Sağlık emekçileri grevde: Emeğimizin yok sayılmasına isyan ediyoruz

Sağlık emekçileri iş bıraktı, soL’un konuştuğu SES Ankara Eş Başkanı Yalçınkaya, 'Bu isyanın temel nedeni emeğin yok görülmesidir' dedi.

İsmail Sarp Aykurt

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyesi sağlıkçılar bu sabah Türkiye’nin birçok yerinde iş bırakarak Sağlık Bakanlığı’na, uygulanan sağlık politikalarına ve emekçilerin olumsuz çalışma koşullarına tepki gösterdi.

Ülkenin birçok yerinde gerçekleştirilen iş bırakma eylemlerinde sağlık emekçileri, iş barışını bozan yasayı kabul etmediklerini ve geçinemediklerini vurgulayarak, sağlığın bir ekip işi olduğunu hatırlattılar.

Bazı yerlerde engellemelerle karşılaşan emekçiler, buna rağmen eylemlerini gerçekleştirdiler.

soL, hem iş bırakma eyleminin yankılarını hem de sağlık emekçilerinin sorun ve taleplerini SES Ankara Şubesi Eş Başkanı Kubilay Yalçınkaya ile konuştu. Yalçınkaya, taleplerinin bugüne ait talepler olmadığının altını çizerek, pandeminin zaten var olan sorunları daha da büyüttüğünü dile getirdi. Yalçınkaya buradaki temel sorunun iktidarın ve Sağlık Bakanlığı’nın sağlıkçıların emeklerini yok sayması olduğunu söyledi.

Bu durumu sağlık hizmetlerinin başarısını sağlık sistemine indirgeyen bakanın ifadeleriyle pandemi sürecinde de gördüklerini ifade eden Yalçınkaya, aynı anlayışa geçen hafta meclisteki sağlık emekçilerinin bütününü kapsamayan dar düzenlemeyle de şahit olduklarını söyledi ve şöyle devam etti:

“Aslında isyanımız, bugünkü eylemimiz  görülmeyen emeğimiz üzerinden söz söylemek için. Yoksa bugün iktidarın bize vereceği 500-600 lira bizim taleplerimizi ya da geçinemiyoruz çığlığımızı dindirecek bir şey değil.  Bu isyanın temel nedeni emeğin yok görülmesidir." 

‘Kendi prangasını saraya emanet etmiş bir Bakandan kaynaklı...’

“Sağlık hizmetleri emek-yoğun hizmet. Bugün pandemide hizmeti sunan şehir hastanelerinin boş binaları, makine ya da cihazlar değil; hastaların tedavisini veren, iletişim kuran sağlık emekçileridir. Bu emeğin görülmemesi, emeğin bakanlık nezdinde hiç karşılığının olmaması isyanımızın nedeni. Bunu bakanın bugüne kadar kasıtlı yaptığını düşünüyorduk açıkçası. Geçen haftaki, Cumhurbaşkanı ile Bakan arasındaki diyalogtan da gördük ki bu durum kasıtlı olmanın ötesinde kendi prangasını saraya emanet etmiş bir bakandan kaynaklı. Konuşurken bile ondan icazet almak ihtiyacı duyan bir bakandan kaynaklı olduğunu gördük”.

‘Bakanın attığı tweetler de Bakan tarafından atılmıyor olabilir’

Bakanın sosyal medyadan paylaştığı tweetlere isyan ettiklerini söyleyen Yalçınkaya, “Diyorduk ki bakan açıklama yapmıyor, tweet atıyor. Biz bugün gördük ki bakanın attığı tweetler de onun tarafından atılmıyor olabilir. Muhtemelen İletişim Başkanlığı’ndan atılıyordur” dedi. Yalçınkaya, sözlerinin duvara çarpıp geldiği bir dönemi yaşadıklarını, bırakın zam alma beklentisini, gelirlerinin eridiğini ifade etti.

‘Başsağlığı dilemekten aciz bir Bakan var’

Yalçınkaya, “Geçinemeyenlerin çığlıklarından biri sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine aittir. Bizim çığlığımız da tüm emekçilerin çığlığıyla paralel. İsyanımız, hem ek gösterge, hem yıpranma payı, hem Covid-19’un meslek hastalığı kapsamına alınması hem de çalışırken ve emeklilikte yoksulluk sınırı üzerinde maaş ama bunu zaten yıllardır talep ediyoruz. Ancak sözümüzün, emeğimizin ve ölümlerinin yok görülmesi bu talebin çok ötesinde bir şey” dedi.

soL’un talebiniz nedir sorusuna tek kelime ile ‘isyan’ cevabını veren Yalçınkaya, bunun dışında bir taleplerinin olmadığının altını çizdi. Yalçınkaya, 1000-1500 lira istemeyi acizlik olarak değerlendirdiklerini söyleyerek, “Emek olarak bizi görmeyen bir Bakanlık bugün 500 lira verse ne, 700 lira verse ne olur” dedi.

Bakan Koca'nın istifasının anlamlı olacağını vurgulayan Yalçınkaya, “İş bırakma eylemimiz aynı zamanda bakana konuşma özgürlüğü kapsamında yapılmış bir eylem olarak değerlendirilsin” dedi.

‘Cumhur İttifakı’nın sendikaları diyebileceğimiz sendikalar'

Yalçınkaya diğer sendikalarla görüşmelerine dair şunları söyledi:

“Geçen hafta eylem takvimini en geç açıklayan sendika bizdik. Bunun nedeni genel merkezin diğer sendikalarla özellikle de Türk Sağlık-Sen ve Sağlık-Sen’in genel başkanlarıyla yaptığı görüşmelerdi. Ortaklaşma talebinde bulunduk ancak Sağlık-Sen reddetti. Biz tarihlere uyabileceğimizi ancak grev kırıcısı olmamak gerektiğini ifade ettik. Türk-Sağlık Sen ise geri dönüş yapacaklarını ifade etse de yapmadı. Özellikle Cumhur İttifakı’nın sendikaları diyebileceğimiz sendikalar, meclisteki Cuma günkü düzenlemeyi beklediler. Bunlar iktidarın küçük ortağının onayı olmadan  böyle bir karar açıklayamazlar”.

Bu sendikaların bir düzenleme çıkacağını umduklarını ancak böyle bir durumun ortaya çıkmadığını ve 22 Aralık’a ertelendiğini söyleyen Yalçınkaya, bugün Türk Sağlık-Sen’i göremediklerini ifade etti. 

‘Siyasetin örgütlenme özgürlüğüne müdahale ettiği hastanelerde çok güçlü değiliz’

Üyelerinin üniversite hastanelerinde güçlü eylemler örgütlediğini vurgulayan Yalçınkaya, özellikle Sağlık Bakanlığı hastanelerinde bunun mümkün olmadığını ekledi. Sağlık-Sen’in kamuoyuna açıkladığı bir eylem takvimi olduğunu ancak neler olacağını  bilmediğini ifade eden Yalçınkaya, eylemlerde bir ortaklaşma ihtiyacını gözettiklerinin altını çizdi.