Suriye'de kara propagandanın son örneği: 7 yaşındaki Halepli Bana

Suriye'de Batılı ve Arap medya kuruluşlarının son propaganda aleti, "Halepli 7 yaşındaki Bana." Ancak Bana'nın "gerçek" olup olmadığına ilişkin onlarca soru işareti var.

Çeviri: Utku Çakır

soL'un notu: Suriye'deki Batılı ve Arap kara propaganda araçlarının son örneğini, "Halepli 7 yaşındaki Bana Alabed" ve Twitter hesabı sergiliyor. Suriye'yi takip eddenlerin iyi hatırlayacağı "Şam'da Eşcinsel Bir Kız" (A Gay Girl in Damascus), savaşın ilk başladığı dönemlerin Batı açısından elde patlayan ilk örneğiydi. Bu Şamlı lezbiyenin, aslında ABD'de yaşayan bir erkek olduğu ortaya çıkmıştı. Halepli 7 yaşındaki Bana da, müthiş İngilizcesi ve enkaz altından bile tweet atabilmesi ile "göz dolduruyor." Barbara McKenzie'nin kişisel blogunda yayımladığı ve son kara propaganda aracını da deşifre eden "Bana of Aleppo: the Story So Far" isimli incelemesini soL okurları ile paylaşıyoruz.


İlk başta, 2011 yılında, Şam’da Eşcinsel Bir Kız vardı, şimdi ise Halep’ten  @AlabedBana tweet atıyor.


“Sevgili Dünya, Rusya’nın ve Esad’ın Halep katliamını gerçekleştirmesine izin vermektense 3. Dünya Savaşı’nı başlatmak daha iyidir.”

“Bana”nın bütün hikayesi,  savaştan zarar görmüş bir şehirde yaşamaktan duyduğu endişeyi dünya ile paylaşabilmek için 2016 Eylül’ünde Doğu Halep’ten tweet atmasıyla başladı.  Sosyal medya sahnesine çıkışının biraz kuşkuya ve hatta şamataya neden olması, yaşadığımız dünyanın, üzüntülü bir yansımasıydı belki. Bana vak’asını objektif olarak ele almaya çabalamak, tek  dürüst yaklaşımmış gibi geliyor.

Anlatılanlara göre, Bana, ebeveynleri ve 2 abisi ile birlikte Halep’te yaşıyordu. Annesi Fatemah, ender olarak tek başına tweet atan, “Bana’nın twitter hesabını yöneten” bir öğretmendi ve babası Ghassan – bölge tamamı ile kendi meclislerini oluşturan El-Nusra tarafından kontrol edildiği için ne anlama geliyorsa artık- “yerel meclisin hukuk müşavirliği”nde çalışıyordu.


Doğu Halep Kent Meclisi

Bana’nın ilk tweeti yürek parçalayıcıydı.


"Barış istiyorum."

Bana’nın tweet atmasındaki tek amacı, Halep’in Putin ve Esad tarafından bombalanması hakkında  konuşmak ve bu konuda bir şey yapılmasını istemekti. (Bana, bombalama esnasında bir ya da iki arkadaşını kaybetmişti, ancak hiçbir zaman isimlerini öğrenememiştik. ) Tweetler, neredeyse her zaman için, bombalar, barışın gerekliliği, “bizim için dua edin” ve “bize yardım edin” temaları üzerineydi.


"Binlerce Esad gücü, bizi kıyımdan geçirmek için Doğu #Halep'e saldırıyor, sevgili dünya bizi kurtar. - Fatemah"

Ayrıca, Esad ve Putin’in savaş suçlarından yargılanması için çağrılar vardı:


"Rusya ve Esad, Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne çıkarılmalıdır, eğer, çıkarılmayacaklarsa, hiçbir kimse bir daha orada yargılanmamalıdır. - Fatemah"

