Server Tanilli'yi okumak

Devrimci, aydın, yurtsever, akademik kimliği geniş halk kesimlerine mal eden, dik duruşundan ve mücadeleden taviz vermeyen Server Tanilli, 29 Kasım’da yaşamını yitirdi. 80 yıllık yaşamında birçok esere imza atan Tanilli’yi, adeta birer öğrencisi olan okuyucuları ve aydınlanma mücadelesi yürütenler daima sevgi ve saygıyla hatırlayacak…

Eserleri ile birçok gencin tarih, Türkiye ve siyaset alanında bilgi sahibi olmasına vesile olan Tanilli, mücadeleci kimliği ile de daima örnek bir aydın oldu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Anayasa Hukuku Doçenti iken, yazdığı ders notları ile başlayan üretimi, yargılanmaya, silahlı saldırıya rağmen ölümüne kadar devam etti. Tanilli, “Uygarlık Tarihi Ders Notları” için yargılanmış, beraat ettikten hemen sonra silahlı saldırıya uğrayarak tekerlekli sandalyeye mahkum olmuştu.

Çağına ve topluma karşı sorumluluğunun daima farkında olduğunu vurgulayan Tanilli, yargılandığı “Uygarlık Tarihi Ders Notları”nı tam da bu sorumluluktan dolayı kaleme almıştı. Liseden üniversite ve yüksekokullara gelen öğrencilerin “kültür açığı”nı kapatmak için kaleme aldığı kitaptan ötürü Tanilli, Marksizm – leninizmi övmekle suçlandı. Oysa ki kitap tam da Tanilli’nin amaçladığı gibi, gençlerin bilgi kaynağı oldu.

Server Tanilli’yi okumak…
İnsanların insanlıklarını bütün boyutlarıyla duyarak ve tadarak yaşayacakları, sömürüsü, nihayet yabancılaşması olmayan bir düzenden yana olan Tanilli, her eserini bu bakış açısı ile kaleme aldı. 1980 sonrası Türkiye eğitim sisteminde yaşanan dönüşümü değerlendiren Tanilli, “Nasıl bir Eğitim İstiyoruz?” kitabında, evrensel değerler üzerinde yükselen laik bir eğitimi savunur.

1980'li yıllarda uygulanmaya başlanan neoliberal politikaların eğitimi çürüttüğünü dile getiren Tanilli, eğitimin “kamu hizmeti” olmaktan çıkıp özel çıkarlara hizmet eder hale geldiğini vurgular.

Türkiye’de demokrasinin yeniden kurulması kavgasında, temel doğruların altını bir kez daha çizmek için yazdığını belirttiği “Nasıl bir Demokrasi İstiyoruz?” kitabında ise Tanilli, 12 Eylül ile beraber toplumun ileriye dönük yürüyüşünün önünde barikatlar kurulduğunu kaydeder.

Kürt sorunu
Tanilli bu kitabında Kürt sorununa da değinmiş ve şu ifadelere yer vermişti: “Kürt sorunu, Türkiye işçi sınıfı ve emekçileriyle birlikte mücadele sonunda çözümlenebilecek bir sorundur. Sosyal ve siyasal nedenlerden dolayı, Kürtlerle Türkiye devrim mücadelesinin devrim dinamizmi birleşmiştir bu nesnel gerçekliği, bir takım öznel ve iradeci girişimle bozmak mümkün değildir.”

Türkiye’de Aydınlanma Hareketi başlığı ile Fransa’da düzenlenen sempozyumun kitabı için kaleme aldığı önsözde Tanilli, Cumhuriyetin kurumları ve ideolojisine 12 Eylül'le başlayan saldırıları anlatır. Saldırıya uğrayanın Türkiye’nin aydınlanmacı temelleri olduğunu vurgulayan Tanilli, 1923 Devrimi olarak nitelediği Cumhuriyetin kuruluşunu görmezden gelenleri şu sözlerle eleştirir: “Türkiye’de tarih bilinci, devrim ve kimlik sorunlarını, bu süreç ve olgunun uzağında kalarak, dahası karşısına çıkarak çözemeyiz. Yapacağımız sentez, o süreçle olgunun üzerine kurulacaktır: İster istemez akılcı, demokratik ve laik olacaktır ve diyalektik bir yöntemle eğilecektir sorunlara.”

