlerle heba etmeye gönlümüz elvermiyor.

'KRİZ YAKIN ZAMANDA HALLOLACAK'

Müslümanların kavgaya değil dayanışmaya ihtiyacı var. Sorunlarımızı samimiyet ve açık yüreklilikle konuşmanın yollarını aramamız gerekiyor. Kardeşler arasında gereksiz gerilime neden olan krizin inşallah yakın zamanda hallolacağını ümit ediyorum. Gerçekleştirdiğimiz ziyaretin Katar krizinin çözümüne katkı sağlayacağına inanıyorum. Müslümanların Mekke'deki Mescid-i Aram ve Medine'deki Mescid-i Nebevi'den sonraki üçüncü kutsal mabet Kudüs'teki Mescid-i Aksa'dır. Bizim atalarımızın 400 yıl boyunca Mescid-i Aksa'ya hizmet şerefi nail olmuştur.

'TÜM ARAPLARI İTHAM EDEMEYİZ'

‘Araplar bizi arkadan vurdu’ yalanını bir kenara bırakmanın zamanı gelmiştir. Bugün ülkemizde devletimize ve milletimize karşı savaşan terör örgütleri yüzünden nasıl toplumun belli kesimlerini toptan suçlayamazsak, tüm Arapları da itham edemeyiz.

Osmanlı'nın elinden çıkması ile başlayan Kudüs'ün sıkıntılı günleri, adeta kabusa dönüşmüştür. Uluslararası hukuka göre meşruiyet elde etmiş başkenti Tel Aviv olan İsrail devleti, bizim de tanıdığımız bir devlettir. Ancak Kudüs'ün 3 din için de özel olan statüsüne, Harem bölgesinin mahremiyetine saygı duymayan bir İsrail, en büyük zararı kendisinin göreceği tehlikeli bir yola sapıyor demektir. İsrail yönetiminin, işi Harem bölgesini Müslümanlara yasaklayarak işgale götürmesi, bardağı taşırmaktadır.

'KUDÜS'E SAHİP ÇIKALIM'

Biz Müslümanlar için mübarek beldelerimizi korumak, imkan değil, iman meselesidir. Eğer, İsrail elindeki silahlara bakarak böyle bir yola tevessül ediyorsa çok yanılır. Filistinli ve diğer milletlerden kardeşlerimiz de bu zeminin dipdiri ayakta olduğunu cümle aleme ilan etmektedir. Buradan tüm vatandaşlarıma ve tüm Müslümanlara çağrıda bulunuyorum. İmkanı olan herkes, lütfen Kudüs'ü Mescid-i Aksa'yı ziyaret etsin. Gidemeyenler de oradaki kardeşlerimize yardım göndersinler. Bizler Mescid-i Aksa'ya ne kadar çok sahip çıkarsak, gözlerini oraya dikmiş olanların işleri de o kadar zorlaşır. Postalları ile kirletiyor, Müslüman kanı döküyorsa bunun sebebi bizlerin Kudüs'e yeteri kadar sahip çıkmıyor oluşumuzdur. Gelin hep birlikte Kudüs'e sahip çıkalım.

'SİNAGOGLARA SALDIRMAK DİNİMİZCE YASAKLANMIŞTIR'

Buradan milletimize, çeşitli düşünce gruplarına, siyasi partilere sesleniyorum. Mescid-i Aksa'da böyle bir şey oldu, bunun karşılığında buradaki sinagoglara saldırmanın hiçbir anlamı yoktur ve bu bizim dinimizce de yasaklanmıştır. Biz aynı yanlışa aynıyla mukabelede bulunamayız. Biz Ömer İbn-i Abdülaziz'in bir hristiyan arazisine ibadet hane yapan ve onu da bildirdiklerinde kalkıp yıktıran bir anlayışın mensuplarıyız.

'SİZDEKİ HUKUK DA BİZDEKİ GUGUK MU?'

Ülkemizde neredeyse her gün eylem yapan bir terör örgütünün Suriye'deki uzantısını isim değişikliği oyunlarıyla koruma altını alıp, silahlandırırken itirazlarımıza kulak tıkayanlar biz kendimizi korumak için operasyon yaptığımızda var güçleriyle bağırıyorlar. Ülkelerindeki kişilerle ilgili "Bu yargının işidir" diyen buna karşılık ülkemizde casusluk yaparken suç üstü yakalandığında işi krize dönüşen kendileridir. Sizdeki hukuk da bizdeki guguk mu? Almanya'da Amerika'da yapılınca suç sayılan eylem, Türkiye'de yapılınca niye hak ve özgürlük meselesine dönüşüyor. Üstelik bu işi delikanlıca götürmüyorlar. Hemen ekonomik belaltı vuruşlarına başvuruyorlar. Biz bugüne kadar hiçbir ülkenin Türkiye'deki yatırımlarıyla ters bir ilişkiye girmedik. 100 yılı aşkın süredir Türkiye'de faaliyet gösteren Alman firmaları var. Bugüne kadar hiç rahatsızlıkları olmadı. İyi de kazanıyorlar. Bizi bunlarla tehdide kalkarsanız yanılırsınız ve siz kaybedersiniz.

'KANLI KATLİAMLARA İMZA ATANLAR...'

I. ve II. Dünya savaşlarında karşılıklı olarak tarihin en acımasız ve en kanlı katliamlarına imza atanlar kusura bakmasınlar bize insanlık dersi veremezler. Irak, Suriye, Mısır, Libya, Kuzey Afrika, Afrika'nın diğer bölgelerinde Balkanlar'da olduğu gibi fırsat bulduklarında kan dökmekten çekinmeyenlerin bize söyleyecek sözü olamaz. Irak'ta, Suriye'deki insanların ölümünün arkasında asıl güçler bunlar değil mi? Eskiden tehditlerini süslü püslü kelimelerin arkasına saklayarak yaparlardı, şimdi alenen yapıyorlar. En azından artık daha dürüst davrandıkları için kendilerine müteşekkiriz. Kamuoyunun süslü püslü kelimelerin arkasındaki çirkin yüzleri görmesi her zaman mümkün olmuyordu. Almanya'nın bilmem ne bakanı Türkiye'ye nasıl zarar vereceklerini medya önünde ifşa ettiklerine göre anlaşılan iyice çaresiz durumdalar."