Patronlar YEP'i çok beğenmiş

İstediğimiz kadar Berat Albayrak’ın YEP dediği Orta Vadeli Program hedefleri uyduruk, beklentileri gerçekçi değil diye yırtınalım. İş dünyası memnun. Dünya Gazetesi dün TOBB, TİM, DEİK, TESK, Ankara-İstanbul-İzmir-Ege Bölgesi Ticaret ve Sanayi Odaları gibi patron örgütlerinin görüşlerini derlemişti. Kimse yakınmamış.

Kimi “nitelikli bir büyüme eşliğinde ekonominin istikrarlı, kalıcı ve sürdürülebilir bir dengeye kavuşacağına olan” inancını vurgulamış; kimi “nitelikli insan kaynağı ihtiyacının karşılanmasına verdiği öneme” dikkat çekmiş; kimi “tünelin ucunda ışık göründü” demiş… Kısacası hepsi sevinçlerini dile getirmiş ve “üreterek, istihdam yaratarak, ihracat yaparak” YEP’i destekleme sözü vermiş.

Hiçbiri %5 büyüme oranını yakalamak; enflasyonu ve işsizliği tek haneli rakamlara düşürmek için neler yapılacağını; bu işin nasıl başarılacağını merak etmemiş.

Programın gerçekçiliği umurlarında değil; işsizliğin azaltılması, kalkınma gibi dertleri de yok. Kapitalizmin yapısı böyle: Yağmadan, sömürüden besleniyorlar. Onlar bu tür belgelerde yazılanların gerçekliğiyle değil satır aralarında verilen mesajlarla ilgileniyorlar.

YEP’in satır aralarında bakın neler yazıyor:

  • Türkiye Varlık Fonunda topladığımız kuruluşları, zenginlikleri, varlıkları, değerleri, uyduruk ihaleler düzenleyip sizlere satacağız; satmadıklarımızı “kamu-özel sektör iş birliklerine dayanan sabit sermaye yatırımları” gibi uyduruk gerekçeler üretip, ortaklık görüntüsü altında bilançolarınıza aktaracağız, böylelikle finansal sorunlarınızın çözümüne katkı vereceğiz,
  • KİT’leri kamu maliyesine yüklerini azaltacak bir anlayışla yeniden yapılandıracağız; özelleştirmeyi sürdüreceğiz,
  • Yerli-milli reasürans şirketini, riskli işletmelerinize sorun yaşatmadan kolay ve ucuz kredi bulabilesiniz diye kuruyoruz,
  • Finansmana erişimde zorlanan firmalara “bankalarla adil risk paylaşımı esasını gözeterek” kefalet sağlayacağız,
  • Gerektiğinde özel bankaların da mali yapılarını güçlendirecek önlemler alacağız,
  • Kurumlar vergisi oranlarını düşürüyoruz; vergi yükleriniz azalacak,
  • Kamu giderlerini karşılamak için gereken geliri, “vergiyi tabana yayarak” ya da kamu taşınmazlarının satılması gibi “alternatif gelir kaynakları tespit ederek” şimdiye kadar olduğu gibi sizlere yük getirmeden sağlamayı sürdüreceğiz,
  • Şirketlerinize daha çok teşvik vereceğiz,
  • İnşaat sektörünü canlandıracak önlemler aldık/alıyoruz, konut kredisi faizlerini düşürerek işe başladık; bitmeye yakın projelere finansal destek vererek katkımızı sürdüreceğiz,
  • Kamu bankalarının kaynaklarına dayalı ölçülü teşvik programları uyguladık, sürdürmeye kararlıyız,
  • Kredi sorunlarınızı çözmek, ürettiklerinize müşteri bulmak için kamu bankalarını seferber ettik, zararlarını bütçeden karşılayacağız,
  • Ücret yüklerinizi azaltacak yeni projeler üzerinde çalışıyoruz; esnek çalışmayı yaygınlaştıracağız; kıdem tazminatı derdinizi çok yakında çözebileceğimizi umuyoruz, hazır olduğunda onun da müjdesini veririz,
  • Sosyal Güvenlik Sisteminin sürekliliğini sağlayacak önlemlerimiz hazır. Bütçeden kaynak aktarılmasını gerektirmeyecek bir proje geliştiriyoruz. Fon kuracağız, biriken parayı ucuz bedeller karşılığında yine sizlere kullandıracağız, böylelikle sosyal güvenliğin yükü, sizler için fırsata dönüşecek,
  • Tarımda sözleşmeli üretim modelini yaygınlaştırıp çiftçiyi emrinize sunacağız.

Uzatmayalım… Patronların, bir siyasi iktidardan bekleyebileceği her şey bu programda yazıyor. Elbette memnun olacaklar.

Programda, çalışanların çıkarına olabilecek küçük bir söz bile yer almıyor. 

Bence programın yazarlarına; “bu söylediklerini gerçekleştiremezsin” gibi söylemlerden uzak durmak en iyisi. Bizim işimiz başımıza ne çoraplar örmeye çalıştıklarını sezip, bir an önce önleme çabasına girişmek olmalı.