Milyonlar Adalet İstiyor Beşiktaş'ta eylem yaptı

Özel yetkili mahkemeler ve Terörle Mücadele kanunuyla yürütülen gözaltı, tutuklama operasyonlarına karşı oluşturulan Milyonlar Adalet İstiyor platformunun ilk eylemi Beşiktaş Meydanı’nda gerçekleşti.

AKP’nin terörle mücadele kanunu ve özel yetkili mahkemeler eliyle yürüttüğü gözaltı, tutuklama operasyonlarına karşı sendikalar, meslek örgütleri, siyasi partiler Milyonlar Adalet İstiyor çatısı altında bir araya geldi. Beşiktaş Meydanı’nda ilk eylemini gerçekleştiren platform, imza kampanyaları, eylemler, etkinliklerle faaliyetlerine devam edecek.

Milyonlar Adalet İstiyor, geçtiğimiz hafta kuruluşunu basın toplantısıyla duyurdu. Platformda KESK, DİSK, TTB gibi sendika, meslek örgütleri ile TKP, BDP, ÖDP, Halkevleri, EMEP, SDP, ESP gibi siyasi partiler yer alıyor.

Eyleme imza atarak başladılar
KESK Genel Başkanı Lami Özgen, DİSK Genel Sekreteri Adnan Serdaroğlu, BDP İstanbul milletvekili ve HDK eşsözcüsü Sebahat Tuncel, milletvekili Levent Tüzel, ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, Halkevleri Genel Başkanı İlknur Birol, ESP Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, TKP MK üyesi Mehmet Kuzulugil, SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan, EHP Genel Başkanı Sibel Uzun, EMEP Genel Başkan Yardımcısı Kamil Tekin Sürek, BDP PM üyesi Şamil Altan, Sosyalist Birlik Hareketi temsilcisi Mehmet Saltoğlu başlatılan imza kampanyasına ilk imzalarını atmaları için kürsüye davet edilerek eylem başlatıldı.

Birçok mücadele başlığı konuşuldu
Eylemde, tutuklu gazeteciler, üniversite öğrencileri, avukatların durumu, devam eden operasyon davaları, Uludere katliamının hala sorumlularının ortaya çıkmaması, direnen taşeron işçileri, sağlık işçileri ve birçok başlıkta AKP iktidarı ile gittikçe artan baskı, sömürü koşullarına karşı yürütülen mücadeleler ele alındı.


Kurum temsilcileri konuşma yaptılar
Beşiktaş Meydanı'nda TKP, ÖDP, Halkevleri, ESP, EHP’nin kitlesel olarak katıldıkları eylemde kurum temsilcileri birer konuşturma gerçekleştirdiler. Forum şeklinde devam eden eylemde her kurum kendi alanlarında yürüttükleri mücadelelere de değinerek özel yetkili mahkemeler ve terörle mücadele yasasının kaldırılması için bir araya gelmenin önemli olduğunu kaydetti.

"KESK 90'lı yıllardan bu yana mücadele ediyor"
Yapılan konuşmalarda ilk sözü KESK Genel Başkanı Lami Özgen aldı. Özgen, KESK’in 90’lı yıllardan bu yana sendikal hak, adalet ve özgürlükler için mücadele ettiklerini belirterek, “Sendikal eylem ve etkinliklerimiz suç haline geldi ve terörle mücadele adı altında yargılamaya çalıştılar. İddianamelerde delil olarak hiçbir şey koyamadılar. İlk günden beri grevli toplu sözleşme hakkımız için barış ve kardeşçe bir arada yaşamak için haksız kirli savaşa karşı hep mücadele ettik, mücadeleye devam edeceğiz. Zulümlerin efendileri önünde boyun eğmedik eğmeyeceğiz” diye konuştu.


“Bu meydanlar işçilerin olacak”
DİSK Genel Sekreteri Adnan Serdaroğlu, adalet isteyen milyonları 1 Mayıs’ta Taksim’de olacağını ifade ederek, “Dünyada kapitalizm sayesinde işçiler köleleştirildi, bunlara karşı inatçı insanlarla demokrasi mücadelesi veriyoruz. Dün de bugün de DGM’lerin devamı olan ne idüğü belirsiz yapılara mücadele vereceğiz” dedi. İzmir Belediyesi’nde sendika yöneticilerinin taşeronlaştırmaya karşı mücadele verdikleri için ihaleye fesat karıştırma suçlamasıyla tutuklandığını anlatan Serdaroğlu, “İhaleci de sizsiniz, fesat da sizsiniz. Biz bu meydanları onlara teslim etmeyeceğiz. Bu meydanlar işçilerin olacak” dedi.

