Döviz savaşları: Yeni koşullar, yeni politikalar

Geçtiğimiz haftanın başlarında, küresel hisse senedi piyasaları 2008 finansal krizinden bu yana en büyük çaplı hisse satışını deneyimledi. Pazartesi günü ABD piyasalarının açılışında, Dow Jones Sanayi Ortalaması tarihteki en büyük gün içi düşüşünü yaşayarak 1.000 puandan fazla düşmüş ve bu durum dünya piyasalarında paniğe sebep olmuştu.

Ekonomi

Geçtiğimiz haftanın başlarında, küresel hisse senedi piyasaları 2008 finansal krizinden bu yana en büyük çaplı hisse satışını deneyimledi. Pazartesi günü ABD piyasalarının açılışında, Dow Jones Sanayi Ortalaması tarihteki en büyük gün içi düşüşünü yaşayarak 1.000 puandan fazla düşmüş ve bu durum dünya piyasalarında paniğe sebep olmuştu. 24 Ağustos Pazartesi günü, dünya borsalarının yine bir Pazartesi günü kısa bir zaman zarfında büyük değer kayıpları yaşadığı Ekim 1987’ye ithafen ikinci bir “Kara Pazartesi” olarak adlandırıldı.

ÇİN, ABD DOLARI'NIN HEGEMONYASINI SONLANDIRIYOR MU?
Suçlunun kim olduğu konusundaki tartışmalar sürerken Mahdi Darius Nazemroaya, geçtiğimiz günlerde Strategic Culture Foundation’daki köşesinde yazdığı makalede Çin’in ABD Doları’nın tekelini yerinden etme sürecinde olduğuna işaret etti.

Nazemroaya’nın iddiasına göre Çin’in yaptığı hamleler, sermaye piyasalarına erişimini kolaylaştıracak ve Washington ve Wall Street tarafından yapılacak finansal manipülasyonlardan da koruyacaktı. Çin, ABD tahvillerini bırakıyor, altın rezervlerini yığıyor ve ulusal para birimi için bölgesel dağıtım bankaları açıyordu.

ABD Doları'nın rakip finans yapısı tarafından gölgede bırakılmasından korkan ABD, Çin piyasalarına zarar verme ve Çin para biriminin değerini yükseltme girişiminde bulunarak bu duruma karşılık veriyor; Çin ise piyasada yaptığı regülasyonların ardından Çin üretimi ürünlerin ve ihraç mallarının düşük fiyatlarını korumak için parasal genişleme yoluna gidiyordu.

ÇİN'İN BOCALAMASI ABARTI MI?
Pekin’in parasal genişlemesi Wall Street ve Washington’ın finansal manipülasyonuna karşılık verilmiş bir yanıt veya tepkiydi. Bununla birlikte, Washington, Çin’in ABD tahvillerini çöpe atarak yanıt vereceğine ihtimal vermemişti. ABD’li ekonomistlerden Peter Schiff, Çin ekonomisi konusunda yaşanan yersiz histeriyi bir kenara bırakarak “yatırımcıların tüm dikkatlerinin ABD dolarının eli kulağındaki çöküşüne çekilmesi gerektiği” uyarısını yapıyordu. Schiff, Çin ekonomisinin bocaladığı söylentilerinin abartılı olduğunu düşünen birçok analistten yalnızca biriydi.

DÜNYANIN FİNANSAL YAPISI DEĞİŞİYOR MU?
Dünyanın finansal yapısı Çin ve Rusya tarafından değiştirilirmeye başladığı iddia edilirken, Washington’ın en güçlü silahlarından biri olan ABD Dolarının giderek etkisiz hale getirildiğini iddia eden Nazemroaya'ya göre neoliberal ekonomilere bir alternatif oluşturmasa da BRICS'in yeni Kalkınma Bankası ve Pekin'in Asya Altyapı Yatırımları Bankası (AIIB) rakip bir finansal yapı aracılığıyla ABD’nin karşısına dikiliyor.

ABD rakip bir finansal düzen kurulması konusundaki hamlelerin bilincinde. Washington, Pentagon ve Wall Street’teki politikacıların hepsi BRICS ve Şangay İşbirliği Örgütü'nün yaptığı zirveleri endişeyle izlemişlerdi. O noktaya kadar, istihbarat/propaganda, enerji, mali piyasa, döviz savaşını ve genel ekonomik savaşı Rusya Federasyonu karşısında yürütüyorlardı. Ufa sonrası ise mali piyasalarda verilen savaşı Çin’e doğru genişletmişlerdi.

Avrupa Birliği hükümetleri ve bankaları Çin’in ulusal para birimi renminbi/yuan’ın rezerv para birimi olarak kullanımını değerlendirmeye almışlardı. Bu, yuan’ın bir para birimi olarak istikrarının cazibesinden kaynaklanıyordu. Washington’ı ve Wall Street’i endişeye sürükleyen bu durum para birimi ve finansal savaşın Rusya’dan Çin’e doğru genişletilmesiyle sonuçlandı.

