Liselilerin değerleri (!)

Maltepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü, “toplumsal ve kültürel yapıların gelecekteki taşıyıcıları ve özneleri olan lise öğrencilerinin niteliklerinin, değerlerinin, tutumlarının ne olacağını ortaya koyma” amacıyla bir araştırma yapmış. Bu araştırmanın ön bulguları geçen hafta kamuoyuna duyuruldu.

Bu araştırmada, sonuçların genelleştirilmesini engelleyen pek çok sınırlamalar olduğu görülüyor. Araştırma, İstanbul Anadolu yakasında bulunan lise öğrencileri ile sınırlı kalmış. Temelde bu nedenle, bu araştırmaya katılanlar, Türkiye genelindeki lise öğrencisinden biraz farklı bir grup olarak ortaya çıkıyor. Bu araştırmaya katılanların temel özellikleri şöyle özetlenebiliyor: Öğrencilerin yüzde 30’unun anneleri ile yüzde 44’ünün babalarının öğrenim düzeyi lise ve üstü. Yüzde 85’i, büyük şehirlerden birisinde doğmuş. Öğrencilerin yüzde 63’nün (özel liselilerde %79’unun ve imam hatiplilerde %58’inin) kendine ait bir odası bulunuyor. Yaz tatilinde, imam-hatip liselerinde okuyan öğrencilerin yüzde 53’ü ana-babasının memleketine giderken özel liselilerin yüzde 41’i deniz kenarına gidiyor. Bu öğrenciler içinde özel liselerde okuyanların yüzde 51 ile diğer liselerde okuyanların en az yüzde 10 kadarının yurt dışına gidip geldikleri anlaşılıyor. Dolayısıyla, Türkiye genelindeki lise öğrencilerinin doğum yerleri, ebeveynlerinin öğrenim durumları ve ekonomik düzeyleri araştırma grubundakilere hiç benzemiyor araştırma grubu Türkiye’deki lise öğrencilerini örneklemiyor.

Araştırma grubu Türkiye ortalamasının üstünde bir grup olsa da, özelde İstanbul’un Anadolu yakasındaki lise öğrencilerinin durumunu yansıtsa da, araştırma sonuçları, nüfusbilim özelliklerinden bağımsız olarak liseliler arasında görülen değer ve tutumlar açısından genel gözlemlerle ve daha önceki araştırmalarla paralel sonuçlar içeriyor ve bu nedenle Türkiye geneliyle ilgili bilgi de veriyor. Bu sonuçlar ve bilgiler pek çok açıdan iç ferahlatıcı ve geleceğe umutla bakmamızı sağlayacak nitelik taşımıyor.

Bu ortalamanın üstündeki kesim öğrencileri içinde bile, her zaman gazete okuyarak haber izleyenlerin oranı yüzde 22’yi geçmiyor! Doğal olarak televizyon (%89) ve internet (%78) izleme en yaygın alışkanlıkların başında geliyor. Gazete izleyenlerin en çok özel liseliler olması da şaşırtmıyor, gazete okumada ikinci sırada olan grubun da, bedava gazete dağıtımının çok olduğu imam hatipliler olması da! Gençlerin giderek radyo dinlememesi de pek şaşırtıcı olmuyor.

İnternet üzerinden gerçekleşen sosyal-medya veya sanal arkadaşlık sitelerine üye olmak açısından Facebook’u izleyenler genelde yüzde 91’i ve imam-hatip liselilerde bile yüzde 86’yı buluyor. Ulusal sosyal medya ağı sayılan Yonja’yı izleyenler ise yüzde 5’i geçmiyor.

Liseli öğrenciler, genelde ve öncelik sırasıyla “arkadaşlarından” (%77), “müzikten” (%75), “internetten” (%67) ve “dini inançlarından” (%60) hayatta vazgeçemeyeceklerini belirtiyorlar. İmam-hatip öğrencileri arasında ise bu sıra, “dini inanç” (%99), “arkadaşlar” (%78), “müzik” (%62) ve “kitap” (%52) şeklinde oluyor.

Anadolu liselerinde okuyan öğrencilerin üçte ikisi, imam-hatip lisesi öğrencilerinin yarısı yurtdışında yaşamak istiyor!

