AKP’nin illüzyonist islami karakteri

AKP’nin hızlı, uyarı dinlemez, aşırı özgüvenli, karşısındakini küçümseyen, önüne çıkartılan engelleri gerekirse şiddetin her türlüsüyle yok etmeye kararlı tutumu nasıl açıklanabilir ?

Belli ki burada AKP’nin zora mecburiyetinin payı büyük. AKP, önündeki teknik, toplumsal ve siyasi engelleri ortadan kaldırmadığında, yerinde bile sayamayacak, ama tepe taklak geriye yuvarlanacak bir parti. Bunu hep söylüyoruz: Ya devam ederler ya da yıkılırlar.

Ancak, O’nun ilk paragrafta saptadığımız siyasi özelliklerini koşullayan tek faktör bu mu ? Böyle olmadığını ve hatta belirleyici faktörün bu olmadığını düşünmemiz için yeterli nedenler bulunuyor:

* * *

AKP’nin İslami karakterinin ve bunun siyasetle özgül eklemlenme biçiminin, bu tartışmada her şeyin üzerine yazılması gerektiğini düşünüyorum.

AKP, gerçekten de, bütün dünyevi olgu ve olayların din üzerinden açıklanabileceğini düşünen bir parti. Buna göre, dünyayı açıklamak için de, bir ülkeyi yönetmek için de, güçlü bir ülke olmak için de, vb, dinin belirlediği felsefi bağlamın ötesinde herhangi bir kuramsal ve bilimsel çabaya gerek yoktur.

Daha da ötesinde kuram ve bilim, açıklama, yönetme, güçlü ve örnek olma, vb, faaliyetlerini engelleyecek ve dine küfür anlamına da gelecek bir yoldan sapmadır.

Örneğin, AKP’nin evrim, çocuk sayısı, yaşam tarzı, vb, konularındaki takıntısının esas nedeni de budur. AKP’ye göre toplumsallığı oluşturacak eksen dindir.

* * *

Bu İslami referanslı körlüğün, bir de Türkiye bağlamında büründüğü siyasi tezahür mevcut.

Şöyle: AKP, Kemalist devrimin her şeyi açıklamaya muktedir bu felsefi çerçeveyi özellikle yok ederek, Türkiye’nin ve İslam’ın elindeki büyük olanakları heder ettiğini de düşünüyor.

AKP’ye göre Cumhuriyet rejimi tam 80 yıl boyunca Türkiye’nin elini kolunu bağlamıştır. AKP’nin aceleciliği buradan ve uzun zaman sonra ele geçirdiği fırsatı bir an önce gerçekliğe dönüştürme telaşından kaynaklanmaktadır.

Bir anlamda, AKP, kendi felsefi bağlamının doğruluğunu kanıtlama telaş ve kararlılığı içindedir.

Bu illüzyonist idealizmin, ancak materyalist dünya görüşünün ve bilimin açıklayabileceği gerçeklikle ne derecede uyuşmaz olduğunu ortaya çıkaran çarpıcı ilk örnek Pamukova’daki hızlı tren faciası olmuştu. Ulaştırma Bakanlığı hiçbir eleştiriyi dikkate almadan ve gerekli ön testleri gerçekleştirmeden treni Pamukova’daki aşağı meyilli viraja olanca hızıyla sokmuştu. Daha önce kimsenin cesaret edemediğini yapıyorlardı. Sonrası malum.

* * *

Ancak AKP tarz-ı siyasetinin karakteristiğini oluşturan faktörler bu kadarla da sınırlı kalmıyor.

Türkiye’de siyasal İslam’ın, Türkiye’nin jeopolitiğinden kaynaklanan kendine has bir özelliği de söz konusu. Burası İslam coğrafyasının Batı kapitalizmiyle, emperyalizmin kurumlarıyla, piyasa nesnelliğiyle en haşır neşir olduğu yer. Yalnızca iktisadi ve mali dinamiklerle değil, aynı zamanda ideolojiler düzleminde de.

Dolayısıyla, Türkiye siyasi İslam’ı, İslam aleminde, örneğin bağımsızlık, kurtuluşçuluk referanslarının hemen hiç etki edemediği hareketler arasındadır. Türkiye siyasal İslam’ına, güçlüye hayranlık, Amerikancılık, bireycilik, takiyyecilik gibi sermaye rejimiyle bağlantılı ideolojik motifler ileri derecede içselleşmiştir.

AKP’de cisimleşen İslami ideoloji, 80 yıl sonra kendisini kanıtlama fırsatını ele geçirip, bir hızla davrandığında, siyasi hareket tarzına, sermayeciliğin, Amerikancılığın en ileri derecelerde sirayet etmesi ve ortaya yapış yapış bir kapkaç kültürünün çıkması işte bu nedenle kaçınılmazdı.

* * *

İslami dünya görüşü AKP’nin saldırganlığını yaratan en önemli parametredir.

Şimdi el attığı her alandaki başarısızlığı, bu nedenle, yalnızca o alanlardaki özel politikalarının değil, O’nu O yapan genetik şifresinin de sorgulanmasına neden olacak bir zemin yaratıyor.