BM gözlemcileri muhaliflere kimyasal silah mı taşıyor?

29 Temmuz’da Halep'te 10’dan fazla BM aracının saldırıya uğramasının ardından, olaydan Suriye hükümeti sorumlu tutulmuştu. Fakat bu yönde hiçbir kanıtın sunulamaması, saldırı hakkında soru işaretleri yaratıyor. Bir iddiaya göre saldırıyı ÖSO düzenledi. Üstelik konvoyda ÖSO'ya ulaştırılan kimyasal silahlar bulunuyordu.

29 Temmuz’da, içinde BM Misyon Şefi General Gaye’in de bulunduğu konvoya düzenlenen saldırının, BM tarafından Suriye ordusu tarafından düzenlendiği açıklanmıştı. Ancak aradan geçen zamanda bu yönde bir kanıt ortaya konulamaması üzerine, olayla ilgili şüpheler de artıyor. Sırbistan Komünist Partisi tarafından ileri sürülen iddiaya göre ise, BM konvoyuna saldırı Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) tarafından düzenlendi.

Olayla ilgili kuşku yaratan en önemli husus, saldırıda 10’dan fazla aracın tahrip edilmesine karşın tek bir kişinin bile yaralanmamış olması. Suriye ordusunun silah ve mühimmat kapasitesinin kuvveti ortadayken, zırhlı araçlar içindeki kafileden kimsenin yaralanmaması zor görünüyor. İddiaya göre, düzenlenen saldırı “sahte” bir saldırıydı ve ÖSO tarafından planlandı. Konvoydaki araçlar boş haldeyken düzenlenen saldırı, Suriye ordusu tarafından yapılmış gibi gösterilerek Esad üzerindeki baskının artırılması hedefleniyordu.

Ayrıca, Sırbistan Komünist Partisi’nin açıklamasında BM gözlemcilerini taşıyan araçlarla Suriyeli muhaliflere kimyasal silahlar taşındığı da öne sürüldü. Annan Planı çerçevesinde Suriye hükümetinin BM araçlarını arama ya da kontrol etme hakkı bulunmuyor. Açıklamada bu durumdan yararlanan BM gözlemcilerinin, Suriyeli muhaliflere, başka tedarik malzemelerinin yanı sıra kimyasal silah da sağladığı ileri sürüldü.

Diplomatik alanda istediği etkiyi yaratamayan Batılı devletlerin, ABD'de bugün gerçekleşecek Birleşmiş Milletler Genel Kurulu öncesinde Suriye üzerindeki baskıyı artırmak ve bir askeri müdahaleyi gerekçelendirmek için kimyasal silah iddialarını sık sık dile getirmeye başladığı biliniyor. ÖSO da süreci hızlandırmak için saldırıları yoğunlaştırmış ve sivillere yönelik katliamlara başlamış durumda.

İddialara göre, bu planlar çerçevesinde atılan diğer bir adım, Suriye ordusunun amblemini taşıyan kimyasal silah ve tankların ÖSO’ya ulaştırılması ve bu görüntülerin Suriye ordusunun kimyasal silah kullandığı yönündeki suçlamalara “kanıt” olarak medyaya servis edilmesi.

Türkiye işgale hazırlanıyor
Sırp komünistlerinin bir diğer iddiası ise, Türkiye’nin Suriye’ye yönelik bir işgal hazırlığında olduğu yönünde. Buna göre, ÖSO militanları Suriye askeri üniformalarıyla kimi provokatif saldırılarda bulunarak Türkiye’nin bölgeye askeri bir müdahale gerçekleştirmesini sağlamaya çalışacaklar.

ÖSO'nun ayrıca Türkiye’nin Suriye’ye müdahalesi sayesinde, Kürt direncinin de kırılacağı ve kontrolün tamamen kendi eline geçeceği düşüncesinde olduğu ileri sürüldü. II. Dünya Savaşı’nda Polonya askeri kılığında Alman üslerine saldıran Nazi subaylarını örnek veren Sırp komünistleri, Kürtlerin de böyle bir oyuna kurban edileceğini iddia etti.

BM’nin muhaliflere desteği sınırsız
Bağımsız olması beklenen BM gözlemcileri, uzun zamandır Suriyeli muhaliflere sempatiyle yaklaştıklarını gizlemiyor. BM gözlemcileri, ÖSO tarafından düzenlenen saldırılara karşı yardım isteyen ve bilgi veren kaynakları görmezden geldiği gibi, örneğin muhalifler bir hastaneyi ele geçirdiklerinde, bunu önlemeye dahi çalışmadı. BM gözlemcilerinin Suriye karşıtı propaganda kampanyasına da dahil oldukları ve Suriye muhalefetinin bakış açısıyla hareket ettiği ve demeç verdiği görülüyor. Zaten Robert Mood gibi kimi BM Gözlemcilerinin yabancı istihbarat ajanı olduğu da biliniyor.

Batılı ülkelerin Suriye’ye yönelik bir çözüm için bastırdıkları Birleşmiş Milletler Genel Kurulu bugün ABD’de yeniden toplanacak. Genel Kurul’un önereceği çözümün herhangi bir bağlayıcılığı bulunmasa da, BM Güvenlik Konseyi kararları Batılı devletlerin Suriye’ye dönük bir askeri işgali meşrulaştırmak için başvurdukları kararlar olarak değerlendiriliyor. Sırbistan Komünist Partisi, Genel Kurul üyelerinden bazılarının, ailelerine yönelik tehditlere maruz kaldığını ve bu durumun üyeler üzerinde baskı oluşmasına yol açtığını iddia etti. ABD Savunma Bakanı Leon Panetta ise, açık tehdit içeren açıklamalar yapmıştı.

Uluslararası toplumun lider güçlerinin Ortadoğu’da kontrollü bir kaos yaratmayı arzuladığını, bunun bir örneğinin daha önce Libya’da yaşandığını ve eski adi suçluların şimdi Libya’da iktidarda olduklarını ve suç işlemeye devam ettiklerini iddia eden Sırp komünistler, Batının Suriye planlarının bozulmasından ve emperyalist müdahalelerin püskürtülmesinden sonra sıranın Libya halkını da işgalci güçlerden kurtarmaya geleceğini söyledi.

(soL-Dış Haberler)