Küçücük Bana, yaklaşık 20 tweet ile 24 Eylül’e dinç başlıyor ve 4 Ekim’e kadar, (retweetleri de hesaba katarsak) 120’nin üzerinde tweeti yöneterek iyi bir performans gösteriyordu. Bense, “Hastag”leri kullanana kadar Twitter’ı haftalarca kullanmış ve jargonu öğrenmek için yavaş kalmıştım. Ancak, Bana, başından beri son gelişmelerden haberdardı ve ilk iki günün sonunda elimizde #Halep, #HalepSoykırımı, #HalepteKatliam, #HalepKatliamınıDurdurun (#Aleppo, #HolocaustAleppo,  #MassacreInAleppo, #StopAleppoMassacre) hashtagleri vardı. POTUS ve OMG gibi kısaltmalar konusunda tecrübeliydi. Takipçileri Bana’nın İngilizceye hakimiyetinden etkilenmişlerdi:


"Halep Savaşı biterse, dünyadaki en mutlu kişi olacağım. - Bana"


"Burada insanlar böcekler gibi ölüyor, sırada neyi olduğunu bilmiyorum. Bombalar, yağmur gibi yağıyor."


"Uçakların sesini duyduğumda, çok korkuyorum artık. Gecenin karanlığındaki tehlike dolu Halep'te, bu akşam ettiğim dua, benim ve herkes için yatıştırıcı olacak. "


"Gece ve gündüz yaşadığım bu korkunç rüyadan uyanmak istiyorum"

7 yaşında, “I’ll” gibi İngilizce kısaltmalar ve “korkunç rüya” gibi deyimsel ifadeler konusunda yetkinleşmiş olmak, Bana’yı deha kategorisine sokuyordu. Sorun, sevimli Bana’nın videosu çekildiğinde, çocuk bir dahi olmadığı, ezberletilmediyse, iki İngilizce kelimeyi yan yana getiremediği açığa çıkmasıydı. Her kim ise artık, tweetleri yazanın, küçük oyuncunun ezberi için yapabileceği bir şey olmadığı açıktı. Örneğin, tweet atmaya başladığı ilk gün şöyleydi (evet, her şey daha başından itibaren hazırlanmıştı.)

6 Ekim’de biraz daha çalışmıştı.

29 Ekim ise bir başka felaketti.

Keskin bakışlı bir hayranı, Bana ve kardeşlerinin yukarıdaki klipte giydiği yeni kıyafetlerden çok etkilenmişti. (teşekkürler Vivienne@KitchandBot)

Bana’nın, kendisini öğretmen, muhabir ve aktivist olarak tanıtan bir arkadaşı vardı: Bay Alhamdo. Alhamdo, muhtemel ki, Bana’ya, twitter hesabını yönetebilmesi için, videoya çekmek ya da  hesaba yüklemek gibi teknik başlıklarda yardım ediyordu. Bana’ya ve annesine yakıştırılan tarza yakın bir şekilde, iyi ve gündelik bir İngilizce ile tweet atıyordu ve böylece Bana ve annesinin tweetlerini de onun oluşturduğu tartışılmaya başlandı. (Bazıları bu fikre katılmıyordu.)


"Bugün, Twitter'ın kızı, Bana ile birlikteyim. Her zaman, annesinin yardımı ile tweet atıyor."

Al Hamdo, görünüşte Bana’nın yanında, Halep’te yaşıyordu. Ancak, Batı destekli birkaç Sivil Toplum Örgütünün merkezi olan Gaziantep’te Türkler tarafından bomba patlatılıyor ve Bana ile doğu Halep’ten bildirdiğini iddia eden gazeteciler için ihtiyaç duyulan apokaliptik sahneleri sağlıyordu. Al Hamdo’nun Bana olup olmadığından bağımsız olarak, tweetlerin hacmi dikkate alındığında tweetlerin Halep'ten gelmesi imkansızdı.

