Lübnan'da neler oluyor? 'Hizbullah'ın bazı acı reçeteleri kabul etmesi gerekebilir'

Lübnan'da son dönemede yaşanan eylemleri gazeteci Hediye Levent'le konuştuk. Levent, yolsuzluk, kriz, zamlar ve mezhep esaslı anayasanın eylemlerdeki etkisine dikkat çekerken, toplumun her kesiminin sokakta olduğunu dile getirdi. Levent, aynı zamanda hükümet ortağı olan Hizbullah'a ilişkin ise, 'Hizbullah'ın Lübnan içindeki krizlerde sorumluluğu olduğu gibi bundan sonraki…

Emre Köse

Lübnan halkı, hükümetin iletişime ve özellikle WhatsApp uygulamasına vergi getirme girişimine tepki olarak 17 Ekim Perşembe günü protestolara başladı.

İletişim Bakanı Muhammed Şukayr'ın, WhatsApp uygulamasına yönelik vergi kararının çekildiğini açıklamasına rağmen ülkenin tamamına yayılan protestolar devam ediyor.

Lübnan'da 2015'te çöp kriziyle birlikte başlayan protestolardan beri ilk kez bu denli geniş çaplı protestolar düzenleniyor.

Gazeteci Hediye Levent, Lübnan'daki son gelişmelere dair soL'un sorularını yanıtladı:

Protestoların görünürün dışında tetikleyicileri bulunuyor mu? 
Lübnan'da iç savaş dönemi öncesinden kalma birçok sorun var. İç savaş döneminde Lübnan alt yapısı, ekonomisi, toplumsal dokusu, bölgenin sanatsal açıdan en üretken sanat merkezi olma özelliği dahil ağır bir yıkım yaşadı.

Savaş 15 yıl sürdü, ki bu kadar uzun bir süre savaş halinin devam etmesi savaş öncesi sorunları ve savaşın kendisinden kaynaklanan sorunları derinleştirdiği gibi yenilerini de ekledi. Uluslararası güçlerin devreye girmesi ile 1990 yılında savaş bitti ancak ne ülkeyi savaşa sürükleyen sorunlara ne de savaşın yarattığı yaralara neşter vuruldu. Zaten ülkenin sorunları dağ gibi büyümüşken üstüne bir de mezhep esaslı anayasanın yarattığı bölünmüş devlet idaresi sistemi geldi.

'LÜBNANLILIK KİMLİĞİNİN OLUŞTURULMASI GÜÇ SAHİPLERİNİN PEK ÇIKARINA DEĞİL'
Bütün bunlar ülkenin savaş öncesi dönemin bakiyesi sorunları ile birlikte yıllar içinde kronikleşen her an krizlere gebe siyasi yapıya teslim olmasına sebep oldu. Ekonominin yeniden ayağa kalkması için çaba gösterilmesi yerine ülke ekonomisi turizm, bankacılık, hizmet sektörü gibi en küçük yerel veya bölgesel istikrarsızlıktan etkilenebilecek ve ağırlıklı olarak ithalata bağımlı bir sisteme havale edildi. Yine toplumsal doku da kanın durmasına rağmen tamir edilemedi; iç savaş döneminin önde gelen simaları toplumsal liderler olarak ortaya çıktı.

Toplumsal dokunun tamir edilmesi, cemaat-mezhep-din gibi yapıların öncelik görülmesi yerine 'Lübnanlılık' kimliğinin oluşturulması ülke içindeki güç sahiplerinin pek çıkarına değil. Bütün bunlar 5-6 milyonluk küçük bir ülke olan Lübnan'da elektrik ve su hizmetinin düzenli sağlanması gibi hizmetleri bile krize dönüştüren bir yönetime yol açtı. Lübnan'da devlet mekanizmasının çok ağır ve yavaş işlediği söylenebilir. Bunca din ve mezhebin olduğu ve anayasa tarafından mezhepçi sistemin koruma altına alındığı ülkede yöneticilerin ve bürokratların uyum içinde çalışmasını beklemek pek akılcı değil.

'TOPLUMUN HER KESİMİNDEN İNSAN YER ALIYOR'
Protestolarda kimler yer alıyor?

