İşsizlik, ırkçılık ve cezaevleri

Tayfun Gölkurt'un “İşsizlik, ırkçılık ve cezaevleri” başlıklı yazısı 28 Aralık 2012 Cuma tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

ABD, 2,2 milyon tutuklu ve 4575 cezaeviyle dünyada en çok tutuklu ve cezaevinin bulunduğu ülke. Her 100 bin ABD’liden yaklaşık 730’u demir parmaklıklar arkasında. Son otuz sene içinde ABD’deki tutuklu sayısı yüzde 500’ün üzerinde artış gösterdi. Tutuklu sayısındaki bu inanılmaz artışı nereden kaynaklanıyor? 1970’lerin sonuna gelindiğinde, yüksek teknoloji devrimi ve azalan kâr oranlarına bağlı olarak sermayenin iş gücünü daha ucuza sömürebildiği ülkeleri tercih etmesiyle birlikte, ABD’de üretim sektörü savaş sanayi dışında neredeyse yok oldu. ABD genelinde, nispeten yüksek ücretli üretim işlerinin yerini çok daha düşük ücretli servis sektörü alırken, aynı zamanda işsizlik ciddi boyutlara ulaştı. Çoğunluğu Siyah ve Latino göçmenlerden oluşan milyonlarca insan, sermaye için artık istenmeyen, ihtiyaç fazlası nüfus haline geldi. Hem sınıf, hem de ırk bazında ezilen, düzen için potansiyel tehlike durumundaki bu işsiz nüfusun bir şekilde normal üretim ilişkilerinin dışına itilmesi ve kontrol altında tutulması gerekliydi. Bu dönemde tutuklu sayısının büyük bir artış göstermesinin temel nedeni işte bu. Adalet İstatistikleri Dairesi’nin verilerine göre 1982 yılında cezaevleri için 9 milyar dolar harcanırken, bu miktar 2001 yılında 57 milyar dolara ulaştı. Aynı dönemde polis ve emniyetle ilgili harcamalar 19 milyar dolardan 72 milyar dolara çıktı. 2010’lara gelindiğinde, cirosu milyarlarca doları bulan kâr amaçlı bir özel hapishane endüstrisi yaratıldı. Bu özel cezaevi endüstrisinin başını çeken Corrections Corporation of America (Amerika Islah Şirketi) bugün 66 ayrı tesiste, 100 bine yakın yatak kapasitesiyle çalışıyor. 2011 cirosu 1,7 milyar dolar.

Yazının tamamını soL Gazetesi'nde okuyabilirsiniz...