Bana’nın “babası” “Ghassan Alabed” gerçek bir kişi olarak görünüyordu: 2001 yılına uzanan kendine ait facebook hesabı ve Bana projesinin ortaya çıkışı ile çakışacak şekilde (teşekkürler @Qoppa999) Eylül ayında açılmış olan bir twitter hesabı (@ghassanalabed77) vardı. Babası, Bana’nın tweetlerinde ya da videolarında yer almıyor ve gerçekten de (@Qoppa999’nın iddiasına göre bir şeriat mahkemesinde) Halep’te çalışıyor olabilirdi. Ghassan’ın Facebook sayfasında sadece projenin bir parçası olarak 2016 Ekim’inde boy gösterdiğine göre, Ghassan’ın Bana ile bağlantılı olması ihtimal dışındaydı. Ayrıca, (kızın) adına ilişkin bir karmaşa da söz konusuydu:


"Babasının küçük kızı zahra. Allah seni ve bütün çocukları korusun"

“Bay Bana” olduğu iddia edilen biri de, Periscope aracılığı ile Bana veya Bana’nın annesi ile röportaj yapmış olan AJ Joshi (@AJ)’ydi. Röportajı dinlemek (teknik olarak) çok zordu ama John Delacour (@JohnDelacour) bir bölümünü deşifre ediyordu.


 

Bana’nın annesi Fatemah Alabed, @AJ ile konuşuyor.(seçilmiş bir bölüm)

AJ – Evet.. Evet, hava saldırıları.
FA – Hastanelere, okullara, binalara ve masum insanlara saldırıyorlar.
AJ – Hava saldırıları gelişigüzel mi?
FA -  ?
AJ – Hava saldırıları tamamen gelişigüzel mi, yani gelişigüzel mekanlara rastgele mi  bomba bırakıyorlar yoksa medyada ve haberlerde söylendiğine göre sadece belirli bölgeleri mi hedef alıyorlar?
FA – Hayır, her yere, hayal edebileceğiniz her yere, her sokağa, her binaya. Siz ... burada her yer tehlikeli. Etkilenen alanlar hedef değildi. Çünkü körler. Gözlerini kapatıyorlar ve bombalıyorlar.

Fatemah, Kasım ayı ortasında, Bana’nın ailesinin gerçekten de bombalandığını kanıtlamaya çalışan garip bir video yükledi. Fatemah konuşuyordu ve çocukların sesleri vardı, ama bu kişileri gösteren hiçbir şey yoktu. Bombalamadan kaynaklanabilecek şekilde hasar görmüş binalar ve biraz uzakta da dumanlar görüyorduk ama sözü edilen uçakları göremiyorduk. Bunun, üzerine sonradan ses eklenmiş olan bir görüntü olduğuna inanmamamız için bir neden yoktu.

Üç hafta sonra Bana 51 kişiyi takip ediyordu. Bunların hiçbirinin 7 yaşındaki bir kızın seçimi olamayacağı açıktı: istisnasız olarak hepsi, politikacılar, medya şirketleri ya da sosyal medya aktivistleriydi. Çoğu, Suriye’deki savaşa sempati ile yaklaştıkları kabul edilebilirdi ve çoğunun terörist gruplar ile güçlü bağlantıları vardı. Twitter’da biraz zaman geçiren Suriyeli aktivistlerin aşina olduğu Suriye “devrimi”nin kararlı destekçileriydi bunlar: Iyad el-Baghdadi, Louisa Loveluck, Julian Roepcke, Sophie McNeill.

Bana, aynı zamanda, terör yanlısı Suriye Devrimi ve Muhalif Güçler Ulusal Koalisyonu’nu ve Suriye’de uçuşa yasak bölge ilan edilmesi talebinde bulunan, sahte yardım kuruluşu Beyaz Miğferler'i takip ediyordu. Bir başka uğursuz seçimi ise, büyük olasılıkla aynı kanlı yolu izleyerek İran’da rejim değişikliğine odaklanan @IranArabSpring hesabıydı. 

