TÜSİAD konuştu: Yatırım iştahımız yok, borçlarımızı ödeyin

TÜSİAD Başkanı Kaslowski ‘YEP'in hedeflerine nasıl ulaşılacağı konusunu çalışmamız gerekiyor’ diyerek ‘yapısal reformlar'ın önceliklendirilmesi için ortak çalışma istedi. Kaslowski emekçilerin kıdem tazminatı, sosyal güvenlik gibi haklarına saldırı anlamına gelecek ‘eğitim, vergi ve işgücü piyasası reformları’nı çok önemsediklerini vurguladı. YEP’in başarısının borç yönetimine de bağlı…

soL - Haber Merkezi

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından açıklanan Yeni Ekonomik Program’daki (YEP) hedeflerle ilgili “çalışmamız gerekiyor” dedi. Eğitim, vergi ve işgücü piyasası reformlarını çok önemsediklerini söyleyen Kaslowski “yapısal reform önceliklendirilmesi” çalışması yapılmasını teklif etti.

Van'da yapılan TÜSİAD Yönetim Kurulu toplantısında konuşan Kaslowski, YEP’te öngörülen yüzde 5 büyümeyi elde etmek için yüzde 10’lar düzeyinde özel sektör yatırımları öngörüldüğünü ancak iç ve dış talebin “yatırım iştahını” tetikleyecek durumda olmadığını söyledi. Kaslowski “Dış talep açısından, en büyük pazarımız olan Avrupa’dan gelen emareler iç açıcı değil. Dünyanın kalan bölgeleri açısından da dış ticarette büyüme beklenmiyor. Elbette iç talep toparlandıkça yatırım iştahı da artacaktır. Ancak bu toparlanma belli şartlar altında ve daha uzun bir zaman dilimine yayılacaktır” dedi.

'BÜYÜME GERİ GELDİĞİ DURUMDA CARİ AÇIĞIN AYNI ANDA DÜŞMESİ ZOR'

Programda belirtildiği gibi güçlü bir iç talep ve büyümenin geri geldiği durumda cari açığın da aynı anda düşmesinin oldukça zor olduğunu söyleyen Kaslowski “Burada yapısal bir dönüşümü gerçekleştirmek daha uzun bir zaman ve reformların kararlılıkla gerçekleştirilmesini gerektirir” diye konuştu.

'YAPISAL REFORM ÖNCELİKLENDİRİLMESİ'

Kaslowski “Sonuç olarak YEP’in hedeflerine nasıl ulaşılacağı konusunu çalışmamız gerekiyor. Elbette YEP’te bazı yapısal reform alanları tespit edilmiş durumda. Bu yapısal önlemlerin önceliklendirilmesi çok önemli. Hangi reform, hangi makro değişkeni nasıl etkileyecektir? Hangi reform nispeten daha önemli ve önceliklidir? Bunu iyi anlamamız gerekiyor. Belki de önümüzdeki günlerde, STK’ların da katılımıyla bir ‘yapısal reform önceliklendirilmesi’ çalışması yapılır ve gerçekten çok yararlı olur” dedi.

VERGİ VE İŞGÜCÜ PİYASASI REFORMU

Sermayeye teşvik ve emekçilerin başta kıdem tazminatı ve sosyal güvenlik haklarına saldırı anlamına gelen “yapısal reformların gecikmeme”sini isteyen Kaslowski “Önceki yıllarda da programlarda güzel hedefler görmüştük. Maalesef yapısal tedbirler geciktiğinde bu hedeflere ulaşmak mümkün olmuyor. Sürdürülebilir kaliteli büyüme için eğitim, vergi ve işgücü piyasası reformlarını çok önemsiyoruz” dedi.

Yeni programda da yargı reformuna yer verilmesinin sevindirici olduğunu belirten Kasloswski “Yargıda uzmanlaşma ve hız önemlidir. Ancak yargı bağımsızlığının olmadığı durumda adaletten bahsetmek mümkün değildir. Her şeyden önce yargı bağımsızlığını güçlendirecek adımların atılmasını bekliyoruz” dedi.

BORÇ YAPILANDIRMA

TÜSİAD Başkanı YEP’in başarısının borç yönetimine de bağlı olduğunu belirterek “Mevcut koşullarda birikmiş finansal sorunlarımız büyüme üzerinde baskı yaratmaya devam edecek. Küresel koşullar ucuz finansmanı desteklediği ölçüde sorun yokmuş gibi görülse de geçmiş yıllarda kurda görülen yüksek artış şirket bilançolarında önemli oranda hasar yarattı. Bu hasarı taşıyarak devam etmek çok maliyetli ve sürdürülemez. Ülkemizin döviz cinsinden yüksek miktarda borcu var” dedi. 

YEP’in açıklandığı gün özel sektör ve kamunun toplam dış borcun milli gelirin %61,9’una ulaştığına ilişkin bir verinin daha açıklandığını söyleyen Kaslowski “En son 2001 krizinde %56’yı görmüştük” dedi. TÜSİAD Başkanı “Geçtiğimiz 4 yılda doların değeri TL’ye kıyasla 2,5 kat arttı. Geri ödenebilir durumdaki pek çok kredi bu nedenle ödenemez hale geldi. Bankalar mümkün olduğunca bu borçları yeniden yapılandırıyorlar. Ancak bu sefer de taze kredilere, ekonominin sağlıklı alanlarına kredi akışı yavaşlıyor. Kaynaklar sorunlu kredilerde kilitli kalıyor. Bu sorunu çözmeden ne şirketlerin yeni yatırım yapabilmesi ne de bankaların büyük oranda yeni kredi verebilmesi mümkün değil. Geçtiğimiz yıl yaşadığımız tam olarak buydu. Bugün reel sektörde güven hala zayıf. Şirketler birbirlerine vade açmaktan dahi çekiniyorlar. Önümüzdeki dönemde yatırımları artırmak, güveni sağlamak için sorunlu kredileri sistemden temizlemek gerekiyor” dedi.