'Türkiye'nin İsveç vetosuna karşılık ABD İncirlik'ten çekilmeli'

ABD'nin eski Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Philip Kosnett, Türkiye'nin İsveç'in NATO üyeliğini engellemesine karşılık, ABD'nin İncirlik Hava Üssü'nden çekilmesi gerektiği yorumunda bulundu.

Dış Haberler

ABD'nin 2016-2018 yılları arasında Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı olan Philip Kosnett, Center for European Policy Analysis'in [CEPA - Avrupa Siyasi Analiz Merkezi] internet sitesinde "İncirlik'e veda mı?" başlıklı bir yazı yayımladı.

Kosnett, Türkiye'nin İsveç'in NATO üyeliğini engellemesine, ilk adım olarak ABD'nin İncirlik Hava Üssü'nden çekilerek karşılık vermesi gerektiğini söyledi.

İsveç vetosuna karşılık İncirlik

Türkiye'nin İsveç'in NATO üyeliğini engellemesinin "hayal kırıklığı yarattığını" ileri süren Kosnett, ancak bu durumun "felaket olarak tanımlanmaması gerektiği" fikrini paylaşıyor. "Erdoğan'a NATO müttefiklerini ancak bir yere kadar zorlayabileceğinin hatırlatılması gerektiğini" belirten Kosnett, ilk adımın "ABD kuvvetlerinin Türkiye'nin güneyindeki stratejik İncirlik Hava Üssü'nden çekmesi" olabileceğini dile getirdi.

ABD'nin İncirlik Hava Üssü'nü başlangıçta Sovyetler Birliği'ne karşı inşa ettiğini ve sonrasında amaç değiştirerek Orta Doğu'daki operasyonların merkezi olarak kullanıldığını hatırlatan ABD'li diplomat Kosnett, Türkiye ve AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Finlandiya ve İsveç'in NATO üyeliğini engelleme girişimleri ve Rusya'ya yakınlaşma hamleleriyle birlikte "ABD'nin İncirlik için yeniden değerlendirme zamanının geldiğini gösteriyor" yorumunda bulundu.

İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği ne kadar önemli?

"İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği ne kadar önemli?" sorusuna yanıt olarak Philip Kosnett, "Rusya'nın yenilenen saldırganlığı karşısında Batı'nın kararlılığının güçlü bir işareti. İki ülke, barışı koruma ve savunma planlaması konusunda uzun süredir NATO ile işbirliği yapıyor, ancak çoğu Finli ve İsveçli, ilişkiyi resmileştirmeye yönelik zorlayıcı bir ihtiyaç görmemişti. (Teşekkürler Bay Putin.) NATO fikir birliği ile çalışıyor ve Erdoğan'ın aylarca süren müzakerelerin ardından İsveç'in değil Finlandiya'nın üyeliğini kabul edeceğini açıklaması inkar edilemez bir şekilde hayal kırıklığı yarattı. (Finlandiya başlangıçta tek başına katılmayacağını iddia etmişti, ancak görünüşe göre fikrini değiştirmiş.)" diye yanıtladı.

"Türkiye İsveç'in üyeliğini veto ederek Rusya'nın emri altında mı hareket ediyor?" sorusuna Kosnett şu yanıtı verdi: 

"Kremlin bu durumdan fayda sağlasa da, Erdoğan'ın motivasyonu bu değil. Erdoğan ve Putin bazı alanlarda yan yana dururken, bazılarında karşı karşıya gelebiliyor. Türkiye, Rusya'ya yönelik yaptırımlardan vazgeçerek, oligarklara ve servetlerine sığınak görevi görerek, NATO müttefiklerini kızdırdı. Yine de Ukrayna'yı askeri olarak desteklemeye ve kendisini bir arabulucu olarak konumlandırmaya devam ediyor, örneğin Ukrayna tahıl ihracatının yeniden başlamasını kolaylaştırıyor."

Erdoğan'ın oyunu ne?

Erdoğan'ın İsveç'in NATO üyeliğini veto etmesinin sebeplerini sıralayan ABD'li diplomat Kosnett, taleplerin başında İsveç'ten PKK'yla ve Fethullah Gülen Cemaati'yle bağlantılı kişilerin iadesinin olduğunu hatırlattı.

"Erdoğan, Türkiye'nin veto yetkisini NATO üyelerine hatırlatmak için bir fırsat gördü" düşüncesini paylaşan Kosnett, bu durumun şaşırtıcı olmadığını ileri sürdü.

Türkiye'nin NATO'nun güvenliğini "bir dereceye kadar" ciddiye aldığı görüşünü paylaşan Philip Kosnett, Türkiye'nin kuruluşundan itibaren Batı'ya şüpheyle baktığını belirtti.

'Batı'yla anlaşmazlık Erdoğan'ın tabanına iyi geliyor'

"Erdoğan'ı desteklemeyen Türklerin de ABD'nin 2014'ten itibaren PKK'nın Suriye kolu YPG'ye verdiği destekten rahatsız olduğu" ifade edilen yazıda, Türkiye'nin konumu hakkında, "Türkiye, İsveç'ten daha fazla taviz istiyorsa, konumu verimli değil" deniliyor.

