Bir grup Letonya vatandaşı, Rus kapitalist Roman Abromoviç&rsquoe ülkelerini satın alması için mektup yazmışlar. İmzaların bir kısmı sanal ortamda toplandığı için kaç tane Letonyalının bu işe destek verdiğini tam olarak bilemiyoruz. Ancak böyle bir girişimin ve bu girişime destek verenlerin olduğu ortada.
Üstelik Letonyalıların bu konuda sicili de pek parlak değil. Krizin derinleşmeye başladığı ilk günlerde aynı adamlar mı bilinmez, bir grup Letonyalı bu defa da İsveç&rsquoin ülkelerini işgal etmelerini istemişti.
Adı geçen ülke Avrupa Birliği üyesi&hellip Letonya&rsquonın diğer Baltık ülkeleriyle birlikte Avrupa Birliği&rsquone girişinde nasıl büyük kutlamalar yapıldığı da hatırlanacaktır. Şimdi krizin pençesinde can çekişen bir ülkeye dönüşen Letonyalıların büyük bir bölümü, AB&rsquoye girerken muhtemelen tarihin iyi anlamda sonunun geldiğini düşünüyorlardı. Öyle ya ülke &ldquososyalizmin demir pençesinden&rdquo ve &ldquoRus tasallutundan&rdquo kurtulmuş, yıllardır özlemini çektiği Batı&rsquoya kavuşmuştu.
Baltık ülkelerinde komünizmin yasadışı ilan edilmesi ve bu ülkelerin hemen hepsinde faşizmin yükselmeye başlaması da aynı yıllara denk gelir. Öylesi bir mutluluk tablosu zaten başka türlü nasıl tamamlanabilir&hellip
İnsanoğlu hep daha fazlasını istiyor. Avrupa Birliği işgali Letonyalılara yetmemiş olacak ki şimdi başka türlü işgallerin arayışına giriyorlar.
Moda deyimle, birkaç tane abuk sabuk adamın yaptıklarını tüm Letonya&rsquoya mal edemeyiz diye bir cümle kurmanın da manası yok ne yazık ki. Keşke öyle olsa&hellip Ama AB&rsquoye girişin tüm ülkece kutlanmasını, sosyalizmden geriye kalanlara gözü dönmüş bir vahşetle saldırılmasını, sola ve azınlıklara uygulanan toplu baskıyı ne yapacağız. Bunları da mı birkaç tane abuk sabuk adam yapmıştı?
Bu abuk sabuk adamlar Letonyalıların arasında medeni cesaret sahibi olanlardır. Bu girişim daha fazla destek bulmamışsa bu daha çok insanın böyle düşünmediğinden değil, buna benzer sebepler nedeniyledir.
Letonya ve benzerleri ne yazık ki hiç şaşırtmıyor. Bu ülkede onurlu bir sosyalist geçmişle özdeşleşen değerlere ya da başka ülkelerde farklı biçim ve hüviyet kazanan insanlıkla ilgili iyi olan her şeye küfretmeyi, bunları reddetmeyi marifet sayanların sonu dünyanın değişik yerlerinde de farklı olmuyor. İnsanlar bir kere alçalmaya başlayınca kendisini durduramıyor.
Türkiye daha oralara gelmedi diye sevinmenin de ne yazık ki sınırları var.
Evet, Türkiye&rsquonin oralara gelmesine daha var. Ama Türkiye o kadar düşmez demenin maalesef hiçbir dayanağı yok.
Şimdilik Abramoviç&rsquoe gel ülkeyi satın al diyen yok. Ancak aynı adama mağlubiyet sonrası, takımı düzlüğe çıkarmak için kulübü satın al diyen bir sürü &ldquobüyük takım&rdquo taraftarı var. Mantık da hiç farklı değil&hellip Yine bizzat o kişilerin ülke için de benzer bir çözümü düşünmediklerinin bir garantisi var mı? Mantık aynı olduktan sonra, ölçeği biraz büyütmenin önünde ne engel olabilir ki? Takım için üst üste alınan birkaç mağlubiyet düşünce zincirini tetikliyorsa, örnekte görüldüğü gibi ülke için de aynı çözümün düşünülmesi için bir büyük kriz yetiyor. 2009&rsquoda ekonomi Türkiye&rsquode daha da kötüleşip koşullar aynı ölçüde ağırlaştığında kimin kafasında neler tetiklenecek göreceğiz. Çürümeye başlamış bir topluluğun Türkiye&rsquode nerelere savrulacağına hep birlikte tanık olacağız.
Taraftarları lümpenlik ve cahillikle itham etmeden bir nefes alın ve her yerde rastlayabileceğiniz küçük borsa yatırımcılarını hatırlayın.
Tatlı kârlar peşinde, yırtmak için borsada kâğıt alıp satan bu topluluğun Türkiye&rsquonin iç ve dış politikası hakkındaki fikri endeksin yukarı aşağı oynamalarına göre değişir. Türkiye ABD&rsquonin planlarına dahil mi olmaktadır, memleket arazileri peşkeş mi çekilmektedir, milyonlarca emekçiyi ilgilendiren sosyal güvence sistemi tasfiye mi edilmektedir, hiç fark etmez&hellip Borsa inmesin, kâğıtlar değer kaybetmesin, beyefendiler, hanımefendiler zarar etmesin yeter. Türkiye işgal edilmiş, sömürge haline gelmiş, gericilik toplumsal ve siyasi yaşantıyı belirler olmuş, memleket bölünmüş, kimin umurunda. Tüm kararları onlar adına borsa endeksi veriyor nasıl olsa. Yükseliyorsa sorun yok, iniyorsa yanlış işler yapılıyor. Bir memleket işte böyle yönetiliyor.
Şimdi bu zavallılar ne olduğunu anlamaya çalışıyor. Öyle ya, her şey yolundayken, emperyalizmden gelen tüm talimatlara uyulup borsa endeksi hep yukarıya doğru giderken, bizzat emperyalist merkezlerden başlayan bir dalganın nasıl ortalığı silip süpürdüğünü, ellerindeki kağıtların nasıl patladığını tahlil edemiyorlar. Okuyorlar, düşünüyorlar ama olmuyor, bir çıkış yolu bulamıyorlar. Varacakları yer Letonyalıların vardıkları yerden veya dünyanın başka yerinde böyle düşünenlerin ulaşacağı son duraktan farklı değildir.
Kendi kaderini eline alırken yücelen insanoğlu alçalmaya başladıktan sonra pespayelikte sınır tanımıyor.
Yeni yılda bu çürümeyi hep birlikte durdurabilmek dileğiyle&hellip