İran’a yönelik yaptırımlar Türkiye ekonomisini nasıl etkiler?

ABD’nin İran’a yaptırımları tekrar gündeme getirmesinin ardından petrol ithalatının yarısını İran üzerinden karşılayan Türkiye’nin bu talebini nasıl gidereceği merak ediliyor. Dolaylı olarak alım gücünü de aşağı çeken petrol fiyatlarındaki artışa rağmen, ABD’nin Türkiye’ye ek muafiyet getirip getirmeyeceği belirsizliğini koruyor.

Emre Alım

ABD’nin İran ile 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmasından çekilmesinin ardından İran’a yönelik yaptırımları tekrar gündeme getirmesi petrol fiyatlarında ani artışlara sebep olurken, Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere Türkiye gibi İran ile ticari ilişkilerinin hacmi önemli yer tutan ülkelerin durumu belirsizliğini koruyor.

MUAFİYET GÖRÜNMÜYOR

2015 yılında imzalanan nükleer anlaşma öncesi ABD, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 9 ülkeye İran’a yönelik yaptırımlardan muafiyet hakkı tanımıştı. ABD Dışişleri Bakanlığı politika planlama direktörü Brian Hook, ABD’nin istisnai muafiyet tanımayı düşünmediğini belirttiği açıklamasında “İthalatlarını azaltan ülkelerin her biriyle ayrı ayrı çalışmaya hazırız. Bununla birlikte diğer yaptırımlarda, muafiyet tanımayı düşünmüyoruz” dedi.

İran’a yönelik enerji ve finans alanındaki yaptırımların 4 Kasım’da yürürlüğe gireceği duyurulurken, İran ile ticarette bulunan ülkeleri de kapsayacak ikincil bir yaptırım planının akıbeti bilinmiyor. Ancak Trump, Fox News’a verdiği mülakatta, Avrupalı müttefiklerin İran’la ticarete devam etmeleri halinde yaptırımlara maruz kalacaklarını duyurmuştu.

YAPTIRIMLARA DOĞALGAZ DAHİL DEĞİL

Türkiye-İran ticareti açısından kritik bir diğer nokta ise yaptırımlara doğalgazın dahil olmaması. İran üzerinden boru hattı ile Türkiye’ye yıllık yaklaşık 10 milyar metreküp gaz girişi sağlanıyor. Doğalgaza olası bir yaptırım durumunda ithalatının yüzde 15’ini İran’dan sağlayan Türkiye’nin daha zararlı çıkacağı düşünülüyor.

Türkiye’nin İran'la ticaretin devam edeceğine dair açıklamalarına rağmen bunun nasıl gerçekleşeceği merak konusu. Zira hâlâ ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarını delmekten tutuklu bulunan Reza Zarrab ve Hakan Atilla, Türkiye açısından kilit isimler olmayı sürdürüyor. İran’a uygulanan 2012 yılındaki yaptırımın ardından neredeyse yarı yarıya azalan petrol ithalatı günlük 100 bin varile düşmüştü. Bu dönemdeki yaptırımları delmekle suçlanan Sarraf ve Zencani gibi isimlerse ticari ilişkilerin görünmeyen yüzü olmakla beraber milyarca dolarlık bir para akışı sağlamaktaydılar.

İRAN'IN BOŞLUĞU IRAK İLE DOLDURULABİLİR

Türkiye’nin artan akaryakıt talebine paralel İran’dan gerçekleştirdiği ham petrol ithalatı, yaptırımların hafiflediği 2015’in ardından günlük 100 bin varilden 240 varile ulaşmıştı. Türkiye’nin petrol ithalatının yarısına denk düşen bu rakamı diğer pazarlardan nasıl karşılayacağı merak ediliyor. Irak Petrol Bakanı dün yaptığı açıklamada Kerkük petrollerinin Türkiye’ye ihracatı için görüşmelerin sürdüğünü duyurmuştu. Yaptırımların sürdüğü 2015 yılında petrol ithalatının yarısına yakınını Irak oluşturmaktaydı.

TALEP ARTIYOR, ALIM GÜCÜ DÜŞÜYOR

2008 yılında Koç grubuna satılan Tüpraş’ın petrol stoklarının büyük bir kısmını İran’dan gerçekleştirdiği ithalatla sağladığı biliniyor. Gelecek yıl açılması beklenen yine 2008’de Azerbaycan petrol devi SOCAR’a satılan Petkim bünyesindeki Star Rafineri'ninse bu talebi artırması bekleniyor.

Ekonomi Bakanı Mehmet Şimşek petrol fiyatlarındaki artışın Türkiye açısından avantaj olabileceğine dikkat çekmişti. Daha yüksek gelirler elde edileceğini iddia eden Şimşek’in aksine uzmanlar, petrol fiyatlarının Türkiye’nin ithalat faturasına yansımaları ve İran’la ticarette ortaya çıkacak kayıplar düşünüldüğünde, zararın, Şimşek’in işaret ettiği potansiyel ihracat artışının çok üzerinde olacağına işaret ediyor.

Petrol tedariği haricinde dünya piyasalarındaki artışın akaryakıt fiyatlarına yansıması ve petro-kimya ürünleri düşünüldüğünde gündelik tüketime olan etkisinin de olumsuzluklar doğuracağı tahmin ediliyor. ABD dış ticaret açığına ve nominal büyümesine olumlu etkileri bulunan petrol fiyatlarındaki artışın, Türkiye gibi hammadde ve enerjide dışa bağımlı ülkelerde alım gücünü aşağı çektiği görülüyor.