PİYASALARDAKİ OLUMLU TOPARLANMANIN NEDENİ NEYDİ?
Öte yandan Birleşik Devletler ve Avrupa piyasalarının hafta sonuna doğru toparlanarak hafta başındaki kayıplarını telafi etmiş olduklarına dikkat çeken WSWS yazarı Andre Damon; finans elitleri için yaratılan, spekülasyona dayalı finansal balona dikkat çekiyordu.

Küresel hisse senedi piyasalarındaki toparlanmanın nedenini bulmak çok zor değildi. New York Times’ta belirtildiği üzere, “Bir kez daha Fed, politika belirlemede etkili olan temsilcilerinden birinin yatıştırıcı sözlerinden ilham alan yatırımcıların” günü kurtarmasını sağlamıştı. Times’ın “yatıştırıcı sözler” söylemiyle kastedilen; finansal sisteme ilave nakit aşısı yapılacağı vaadiydi ve bu, hisse fiyatlarında yaşanan yükselişi körüklemişti.

Times, özellikle, Fed Başkanı Janet Yellen’ın sıkı dostu olan New York Fed Başkanı William Dudley’nin ABD ekonomisinin kötüye gitmesinin faiz artırımı hususunu “daha az zorunlu” hale getirdiği konusundaki görüşlerine atıfta bulunuyordu.

Fed, gelecek ay yapılacak olan toplantısında faiz oranlarını küçük bir oranda artırsın veya artırmasın bu ifadeler, Wall Street’in aktif balonunu ne pahasına olursa olsun şişkin tutmak için verilmiş bir rehin görevi görüyordu.

Aynı gün, Avrupa Merkez Bankası Yönetim Kurulu Üyesi Peter Praet, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) devam eden “parasal genişleme” programının miktarını ve süresini genişleterek daha ileri gitmeye hazır olduğunu açıkça belirterek “Guvernörler Konseyi’nin gerektiğinde harekete geçme kabiliyeti ve isteği konusunda bulanıklığa yer olmamalı” açıklamasını yaptı.

Bu duyurular, Çin merkez bankasının, Haziran ve Temmuz aylarında piyasaya enjekte edildiği tahmin edilen 900 milyar Yuan’ın (140 milyar dolar) yanısıra, salı günü bir başka para dalgasını ekonominin içerisine salarak hedef faiz oranını düşürmek ve bankaların rezerv gereksinimlerini de eşzamanlı olarak azaltmak üzere yaptığı hamleleri yoğunlaştırdı.

FİNANSAL BALON, SPEKÜLASYON, YENİ KOŞULLAR VE YENİ POLİTİKALAR
2008’den bu yana yaşanan en büyük küresel hisse senedi satışının, ekseriyetle para politikasından sorumlu yetkililerin birkaç imada bulunmasına dayanarak en azından kısmen eski haline döndürülmesinin çarpıcı olduğunu belirten Damon, bu gelişmelerin modern kapitalist ekonominin temel bir gerçekliğinin altını çizdiğini belirtiyor: “2009’dan bu yana devam eden ve üç büyük ABD hisse endeksinin değerini üçe katlayan hisse piyasası canlılığı özgün bir ekonomik 'iyileşmenin' değil küresel merkez bankalarından yapılan nakit enjeksiyonunun ürünüdür.”

Mevcut durum uzunca bir sürecin sonucudur diyen Damon; on yıllar boyunca finans elitleri için zenginlik yaratılması olgusunun üretim faaliyetinden giderek artan bir biçimde ayrıldığını ve finans balonlarının spekülasyona her zamankinden daha çok bağlandığını belirtiyor ve Birleşik Devletler’de apaçık şekilde kendini belli eden bir yöntem olduğunu vurguluyordu.

Dünyanın en büyük koruma fonu (hedge fund) olan Bridgewater Associates’in başkanı Raymond Dalio şu ifadeleri kullanıyor: “Üretim malzemelerinden kazanılan para, paranın dolaşımından kazanılan tutarın yanında hiç kalır.” 2008’den bu yana zenginliğini üçe katlayan Dalio, manidar bir biçimde bu hafta Fed’e finansal piyasalarda büyümekte olan karışıklığa yeni bir tur parasal genişleme ile karşılık vermesi yönünde çağrıda bulundu.

Eski Hazine Bakanı Lawrence Summers’ın geçen hafta yazdığı bir köşe yazısında kabullendiği üzere, küresel ekonomi "bedava paraya" fazlasıyla bağımlı hale geldi. Lawrence köşe yazısında “Tatminkar büyüme normal şartlarda çok düşük faiz oranlarını gerektirdiği halde biz tarihsel olarak düşük faiz oranlarını yalnızca ekonomik krizler sırasında görüyoruz” diyor ve ekliyor “yeni koşullar yeni politikalar gerektirir.”