“Tutuklu gazetecilere özgürlük, adalet istiyoruz”
Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu sözcüsü Necati Abay, tutuklu gazetecilerin çoğunluğunun Özgür Gündem, DİHA, Azadiya Welat gibi Kürt basınından ağırlıklı olarak gazetecilerin tutuklu olduğunu ifade ederek, “Susturulmak istenen gazeteciler, bilim insanları hileli yöntemlerle yargılanıyor. Erdoğan tutuklu gazeteciler söz konusu olduğunda bize iddianameler okuyor ama kendisi söz konusu olduğunda, “Ben şiir okuduğum için yargılandım” diyor. Erdoğan, halkı kin ve nefrete tahrik suçuyla mahkum olmuştu. Tutuklu gazetecilere özgürlük, adalet istiyoruz” diye konuştu.


“Oğlumun katilini istiyorum”
1995’te gözaltına alındıktan sonra hala bulunamayan Hasan Ocak’ın annesi olan Cumartesi annelerinden Emine Ocak da söz alarak, “Senelerdir neler çekiyoruz. Oğlumu aldılar, beni de aldılar, eziyet ettiler. Bağırdık, çağırdık, ağladık. Ben Galatasaray’da herkes için oturuyorum. Biz adalet istiyoruz, oğlumun katilini istiyorum” diye konuştu.

"Sağlık işçileri mücadele ediyor"
Dev-Sağlık İş MYK üyesi Mustafa Oktar, Adana Balcalı hastanesinde 27 taşeron işçisinin 27’şer yıl ağır hapis cezasıyla yargılandığını hatırlatarak, “Samsun Devlet hastanesinde taşerona karşı mücadele ettiği için 5 işçi işten atıldı, 423 gündür direniyor. İstanbul Üniversitesi’nde 33 gündür Çapa’da 169 işçinin işten atılmasını durdurmak için direnişteler. AKP’nin ileri demokrasisi sadece gazetecileri, bilim adamlarını değil Balcalı’da görüldüğü gibi geleceğine, ekmeğine sahip çıkan işçilere verdiği on yıllar hapis cezalarıyla susturmaya çalışıyorlar. Taşeron işçileri örgütlersek özel yetkili mahkemeler de ancak mücadeleyle, tüm işçiler örgütlenerek kaldırılır” diye konuştu.

"Sadece Sivas değil insanlık suçu davalar düşürülemez"
Sivas Katliamı’nda yitirdiğimiz aydın Metin Altıok’un kızı Zeynep Altıok, sadece Sivas Katliamı davasının değil hiçbir insanlık suçu davanın düşürülemeyeceğini belirterek, “Mazlumun, mağdurun hakkını ararsak eşit, özgür bir ülkeye uyanacağız. İnsanlık suçlarında zamanaşımı çağrısını kendi davamız değil, bu ülke gençlerinin aydınlık geleceği olması için çağrı yapıyoruz. Birlikte olmaya davet ediyorum” diyerek anlattı.

"Devrimci Karargah torba davasıyla cezaevine konulduk"
SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan, Devrimci Karargah davasında 1 yılı bulan tutukluluğuna değinerek, “Yaklaşık 1 sene kadar Devrimci Karargah torba davasıyla cezaevine konulduk. Türkiye’de adalet mekanizmasının ne hale geldiğini gösterdi. Bizim 1 yıl zamanımız bizden daha fazla 5 yıl hücrelerde zaman tüketen insanların hesabını kim verecek? Yağma yok, gün ola devran döne, umut yeşere. Bu ülkeye ta ki emeğin, halkların adaleti gelene kadar mücadele edeceğiz” şeklinde konuştu.