Bana’nın ilk takip ettiklerinden biri, Ocak 2016’da, Madaya aldatmacasının yaygınlaştırmasına yardımcı olan  Avustralyalı gazeteci Sophie McNeill’di. Hikaye şu şekildeydi: Hükumet tarafından kuşatılan bir kent olan Madaya’nın halkı, açlıktan ölüyordu ve bunun nedeni kente yardım ulaşmasını engelleyen Suriye hükumetiydi. Aslında, Ekim ayında, Madaya’ya üç aylık yardım gönderilmişti ve ana sorun, teröristlerin yiyecekleri fahiş fiyatlara satmasıydı. Bana tarafından takip edilen birçok hesap, aynı şekilde, Suriye savaşına dair yanlış bilgi yayıyordu.

Bana, 3 Ekim’de 65000 kişilik büyük bir takipçi sayısına ulaştı. Takipçilerinin büyük bir bölümü,  kimi bilgi sahibi kişilerin projeyi yönettiklerini gösterecek şekilde sahte hesaplardı.

Buna karşın, medya şirketleri, istisnasız olarak, Telegraph, Guardian ve bütün ana akım televizyon kanallarında ortaya çıkan şüphelerden muaf, dokunaklı makaleler ile Bana’yı bağırlarına bastılar. New Statesman, hesabı alaya alan birçok kişiye karşı saldırıya geçti.

Son destek, Bana’ya (İnglizce) Harry Potter e-kitap seti gönderen yazar JK Rowling’ten geldi.


"Bana'ya sevgilerle!  Aklım sende, Halep'te dikkat et.   (Arkadaşım @jk_rowling, nasılsın? Kitap için teşekkürler, Halep'ten sevgiler - Bana)"

GÜNDEM

Bana projesinin, Şam’daki Eşcinsel bir kız ve Beyaz Miğferler gibi bir düzmece olduğu konusunda hiçbir şüphe yok. Tweetler, dünyadan kendisini Rus bombalarından korumasını isteyen Suriyeli küçük bir kızın düşünceleri değil. Tersine, batının Suriye’deki işgalini gerekçelendirmek ve rejim değişikliğini olanaklı hale getirmek için, Suriye ve Rusya’nın operasyonlarına karşı halkın algısını şekillendirebilmeye yönelik çok yönlü ve iyi planlanmış bir operasyonun ürünü.

Bana projesini destekleyenler, Suriye Arap Ordusu ve Hizbullah, Filistinli Kudüs tugayları gibi müttefikleri tarafından doğu Halep'in dışına atılması eli kulağında olan, doğu Halep halkını terörize eden ve batı Halep'i bombalayan aşırılıkçılara sahip çıkıyorlar.

Bana, ilk anlardan beri, Esad ve Putin'i soykırım işlemekle, katliam yapmakla, misket bombasının, fosfor ve termit bombaları ile elbette varil bombasının kullanıldığı bombalama operasyonu yürütmekle suçladı. O zamandan bu yana da, bombalama ile Esad / Putin suçları temasını ve dünyayı “bombalamanın durdurulmasına” çağıran süreklileşmiş çağrılarını işlemeye devam etti.


"Evimizin yakınına 2 fosfor ve 2 varil bombası düştü, yeri sarstı, ağladık. - Fatemah"

Doğu Halep'in sokaklarında göstericileri kurşun yağmuruna tutan, bölgeye insani yardım ulaşmasını engelleyen teröristlere dair bir imada hiç bulunulmadı. Bana'nın ailesi, Rusya'nın İdlip'te bir okulu bombaladığına ilişkin şüpheli iddiayı tekrar edecek bir durumdaydı ama batı Halep'te teröristlerin topçu ateşlerinin yarattığı vahşete hiçbir ilgi göstermiyordu. Genç yüzücü Mireille Hindoyan, batı Halep'in Ermeni yerleşiminde teröristlere ait bir top mermisi ile öldürüldüğünde ise, Independent ile birlikte Bana projesi, bunun Rusya'nın bombalaması sonucu olduğunu açıkça ima ediyordu.