"Erdoğan, İsveç ve Finlandiya'dan elinden gelen her şeyi almış olabilir ve devam eden bir anlaşmazlık da hem olası hem de anlamsız görünüyor" yorumunda bulunulan makalede, "Batı'ya karşı durmak, en azından Batı geri adım atana kadar Erdoğan'ın tabanına iyi geliyor. İsveç'e karşı tutumu, ABD mahkemesinin iade şartlarını karşılamak için yeterli kanıt olmamasına rağmen, Türkiye'nin ABD'den Pennsylvania'da yaşayan Gülen'i teslim etmesini talep ettiği, 2016'daki darbe girişiminden sonraki tutumunu yansıtıyor. Bu durum, Türkiye'nin, ABD karşılıksız diplomasiden yorulana ve yaptırımlar uygulayana kadar, bir dizi ABD vatandaşını bariz bir şekilde asılsız suçlamalarla alıkoymasına yol açtı. Türkiye ve İsveç'in bu ayrılığı süresiz olarak sürdürmesi riski ortada" ifadeleri kullanıldı.

İsveç'in NATO'ya katılmaması zarara neden olur mu?

İsveç'in ittifaka katılmamasının, operasyonel olarak NATO'ya "çok fazla zarar vermeyeceğini" savunan ABD'li diplomat Kosnett, gerçek zorluğun "Rusya'nın Batı'nın kararlılığının parçalanmakta olduğu ve NATO'nun kargaşa içinde olduğunun kanıtı olarak kullanmaya çalışması olduğunu" belirtti. 

NATO'nun mutabakat içerisinde hareket etmesinin "demokratik bir ittifakın hatası değil, özelliği olduğunu" iddia eden Kosnett, "Batının aşırı tepkisi, Rus anlatısında rol oynayacaktır" dedi.

NATO ve Washington ne yapmalı?

NATO ve Washington'ın öncelikle sakin olması gerektiği tavsiyesinde bulunulan makalede, "ABD ve diğer NATO üyeleri, ittifaktaki en büyük ikinci orduya ve kritik bir coğrafi konuma sahip olan Türkiye ile karşılıklı yarar sağlayan savunma bağları aramaya devam etmelidir. Misilleme çağrıları yok sayılmalı" denildi.

Kosnett yazısında Türkiye'ye, ABD dışında hiçbir NATO üyesinin vazgeçilmez olmadığı mesajı verilmesi gerektiği görüşünü paylaştı. 

'Seçim sonuçlarına bakılmaksızın ABD İncirlik'ten çekilmeli'

Kosnett yazısında, "Ancak bununla birlikte, Mayıs seçimlerinden sonra -ister Erdoğan ister seçimdeki rakibi Kemal Kılıçdaroğlu galip gelsin- Türkiye'ye ABD dışında ittifakın hiçbir üyesinin vazgeçilmez olmadığını hatırlatmalıyız. Tek yol: ABD Hava Kuvvetleri personelini ve varlıklarını Türkiye'nin güneydoğusundaki İncirlik Hava Üssü'nden çekme sürecini başlatın" diyerek seçim sonuçlarına bakılmaksızın ABD'nin askeri kuvvetlerinin İncirlik'ten çekilmesi gerektiğini savundu.

"ABD'nin İncirlik'e ihtiyacı yok mu?" sorusuna Kosnett, şu yanıtı veriyor:

"İhtiyaç büyük bir söz. İncirlik, Irak ve Afganistan'daki savaşları destekleyen ABD'nin lojistik teşebbüsü için hayati önem taşıyor. Türkiye, ABD'nin tesisin kullanımı üzerindeki sıkı kontrolünü elinde tutuyor ve bugün İncirlik, örneğin Suriye ve Basra Körfezi bölgesindeki ABD operasyonları için Körfez'deki ortak ülkelerdeki üslerden daha az önemli görünüyor. NATO müttefikleri Yunanistan ve Romanya, ABD kuvvetlerine ev sahipliği yapmaya istekli olduklarını kanıtladılar."

'İncirlik'ten çekilme ABD'ye fayda sağlayabilir'

İncirlik'in öneminin yitirildiğini savunan ABD'li diplomat Kosnett, başka ülkelerle askeri üsleri kapatmanın daha dengeli bir işbirliklerine yol açtığını hatırlattı.

"İncirlik'in statüsünün sonsuza dek müzakere masasında belirip durmadığı sorunsalı olmadan, Türkiye ile ikili ve NATO savunma işbirliğini sürdürmek faydalı olacaktır" görüşünü paylaşan Kosnett, geçmişte Filipinler ve İzlanda'yla ABD'nin yaşadığı askeri üs kapatma örneklerine bakarak, Türkiye'deki askeri üssün kapatılmasının ABD'ye fayda sağlayabileceğini ifade etti.

Kosnett, ABD'nin İncirlik Askeri Üssü'nden çekilmesi halinde, bu hamleden Rusların ancak "propaganda düzeyinde faydalanabileceğini" belirterek yazısını sonlandırdı.