Tanilli, “Yüzyılların gerçeği ve mirası” başlıklı altı ciltlik, ilk çağdan başlayıp 20. yüzyıla uzanan kitabında ise insanlık tarihini detaylı bir biçimde okuyucuya sunar. Zengin bir kaynakçaya sahip olan kitapta, insanların kökeni, tarihin başlangıcı, Mezopotamyadan Eski Mısır’a, Anadolu’dan Yunan tarihine ve 20 yüzyıla kadar birçok konu ele alınmaktadır.

Server Tanilli’nin laiklik anlayışı
Dini salt bir vicdan işi olarak görüp, onu yüreklerinde taşıyanlara saygıyı elden bırakmayan Tanilli’nin, geçmişten hareket edip bugüne bakanlara, akıl ve bilime sırtını dönenlere, tarihle toplumu ve giderek yaşamı zorlayanlara ise her zaman söyleyecek sözü oldu. Laikliği Cumhuriyetin en önemli kazanımlarından biri olarak gören Tanilli, gericiliğin daima sistem için “kul”lar yaratmak gibi bir işlevi olduğunun altını çizdi.

Kadınlar: Ne olursa olsun savaşıyorlar
2006’da kaleme aldığı “Ne olursa olsun savaşıyorlar: Kadın sorununun neresindeyiz?” başlıklı kitabında Tanilli, Cumhuriyetin kuruluş yıllarında kadınların eğitimine devrimlerin temeli olarak bakıldığını ancak 1945’ten sonra ders kitaplarında “başı dik, eğitimli hatta bilim dünyasına hazırlanan kadınlar”ın görünmez olduğunu yazar.

Tanilli kitabında ayrıca şu ifadelere yer verir: “Toplumumuzda kadın, ailenin içinde olsun ya da olmasın, açık bir sömürünün, korkunç bir cinsel açlığın, bu arada dinmez bir şiddetin sultası altındadır. Kadın, kaçma ile de kurtulamıyor “töre cinayetleri”, kendisini arayıp buluyor ve insanlığı da aşağılıyor… Yargıçlar, “namus” cinayetlerinde indirim yapıyor.”

Tanilli: Gençlik gelecek
Server Tanilli, aydınlatmak, bilgilendirmek için var gücü ile çalıştığı gençlere olan güvenini daima dile getirdi. Orta yaşlarını sürmekte olan kuşağın “hoca”sı olan Tanilli’nin, 2008’de bir üniversitede gençlere sunduğu konferanstan kısa bir bölüm sunuyoruz…

Fransız devrimi: Çağımıza açılan büyük kapı
Fransız devrimini çağımıza açılan büyük kapı olarak niteleyen Tanilli, Rus Ekim Devrimi ile Fransız devriminin et ve tırnak gibi birbirine bağlı olduğunu kaydeder. Fransız devriminin insan hakları, eşitlik, akılcılık ve laiklik adına yapıldığını belirten Tanilli’nin Fransız Devrimini anlatan bir eserinin dışında bir de “Fransız Devriminden Portreler” adlı kitabı bulunmaktadır.

Voltaire’in “Kandid” adlı kitabını 1983’te ikinci kez Türkçeye kazandıran da Server Tanilli oldu. İlk çeviri 1938 yılında eski Türkçe ile Fehmi Baldaş tarafından yapılmıştı. Voltaire’in yaşadığı çağın acımasız bir eleştirisi olarak nitelediği – hem son bulmakta olan feodalizmin hem de doğmakta olan kapitalizmin- “Kandid” için Tanilli önsözde: “Okuyucular, gitgide aptallaşan bir dünya ortamında okuyacaklar Kandid’i. Kimbilir, belki bugünleri de düşünerek yazdı Voltaire onu” der.

(soL – Haber Merkezi)