"Yargısız infaz sistemidir"
Altı yılı bulan tutukluluk süreleriyle yargılamaları devam eden Atılım Gazetesi çalışanları arasında tahliye olan Atılım Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Çiçek, “Bu yargısız infaz sistemidir. Polis sahte deliller üretti, herkese uygun, fabrikasyon belgeler bastı. Uzun yoldan adalet mücadelesi veriyoruz. Sosyalist toplum kurduğumuz zaman adalet gelecektir. Onların mahkemeleri varsa bizim de dayanışmamız var” dedi.


“Kürtler talep etmiyor, direniyoruz, kazanacağız”
BDP İstanbul milletvekili ve HDK eşsözcüsü Sebahat Tuncel, “Tarih direnenlerin ve zulmedenlerin tarihidir. Biz direnenlerin tarihinden geliyoruz. 6400 BDP’li tutuklu, Kürt öğrenciler, herkes tutuklu. Dün Cihan’ı aldık ama hala 600’e yakın öğrenci cezaevinde. Cihan’ın arkadaşı Muş’lu Diyarbakır’lı soruşturma açmışlar, delil olarak nüfus kayıt örneklerini koymuşlar” şeklinde yaşananları ele aldı. Tuncel, yeni strateji tartışmalarına da değinerek, “Yeni strateji varmış gibi strateji konuşuyorlar. Erdoğan, çocukları bile terörist ilan eden yasaya imza attı. Yalan söylüyorlar. Hala operasyonlar sürüyor, Kürt inkarı var, zindanlar dolu, bu yalanları ortaya çıkaracağız. Kürtler talep etmiyor, direniyoruz, kazanacağız.” diye konuştu.

"Avukat meslektaşlarımız için nöbetteyiz"
KCK adı altında 42 avukatın tutuklanmasıyla oluşturulan Savunmaya Özgürlük Platformu adına konuşan Zeliha Gülüm de, “Arkadaşlarımız mesleki faaliyetleri nedeniyle örgüt üyeliği ile suçlanıyorlar. Bu raporlarla avukatlık mesleğine ciddi bir saldırı, siyasi davalara girmeyin denmek isteniyor. Avukatlık mesleği üzerinden hak arama özgürlüğüne saldırıdır. Tüm yargılanan arkadaşlarımızın serbest bırakılmasını istiyoruz” diyerek 5 Nisan’da Çağlayan Adliyesi’nde yapacakları nöbete çağrıda bulundu.

"Uludere hepimizin acısıdır"
Uludere’ye katliam sonrası giderek ziyarette bulunan Sema Solaklı, izlenimlerini aktardığı konuşmasında, “Kürt kardeşimizin acı ağıtlarla yası hala sürüyor, bilinmelidir bu yas, bu acı hepimizindir. Orada insanların kurdun, kuşun nasıl karnını doyurduğunu anlamak zor, yoksulluk var. Dağların doruklarında bir lokma ekmek peşine düşmek zorunda kalanları katledenlerin yakasındadır ellerimiz” diye konuştu.

"Hopa'da hala yoğun güvenlik var"
Hopa’da Tayyip Erdoğan’ın mitingi öncesi polis gazıyla öldürülen Metin Lokumcu’nun bir kez daha gaz ile ölümünün gerçekleştiğini ispatlayan TTB adına Zehrin Oglagu söz alarak, Hopa’da halkın hala tedirgin olduğunu ve yoğun güvenliğin devam ettiğini belirterek, “Hopalılar asi oldukları için cezalandırıldılar” dedi.


Üniversite öğrencisi ve öğretim üyesi de konuştu
İstanbul Bilgi Üniversitesi eski Araştırma Görevlisi Aslı Odman, Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu’nun Dilovası’nda ve Körfez’de anne sütünde kanser bulgularını içeren araştırmasının ardından yaşanan dava sürecine değindi. Üniversite öğrencisi Mesut Can da, tutuklu öğrenci arkadaşlarının yaşadığı koşullara değinerek bir kez daha özel yetkili mahkemeler ve terörle mücadele yasasının kaldırılması gerektiğini ifade etti.

Konuşmaların ardından eylem sona erdi. ÖYM ve TYM’lerle birlikte AKP’nin tutuklama terörüne karşı mücadelede kararlı olduklarını ilan eden Milyonlar Adalet İstiyor platformu, eylemlerine devam edeceklerini duyurdu.

(soL - İstanbul)