İslam’da “resim yasağı”

Charlie Hebdo karikatüristlerinin öldürülmesinin ardından ortaçağ kültürüne değinen Medioevo dergisi, şubat sayısında  “İslam’da resim yasağı” konusuna mercek tutan ilginç bir yazıya yer verdi.  Marco di Branco’nun “Resimsiz bir dünya mı?” başlığı altında yayımlanan yazısı İslam dünyası ile resim/portre sanatı arasındaki karmaşık ilişkinin öyküsünün uzak bir geçmişe dayandığını paylaşıyor.

İslam kültüründe resme getirilen yasak ve ikona kırıcılığın kökeninin İsrailoğullarına uzandığını oysa Asur-Babil uygarlığı, Palmira ve Petra antik kentlerindeki sanat yapıtlarında bu yönde bir yasağa rastlanmadığını aktarıyor Branco.

Kuran’da sureti yasaklayan hiçbir yazılı bilgi olmadığı, Muhammed peygamberin geleneksel anlamda tanıtıldığı üzere ikona kırıcı ya da resim karşıtı olmadığı öne sürülüyor. Müslümanların kutsal kitabı Kuran’da şüpheli bir tek pasaj var (XXII 30), burada  “Awtanlardan ve sahte söylemlerden sakının!” diye yazıyor. “Awtan” sözcüğünün ne anlama geldiğini İslam uzmanları kesinlikle söyleyemiyor. Bir yoruma göre,“resim” başka bir yoruma göre ise  “idol” anlamında kullanılıyor. Kuran’da resmi yasaklayan açık bir bilgi olmamasına karşın Eski Ahid’de “Deuteronomio V 8”de şu bilgiye yer veriliyor, “Gökyüzünde, yeryüzünde ve toprak altındaki sularda herhangi birine ait ne bir idol ne de bir resim yapacaksın, Hiçbirinin önünde ne diz çökeceksin ne de hizmet edeceksin!”

Medine’nin ressamları

Öte yandan Kuran’da din dışı konularda resim yapılmasına yasak getiren bir madde yazılı değil. İslam dünyasının “primitif” diye anılan ilk döneminde figürlü betimlemeler ve objelerin artışına dikkat çekiyor konunun uzmanları; gelenek, Muhammed’in İ.S. 622’de sığındığı ve başkent ilan ettiği Medine’de evlerin duvarlarını resimleriyle süsleyen ressamlardan söz ediyor. Bunu izleyen 661-750 yılları arasında Arabistanlı Lawrence’ın “Çöl kaleleri” diye andığı İslam dünyasının önde gelen hükümdarlarının konutlarında duvarların resimlerle bezendiği vurgulanıyor.

Günümüzde Ürdün’ün başkenti Amman’ın yanı başındaki Qusayr’Amra stepine yolu düşenler yaklaşık  661-750 yılları arasına tarihlenen bir başka sarayda duvarların resimlerle bezendiğine tanıklık ediyor. Ürdün’deki bu resimlerin UNESCO tarafından koruma altına alındığı ve restorasyonun ise Giovanna De Palma yönetiminde bir grup İtalyan araştırmacıya verildiği de bir başka ayrıntı.

Ürdün’deki anıtsal sarayda arkeologlar, halifeler ile  İslam dünyasının o dönemdeki önde gelen kişilerini temsil eden heykeller gün ışığına çıkardı. Müslümanlar arasında portre sanatı da bir hayli yaygındı. Dönemin sikkeleri ve paraları, Pers ve Bizans paralarını model alıyor, kılıçla donanan hükümdar portreleri, bu paraların yüzüne işleniyordu.

Muhammed’in portreleri

İslam uzmanlarının bir başka önemli keşfi, İslam’ın ilk yıllarında peygamberin portresiyle ilgili kaleme alınan nice öykünün varlığına işaret etmesi. Kehanetleriyle ünlü Müslüman ermiş Abu Bekir Ahmed bin el Hüseyin ( İ.S XI.yüzyıl), Muhammed peygamberin çağdaşı olan Mekkeli bir tüccarın Basra’da bir manastırı ziyaretinde Muhammed ile ilk halife Ebu Bekir’in resimlerini  gördüğünü ifade ediyor. Bir başka Mekkeli tüccarın ise Suriye’ye yaptığı bir seyahatte duvarları resimlerle dekore edilen bir eve konuk olduğu, bu portreler arasında tüccarın Muhammed peygamberi tanıdığı dile getiriliyor. Çok daha geç dönemlerde de Muhammed’in peygamberliğine vurgu yapan portrelere birçok İslam ülkesinde rast gelindiği aktarılıyor.

Abbasilerin yönetime geldiği VIII. yüzyılda İslam dünyasında resim yasağının tabulaşmaya başladığı dikkat çekiyor. IX. Yüzyılda yaşayan El Buhari’ye bakılırsa “İslam Peygamberinin Deyişleri” başlıklı anıtsal yapıtta Muhammed’in resim sanatını sert bir şekilde mahkum ettiği, kıyamet gününde sanatçıların, bir tek  Tanrı’ya tanınan yaratma gücüne cesaret ettikleri için en ağır biçimde cezalandırılacaklarını buyurduğu aktarılıyor. Peygamber, sanatçıların Tanrı’ya yalan söylediklerini  ve onun düşmanı olduklarını söylüyor.

İtalya’daki İslam kültürü uzmanları, İslam ve resim yasağı konusunda oldukça karmaşık ve örtülü bir ilişkiler ağı olduğunu öne sürüyor. İslam dünyası ile resim yasağı arasındaki bu anlaşılmaz  ilişkinin kaynaklar, belgeler ve yeni bulgular ışığında incelenmesi İslam dünyasında sanatsal yaratıcılığın, özellikle resim ve heykel sanatının neden gelişemediği konusunda sonradan eklenen yorumları silerek gerçek bilgileri günışığına çıkarabilir.

[email protected]

Ürdün’de Kusayr Amra sarayındaki duvar resimlerinden biri (705-715)