İran: 'Rejim halkın çoğuyla bağını yitirmiş durumda'

"İran içinden çıkılamaz sorunları olan bir ülke. Rejim halkın çoğunluğuyla bağını büsbütün yitirmiş durumda. Halk örgütsüz, nasıl bir ülke istediğini bilmiyor ama nasıl bir ülke istemediğini biliyor."

Hakkı Hacınebioğlu

İran’da Mehsa Emini’nin hayatını kaybetmesinin ardından başlayan şiddetli protestolar ülke genelinde devam ediyor.

13 Eylül’de tatil için geldiği Tahran’da kamusal alanda "örtünme kurallarına tam riayet etmediği" gerekçesiyle gözaltına alınan 22 yaşındaki Mehsa Emini 16 Eylül’de kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Emini’nin gözaltına alınırken ve polis merkezinde şiddete maruz kaldığı öne sürülürken, yetkililer iddiaları reddediyor.

Polis, Emini’nin gözaltı merkezindeki görüntülerinden hazırlanan bir video ile işkence iddialarının doğru olmadığını kanıtlamaya çalıştı. Emini’nin ailesi ise kızlarının vücudunda darp izleri olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Ayetullah Seyyid İbrahim Reisi ve pek çok yetkili iddiaların araştırılacağına dair açıklamalarda bulundu.

Gösteriler Kürdistan’dan taştı

Halihazırda ülke geneline yayılmış olan protestolar İran’ın güncel fay hatlarını da bir kez daha ortaya çıkarmış oldu. Emini’nin Kürt olması nedeniyle gösteriler ilk günlerde Kürdistan ostanında yoğunlaştı.

Etnik ve mezhep olarak İran rejimiyle kan uyuşmazlığı bulunan bölge benzer gösterilerin sık ve çok şiddetli yaşanmasıyla biliniyor.

Kürdistan’da güvenlik güçleri ve göstericilerden hayatını kaybedenlerin olduğu gösteriler İran rejimine karşı bir öfke patlaması şeklindeydi. Yetkililer, Kürdistan’da hayatını kaybeden bir göstericinin güvenlik güçleri envanterinde olmayan bir silahla vurulduğunu, gösterilere Komele ve İran KDP’si grupların neden olduğunu iddia etti.

Kürdistan, çeşitli Kürt milliyetçisi örgütlerin faaliyet gösterdiği bir bölge. Bölge aynı zamanda İran tarafından MOSSAD gibi istihbarat örgütlerine çalıştığı iddiasıyla çok sayıda kişinin tutuklandığı bir yer. Irak Kürdistanı lideri Neçirvan Barzani, Emini’nin ailesini arayarak başsağlığı dileklerinde bulundu.

İlk günlerde Kürdistan’da yoğunlaşan eylemler kısa süre içinde bütün bir ülkeyi sardı. Şimdiye kadar göstericilerden ve güvenlik güçlerinden 17 kişi hayatını kaybetti. Pek çok kamu binası, Devrim Muhafızları Ordusu’na ait olan bankanın şubeleri, polis araçları ateşe verildi. Kimi örneklerde göstericilerin ambulansları dahi tahrip ettikleri görüldü. 12 İmamcı Şiiliğin iki ekolünden birinin merkezi olan Kum’da dahi görülen protestolarda kadınlar ve gençler ön planda.

Kadınlar, kamusal alanda örtünme zorunluluğunu protesto için başörtülerini ateşe veriyorlar ve bazı örneklerde saçlarını kesiyorlar. Gösterilerde, “Hamaneyi’ye ölüm!”, “İslam Cumhuriyetine ölüm!”, “İş, ekmek, özgürlük; giyinme serbestliği!”, Kürtçe ve Farsça olarak “Kadın, yaşam, özgürlük!” sloganları en yaygın kullanılan sloganlar.

Kürdistan’da başlayan gösterilere İran Azerbaycanından da destek verilmesi dikkat çekti. Kürtler ve Türkler arasında özellikle Urmiye gibi birlikte yaşadıkları şehir ve bölgelerde çeşitli sorunların olduğu biliniyor.

Bütün bir ülke sathına yayılan gösterilerin Kum ve Meşhed gibi muhafazakarların kalelerinde de görülmesi dikkat çekti. Meşhed’deki gösterilerde yaygın kullanılan bir slogan ise İran’ın iç politikasındaki güncel bir tartışmayla bağlantılı.

