Robot elinden ölüm: İsrail ordusu katliamlarında yapay zeka

İsrailli gazeteci Yuval Abraham tarafından cephedeki İsrailli askerlere dayandırılan iddia, teknolojik gelişmelerin emperyalizmin elinde nasıl insanlık aleyhine kullanıldığını gözler önüne seriyor.

Ogün Eratalay

Yapay zeka denince herhalde ilk olarak aklımıza bilgisayarda çeşitli sorularımıza yanıt veren uygulamalar geliyor. Çok farklı şekillerde geliştirilen uygulamalar sayesinde makina büyükçe bir veri tabanına erişim sağlıyor ve kullanıcının davranışlarını tahmin ederek, kimi zaman yanlış da yaparak öğrenerek kendisini geliştiriyor.

Yapay zekanın kullanım alanları olarak ilk aklımıza gelenleri sıraladığımızda karşımıza pek çok naif örnek çıkıyor.1 Üretim sektöründe, üretim çalışma süresini artırmak ve maliyetleri düşürmek için yapay zeka güdümlü robotlar ve öngörücü bakım araçları yapılabiliyor. Çevrimiçi film portalları veya alışveriş siteleri müşterilerinin ilgilendiği ürünleri bu sayede öngörüyor. Bankalar bazı müşterilerinin taleplerini canlı insan görüşmesine kalmaksızın belli oranda çözebiliyor. Bunun dışında tasarım, yabancı dillerden çeviri vb. alanlarda etkili olarak kullanılabiliyor.

Ancak her yeni teknolojik icatta olduğu gibi bu icadın da toplumdaki verili üretim ilişkilerinin dışında tasavvur edilmesi mümkün değil. Yapay zeka bir patron için daha verimlilik ve kâr anlamına gelirken, işçi için daha esnek bir çalışma ve iş güvencesinin yitirilmesi anlamına geleceğini söylemek zor olmasa gerek.

Konumuz olan silah sanayinde yapay zekanın kullanımı ise verili emperyalizm koşullarında doğrudan emperyalist silah tekellerinin ve emperyalist ülkelerin, işgalci orduların çıkarına oluyor. Otonom uçaklar, SİHA’lar, cephede kullanılan çeşitli robotlar, siber saldırılar yapay zeka uygulamalarının kullanıldığı alanlardan sadece bazıları. Burada amaç özellikle silah sistemlerinden ve sahadaki personelden her türlü görüntü, ses, koordinat, iletişim vb. bilgisinin ortak bir havuza atılması ve işlenmesini içeriyor. Çok büyük veri havuzlarını çok hızlı bir şekilde analiz yapma kabiliyetine sahip olan yapay zeka kapalı sistemden aldığı bilgileri değerlendiriyor.

Bu konuda en dikkat çekici yapılanmalardan birisi ABD Silahlı Kuvvetlerine bağlı Futures Command adlı komutanlık. Bu yapılanmanın görevlerine bakıldığında hava savunma sistemlerinin iyileştirilmesinden, savaş durumunda lojistik darboğazlarının çözülmesine, uzun menzilli hedef işaretlenmesinden simülatör eğitimlerine kadar geniş bir çapta aktif oldukları görülebilir.2

Son dönemde Ukrayna-Rusya Savaşı sırasında ABD Silahlı Kuvvetlerinin Ukrayna ordusuna bu kapsamda büyük bir bütçe ayırarak saldırı taktiklerinin belirlenmesi amacıyla milyonlarca resmin, konumun ve uydu görüntüsünün kullanıldığı kamuya açık kaynaklarda ilan ediliyor.3

***

Konumuza gelecek olursak Türkiye basınında neredeyse hiç görülmeyen ve muhtemelen yerel seçim gündemine kurban giden olay 3 Nisan günü yaşandı. 972 adlı dergide bir analiz kaleme alan İsrailli yazar ve yönetmen Yuval Abraham, irtibata geçtiği askeri kaynaklara dayandırdığı haberde “Lavender” adı verilen yapay zeka uygulamasının İsrail ordusu tarafından Gazze’de artık soykırıma dönen katliamda bombalanan hedeflerinin bulunması için kullanıldığını savundu.

Lavander adı verilen yapay zeka eğer o kişi belirli telefon gruplarına üyeyse, adresini ve cep telefonunu sık değiştiriyorsa o kişiyi şüpheli olarak takibe alıyor.

Abraham’ın yaptığı görüşmelerde edindiği bilgiler çok çarpıcı. Buna göre İsrail ordusu bünyesinde var olan 8200 adı verilen istihbarat birimi tarafından geliştirilen uygulamayla herhangi bir yerde Filistinli bir militanın bulunma olasılığı hesaplanıyor. Bu hesaplama için Gazze’de Filistin topraklarında katliam gerçekleştirmekte olan İsrail ordu birliklerinin doğrudan ilettiği verilerin yanısıra, iletişim verileri, koordinatlar, uydu görüntüleri kullanılıyor. Buna göre herhangi bir militanın bulunma olasılığı yüksek olan bina işaretleniyor ve füzelerle bombalanıyor.

1 şüphelinin bulunduğu binanın veya bölgenin vurulması sırasında yaklaşık 15-20 kişilik bir sivil kaybı İsrail Ordusu tarafından kabul edilebilir seviyelerde oluyor.

Abraham’ın görüştüğü kimlikleri gizlenen askeri yetkililer bombardımandan önce yapay zekanın büyük ihtimalle Filistinli direnişçi olduğunu bildirdiği binaları ortalama 20 saniye kontrol ettiklerini, günde en az 40 binayı bu şekilde içindekilerle birlikte vurduklarını, hatta çoğu zaman bombardımanın ardından istihbaratın doğru olup olmadığını teyit etmekle bile uğraşmadıklarını itiraf ediyorlar. Yuval Abraham’a göre İsrail bu sistemi kullanarak hem karar mekanizmasındaki insan faktörünü devreden çıkarıp vicdani sorumluluğu belirsiz bir alana istiyor hem de istediği soykırımı kolaylaştırmış oluyor.

Yuval Abraham, Channel 4 haber bülteninde konuşurken

Abraham’ın açıklamalarına karşılık İsrail ordusundan yalanlama gelse de 2023 yılı başlarında İsrail ordusuna bağlı bir istihbarat subayının Tel Aviv Üniversitesi'nde yapay zeka konusunda verdiği seminer her şeyi anlatmaya yetiyor.4 Seminerde İsrail tarafından aranan kişilerin örgütsel yapılarının çökertilmesi için temasta oldukları kişilerin çeşitli şekillerde gözlem altına alındıkları ve sonrasında yapay zeka tarafından örgüt üyesi olma ihtimallerinin hesaplandığı belirtiliyor.

İsrailli istihbaratçı tarafından Tel Aviv Üniversitesinde verilen seminerden bir görüntü. Buna göre yapay zeka sayesinde örgütün kimlerden oluşabileceği belirli ihtimaller dahilinde öngörülüyor.

İsrail’de iktidar sahiplerinin ABD emperyalizmiyle kopmaz bağlara sahip olduğu su götürmez bir gerçek. Özellikle özel kuvvetler ve istihbarat alanında İsrail Ordusunun ABD Silahlı Kuvvetleriyle sıradışı bir müttefiklik ilişkisi olduğu da biliniyor. Dolayısıyla doğrudan emperyalizm tarafından geliştirilen ve insanlık dışı katliamları kolaylaştırmak için kullanılan yapay zekanın yine aynı ellerde insanlık karşıtı hangi yeni emellerle kullanılabileceğini tahmin etmek güç değil.