Öğrencilerin Türkiye’yi hangi ülkeler grubuna katılmış olarak görmek istedikleri sorusuna verilen yanıtlardan tüm öğrencilerin yüzde 42’sinin “Avrupa Birliği”ni yeğlediği, imam hatiplilerin ise yüzde 64 oranda İslam dünyasına katılmak istedikleri anlaşılıyor. Yüzde 64 oranında Türkiye’nin İslam dünyasına katılmasını isteyen imam hatiplilerin yüzde 53’ünün düşündüğü yurt dışı yaşam alanı herhalde İslam ülkelerinin dışında kalıyor!

Öğrencilerin yüzde 10’u, orta öğretimdeki eğitim-öğretim süreçlerini beğenirken yüzde 61’inin sistemi eleştirdiği ve yüzde 15’inin de çok eleştirdiği anlaşılıyor.

Bir yanda lise öğrencilerinin yarıdan biraz fazlası, “Fen ve matematik, doğada ve evrende karşılaşılan olayları daha kolay anlamamızı sağlar” diyor. Öte yanda daha çok öğrencinin, “Dünyayı ve evreni anlayabilmek için, fen bilgisi kadar din bilgisinin de gerekli” olduğunu düşündüğü anlaşılıyor! Böyle düşünenlerin oranı imam hatiplerde yüzde 87’ye yaklaşıyor!

Bu araştırma, genellenebilirliği sınırlı düzeyde de olsa, lise öğrencileri arasında görülen birkaç önemli değişimi işaret ediyor: 1) Geçmişte yalnız yoksul çocukların seçeneği olan imam hatipler giderek orta halli aile çocukları için de seçenek oluyor. 2) Din, gençler için vazgeçilmez bir hâl alıyor. Bir sonraki Türkiye Değerler Araştırması’nda, “Bilim ile din çelişirse, her zaman din doğrudur” görüşünde olacakların yüzde 77’nin çok üzerine çıkması bekleniyor. 3) Gazete ve kitap okumama giderek kronik bir soruna dönüşüyor. 4) Geçmiş yıllarda iyi öğrenim görmüş yükseköğretimliler arasında yaygın olan “yurt dışında yaşama” özleminin bugün, liseliler arasında ve de hatta imam hatipliler arasında da yaygınlaştığı görülüyor. 5) Liseliler arasında akıl karışıklığının çoğaldığı görülüyor.

Türkiye’nin içinde bulunduğu bu ortamda gençlerin eğilimleri değil de, bu duruma bile bile yol açan yetkililerin varlığı ve ilgililerin sessizliği temel kaygı kaynağı oluyor.

Bir dershane, "Dershane içindeki kız-erkek arkadaşlığını duygusal boyuta taşıyan öğrencinin kaydı silinir ve verdiği ücret iade edilir" şartını getiriyor! Giriş sınavlarında başarı düşüyor ve sıfır çekenler artıyor. Herkesin gözü önünde kadınlar öldürülüyor, sigara içen kadına saldırılıyor, şortlu olan kadına yumruk atılıyor. Sistem ise bunlardan hiç rahatsız olmuyor. Bilakis, gençlerin gazete-kitap okumamasından, televizyon ve internet bağımlısı olmalarından ve yurt dışında yaşamak istemesinden memnuniyet duyuyor. Hatta inancı iyice vazgeçilmez yapmak için, intihalci ve cemaatçi bir kişi bakan yapılıyor!

Sistem, bilerek ve isteyerek adam öldürenlere 6-9 yıl içinde hapisten çıkacak cezalar verirken parasız eğitim istemiyle pankart açanları 14 yılla yargılıyor. Sağa sola saldıranlar, oto yakanlar, kadına dayak atanlar elini kolunu sallayarak dolaşırken genel seçim öncesinde polisin aşırı müdahalesi sonucu hayatını kaybeden öğretmene demokratik gösterilerle sahip çıkmaya çalışan gençleri tutuklayıp teşekkül oluşturmakla suçluyor.

Sistemin, kendisi dışında dünyayı umursamayan gençlerle değil yaşam koşullarını kendilerine dert edinen, sömürüye karşı çıkan, hak aramaya kalkan ve parasız eğitim isteyen gençlerle sorunu olduğu görülüyor!

[email protected]