Birleşik Metal-İş İşyeri temsilcisi Murat Salamcı: Evde kal söyleminden işçiler bunaldı artık!

Murat Salamcı: "Evde kal" söylemlerinden fabrikadaki işçiler bunalmış durumda. Hem fabrikaların çalışmasına müsaade edilecek hem de evden çıkmayacağız. Nasıl olacak... Bu ikiyüzlülük can sıkıcı bir hal aldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın koronavirüs önlemler paketini açıkladığı günün sabahında Türkiye Komünist Partisi de emekçi halk için atılması gereken adımlarla ilgili bir deklarasyon yayımlamıştı. “Bütün kaynaklar halka!” başlığını taşıyan deklarasyondaki “kararlar” hakkında farklı meslek ve uzmanlık alanlarından aydınlara, işçi temsilcilerine sorular sorduk.

Kocaeli Gebze'de Birleşik Metal-İş İşyeri temsilcisi olan metal işçisi Murat Salamcı uzmanların evde kalın çağrılarına rağmen işçilerin geçim derdi, güvencesizlik, sağlık sorunları ve patronlar arasına nasıl sıkıştığını anlattı.

Herkese evden çıkmayın derken bazı işyerleri çalışıyor. Bunların en azından merkezi planlama çerçevesinde ve devlet denetiminde çalıştırılması gerekmez mi? Genel olarak işyerlerinde ne kadar önlem alınıyor?

Ekonominin yavaşlama eğilime girdiği, salgın ile birlikte iyice yavaladığı bu dönemde patronlar bu dönemi hukuksuz uygulamalara da dayanarak en az zararla ya da zararsız atlatma derdindeler. İşçilerse çaresizce patronların insafına terkedilmiş durumda. 

İşçi çıkarma ve ücretsiz izin en yaygın görülen örneklerden. Her zaman olduğu gibi bütün fatura emekçilere kesilmek isteniyor. Bu uygulamalar acil olarak yasaklanmalı ve işçilerin emekçilerin canlarının derdine düştüğü bu dönemde bir de işsizlik ve ücretsiz izin korkusu ile yaşamasının önüne geçilmeli.

Düzgün beslen, evinde otur, dışarı çıkma. İyi, güzel de… Biz mevcut durumda 1 ay maaş almasak yaşayamayacak duruma düşen insanlarız. Nasıl olacak bu iş? Bunu düşünen yok. 

Sağlık Bakanı “herkes kendi OHAL'ini ilan etsin” dedi. Bu şu demek aslında; biz OHAL ilan edip sermayenin para kaybetmesine göz yumamayız, herkes başının çaresine baksın, patronu ne isterse onu yapsın demektir. Biz işçiler canımızı sokakta bulmadık ve patronların insafına terk etmeyeceğiz.

AKP iktidarı salgın döneminde de sermayenin başucunda durmaya devam ediyor. OHAL ilan edip isçileri ücretli izne çıkarmayan iktidar, işçiler gün çalışmaya devam ederken bu ortamda toplu görüşmeler yapılamayacağını söyleyerek toplu görüşmeleri iptal etti. Yani işçiler çalışacak, ama haklarını arayamayacak. Çalışırken olağanüstü durum yok, hakkını aramak gelince var. İktidar bütün ipleri patronlara vermiş durumda. 

Örgütlü iş yerlerinde bir mücadele sürüyor elimizden geldiğince, patronların  önlemleri artırmasını sağlamaya çalışıyoruz. Fakat örgütsüz iş yerlerinde durum oldukça vahim. Kronik hastalığı olanların izne çıkmasına dahi izin vermeyen, gerekli önlemleri aldım deyip 50 kişilik servislerde yolculuk ettirilen, fabrikada bırakın sosyal mesafeyi dip dibe çalışan işçilere “evinde kal” demek ancak şaka olabilir.

“İşyerini kapatıyoruz, ücretsiz izin ya da işten çıkarılmak, hangisini tercih edersiniz” diyenler şu anda çoğunlukta görünüyor. İktidarın burada işçiyi patronla başlasa bıraktığı görülüyor. Bir de “Ücretsiz izinler ve işçi çıkarmalar yasaklansın” gibi bir öneri var. Bu uygulanabilir mi?

"Evde kal" söylemlerinden fabrikadaki işçiler bunalmış durumda. Hem fabrikaların çalışmasına müsaade edilecek hem de evden çıkmayacağız. Nasıl olacak... Bu ikiyüzlülük can sıkıcı bir hal aldı. İşçiler müthiş bir kaygıyla çalışmaktalar. Bir çok firma ofis çalışanları için evden çalışma formatına geçti. Ya atölye çalışanları, üretimde, sahada olanlar ne olacak? Onlar yaşam kaygısı ile çalışmaya devam edecek, birde “çalışmazsan pazar kaybederiz ve işsiz kalırsın” diye tehdit edilecekler….

Olması gereken salgın döneminde toplumum acil ihtiyaçları için gerekli sektörlerin merkezi denetimle çalışması ve denetlenmesidir. Diğer sektörlerde çalışan emekçilerse acil olarak ve iş garantisi ile ücretli olarak izne çıkarılıdır.