"Bu nadide hayat, Halep'te devam eden bombalamada kaybedildi. - Fatemah"

Bana projesinin amacı, Rusya'nın ve Suriye'nin çekinmeden sivilleri bombalayarak savaş suçu işlediğine dair bir algı oluşturmaktı. Gerçekte, hem Rusya hem de Suriye, Halep'i bombaladıklarını reddediyorlardı ve Suriye'nin Halep'in alınması için büyük çaplı bir kara harekatı yürüttüğü dikkate alındığında müttefiklerin aynı anda Halep'i bombalıyor olmaları pek mümkün görünmüyordu.

Yine de, dünyanın bir mezalim işlendiğine ikna edilmesinin iki temel çıktısı olabilirdi. Madaya'da olduğu gibi, Suriye ve Rusya'nın kuşatmayı kaldırması ve Halep'in doğusu ve batısı ile terörist yağmacılardan özgürleştirilmesi umutlarından vazgeçmesi için bir baskı belirecekti. Böylece, Suriye ve müttefikleri sınırlandırılmış olacak, daha da kötüsü teröristler yeni kazanımlar elde etmiş olacak ya da en azından olası bir bölünmeyi kolaylaştıran bir yenişememe hali ortaya çıkacaktı.

Beklenilen diğer çıktı ise, savaşın ilk dönemlerinden beri öncelikli beklentilerden olan uçuşa kapalı bir bölge için oyuncu desteği elde edilmesi olacaktı. Rusya ve Çin, Libya'da kararın nasıl uygulandığını görmüş oldukları için, Birleşmiş Milletler kararını şimdiye kadar veto etmişlerdi.


"Rusya 'Halep'in çocuklarının kurtarılmasını' veto etmedi - Rusya, Birleşik Krallık'ta şu anda suç olarak kabul edilen Libya'daki saldırının yeniden piyasaya sürülmesini veto etti. "

Ancak, Rusya ile çatışmanın kaçınılmazlığına karşın, ABD, Suriye içerisinde tek taraflı bir uçuşa yasak bölgenin oluşturulması için planların değerlendirilmesini ve geliştirilmesini içeren bir kararı çoktan geçirmişti. Bu adımı atmak için bir hazırlık yapılıp yapılmadığı ya da Halep tamamen özgürleştirilmeden bu adımın hayata geçirilip geçirilemeyeceğini hep birlikte göreceğiz.

BANA İÇİN SON YAKIN MI?

Suriye Arap Ordusu, Hizbullah ve Filistinli Kudüs Tugayları'nın, her gün, Halep'in yeni bölgelerini ele geçirmesi ile birlikte Halep'te işler, şimdi çok hızlı ilerliyor. Bana, Fatemah'dan gelen son bir tweet ile, sonun yaklaştığına dair umutsuz uyarılar yapıyordu:


"Son mesaj - Şu anda ağır bombardıman altında, daha fazla hayatta kalamayız. Öldüğümüzde, geride kalan 200 000 kişi için konuşmaya devam edin. Elveda. - Fatemah"

Ve sonrasında sabaha karşı 3'te “Bana”dan bir mesaj daha geliyordu:


"Bu akşam evimiz yok, bombalandı ve ben de enkaz altında kaldım. Ölüler gördüm ve az kalsın ben de ölüyordum. - Bana"

Baktığımda bu mesajın 7800 kişi tarafından retweet edilmiş olduğunu, yorumculardan, büyük bir çoğunluğunun tweet ile dalga geçtiğini, geri kalanlardan bazıların açıkça aktivist ya da trol hesaplar olduğunu, sadece bir iki kişinin “iyi kalpli yabancılar” kategorisinde olduğunu not etmek gerek. Bu nedenle, Bana'nın gerçek takipçi sayısının kaç olduğu gerçekten de kuşkulu durumda.

Bana'nın yazmaya devam edip edemeyeceği hakkında spekülasyonlar vardı, ancak, 28 Kasım'da Suriye saati ile 10'da hala yaşıyordu ve hala tweet atmaya devam ediyordu...


"Şimdi, ağır bombardıman altındayız. Şimdi, ölüm ve yaşam arasındayız. Bizim için dua etmeye devam edin."