Toplumun her kesiminden, her mezhep ve dinden insan yer alıyor. Birkaç yerde din adamlarının da destek verdiğini gördük.

Lübnan belirli aralıklarla protestolara sahne oluyor. Geçen ay Başbakan Saad Hariri'nin ekonomik OHAL ilan etmesine kadar varan bir kriz yaşanmıştı. Fakat bu protestoların etkisi son günlerde yaşananlar kadar hissedilmemişti. Şimdiki protesto dalgasını farklı kılan nedir?
Katılım çok fazla ve toplumun her kesiminden. Zaman zaman birkaç yüz veya birkaç bin insanın katıldığı gösteriler, grevler yapıldı ancak katılan protestocular genelde belli meslek grupları, emekliler vs. oldu. Yani öğretmenler ayrı, emekli öğretmenler ayrı gösteri yapıyordu. Birleşemediler ve bu gösterilerde genç kesimden katılım çok azdı. Bu nedenlerle son gösteriler hükümeti ürküttü. Toplumun her kesiminden, her meslek grubundan ve her yaş grubundan insan var.

'HİZBULLAH'IN BAZI ACI REÇETELERİ KABUL ETMESİ GEREKEBİLİR'
Hükümet ortağı olan Hizbullah'ın bu krizde ne gibi bir payı var? Hizbullah ya da 8 Mart Bloku son yaşananlara ne gözle bakıyor?

Hizbullah askeri kanadının yanı sıra yerel bir politik hareket. Hükümet ortağı, bazı belediyeler Hizbullah'da. Haliyle Hizbullah'ın da siyasi bir hareket olarak Lübnan'daki elektrik, su, eğitim gibi hizmetlerin sağlanmasında, yolsuzlukla mücadelede, siyasi istikrarın sağlamlaştırılmasında diğer siyasi hareketler gibi sorumluluğu var. Daha önce Nasrallah birkaç konuşmasında yolsuzlukla mücadelenin zorunlu olduğunu söylemişti. Son gösteri için de "Gösteri yapın ama kamu malına zarar vermeyin" dedi. Hizbullah, Suriye başta olmak üzere bölgedeki politikaları nedeniyle Lübnan'da eleştiriliyor ancak yolsuzluk gibi suçlamalarda oklar 8 Mart Bloku'nun diğer partneri olan Emel Hareketi'ne dönmüş durumda. Özellikle meclis sözcüsü olan Nebih Berri'nin yolsuzluk suçlamalarında sürekli adı geçiyor ve son gösterilerde de bu yönde sloganlar sıkça duyuldu. Bu durum Hizbullah'ı da zora sokan bir durum. Aynı zamanda Hizbullah, son seçimlere Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn ve Dışişleri Bakanı Cibran Basil'in partisi olan FPM ile birlikte girdi. Mişel Avn ve Cibran Basil de yine yolsuzluğa bulaşmakla, ülke çıkarlarından çok kişisel çıkarları için hareket etmekle suçlanıyor. Bu nedenlerle Hizbullah'ın Lübnan içindeki krizlerde sorumluluğu olduğu gibi bundan sonraki süreçte de bazı acı reçeteleri kabul etmesi veya başkalarına bırakmadan kendisi yazıp uygulaması gerekebilir.

'YÖNETİCİLERİN BÜYÜK KISMI BİRBİRİNDEN FARKLI DEĞİL'
Başbakan Hariri'nin 'reformların engellendiği' yönündeki iddiası ne kadar doğru?

Lübnan içindeki bütün siyasi hareketler, liderler halihazırda birbirlerini engelliyor. Hariri'nin lideri olduğu Müstakbel Hareketi veya hareketten meclise giren milletvekilleri ve bakanlar krizden çıkış ya da topyekün reformu sağlayacak bir yol haritası ortaya koymadı. Bu nedenle diğer siyasetçiler gibi topu diğerine atma çabası gibi görünüyor. Sonuçta Hariri'nin de daha birkaç hafta önce bir mankene 16 milyon dolar verdiği ortaya çıktı. Lübnan içindeki ticari hareketlerine dair de birçok şüphe var. Lübnan'da önde gelen simalar, siyasetçiler başta olmak üzere yöneticilerin büyük kısmı birbirinden farklı değil.