Göstericiler, İslam Devrimi Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamaneyi’nin oğlu Mucteba Hamaneyi’yi hedef aldı. Yaşlı ve hasta olan Hamaneyi’nin yerine kimin "devrim rehberi" olacağı önemli bir tartışma konusu. 2021 yılında gerçekleşen seçimlerde müesses nizamın seçim mühendisliği ile seçimi kazanması garanti altına alınan İbrahim Reisi ve oğul Hamaneyi yeni devrim rehberi olması beklenen iki isim. İran’ın resmi ideolojisi olan velayet-i fakih teorisi gereği, son ve gaib olduğuna inanılan İmam Mehdi’ye yeniden "zuhur edeceği" (ortaya çıkacağı) iddia edilen güne kadar vekâlet etme yetkisine sahip olduğu iddia edilen devrim rehberliği İran’daki en yüksek makam. Devrim rehberi, uzmanlar meclisi tarafından ve ömür boyu seçiliyor.

Rejimin iddiaları

İran, 2009 yılından bu yana yaygın ve şiddetli protestoların sık yaşandığı bir ülke. Bu protestolar arasında 2009 yılında yaşananlar rejimi ciddi derecede sarsmıştı. O dönem muhafazakar olan Mahmud Ahmedinejad ve reformist Mir Hüseyin Musevi arasındaki cumhurbaşkanlığı yarışında seçimlere hile karıştırıldığı iddiasıyla başlayan gösteriler günlerce İran kentlerini felç etmişti. 2018 yılında ekonomik kriz nedeniyle yaşanan gösterilerde 2009 yılında olduğu kadar olmasa da milyonlarca kişi katılmış ve çok sayıda kişi hayatını kaybetmişti. Halihazırda sürmekte olan gösterilerin ölçeği 2009 yılındaki gösterilerin ölçeğine ulaşmayacak gibi görünüyor. İran rejimi bu süreçte, bu tip gösterileri yönetmeyi de öğrendi.

Gösterilerde, halkın ve güvenlik güçlerinin karşılıklı ölümlere neden olacak derecede şiddete başvurması neredeyse sıradanlaşmış durumda. İran rejimi, benzer her yaygın gösteriyi dış müdahale eseri olmakla suçluyor. Yine her yaygın gösteride olduğu gibi düzenli güvenlik güçleri ve Devrim Muhafızları Ordusu İle koordineli gönüllü Besic milisleri gösterileri bastırmakta belirli bir strateji ile kullanılıyor. Rejim gösterileri kontrol altında tutmakta zorlandığı durumlarda Besic milislerini daha aktif kullanıyor.

Gösterilerin dış müdahale eseri olduğu iddiası İran söz konusu olduğunda fazlaca önemli. İran’ın emperyalizmin saldırganlığına maruz kalan bir ülke olduğu açık. İşbirlikçi şah rejiminin kötü hatırası da İran toplumunun hafızasında tazeliğini koruyor. Dış müdahale söz konusu olsun ya da olmasın bu iddia İran rejiminin elinde kullanılışlı olmaya devam ediyor.

2018 yılındaki gösteriler dönemin ABD Başkanı Donald Trump’ın Farsça “destek” tweetlerinin ardından kendiliğinden sönümlenmişti. İran halkının yurtsever duyarlılığının farkında olan molla rejiminin son gösterilerde bu duyarlılığı manipüle etmeye çalıştığı görülüyor. Maktulün Kürt olması nedeniyle, ilk günlerde gösterilerin bazı silahlı Kürt gruplar tarafından yönetildiğini iddia ettiler. Gösteriler bütün ülkeye yayıldığında İran rejimi de bütün tuşlara basmaya karar verdi.

Rejim artık gösterilerin birkaç Kürt milliyetçisi grubun değil; monarşistlerin, ABD destekli Halkın Mücahitleri çetesinin, Mossad ve CIA gibi istihbarat örgütlerinin eseri olduğunu iddia ediyor. Tüm bu grupların gösterileri manipüle etme maksadıyla teşebbüslerde bulunmadığını iddia etmek mümkün değil. Ancak bu grupların hiçbiri bu denli büyük gösterileri tek başına yönetecek ve manipüle edecek güce sahip değil. Pehlevi Hanedanı’nın sürgündeki üyeleri gösterilere destek açıklaması yapıyor, Halkın Mücahitleri çetesi ile iltisaklı olabilecek bazı kişiler gözaltına alındı ama hiçbirinin gücü bu gösterileri yönetmeye yetmez. Bu grupların daha çok diasporada etkin olduğu ama o etkinliğin bile kısıtlı olduğu biliniyor.

İran içinden çıkılamaz sorunları olan bir ülke. Rejim, halkın çoğunluğuyla bağını büsbütün yitirmiş durumda. Emperyalizm, onun beslemesi devrik hanedan, çeşitli çeteler bu önemli ülkenin tepesine çökmek için fırsat kolluyor. Halk örgütsüz, nasıl bir ülke istediğini bilmiyor ama nasıl bir ülke istemediğini biliyor ve emperyalizmin uzattığı elin tutulmaması gerektiğinin farkında.