Bir cepheye ihtiyaç var (Caner Çatak)

Haziran ayını geride bırakalı yaklaşık 5 ay oluyor. Haziran Direnişini ise geride bırakmak Türkiye tarihinde imkansız görünüyor. Bu direniş üzerine yazılanlar, direniş göz ardı edilmeden güne gündeme dair yorumlar, geleceğe dair tahmin ve analizler düşünüldüğünde bir külliyat tutuyor. Direniş sonrası Eylül ayı beklentisi ve bu beklenti karşısındaki hüsran ise konuşulmuyor pek fazla. Eylülün hüsranı Ekimde, Kasımda olağan yaşamı normalleştirirken, Haziran Direnişiyle kıyaslama yapıldığında normalleşmenin anormal olduğunu düşündürüyor.

Ne bekleniyordu ve neden olmadı?

Hükümetin istifa etmesi?, Alternatif oluşması?, Sokaklara sahip çıkılmaya devam edilmesi?

Bundan sonraki eylemlerin daha kalabalık ve coşkulu geçmesi?, Halkın arayış içerisine girmesi?...

Bunlar içerisinde gerçekleşen durumlar söz konusu olmakla birlikte bu gerçekleşen durumların genele dair yorumlanması imkansızmış gibi görülüyor. Öncü eksikliği ve adayların sokağa halktan geç adapte olması beklentilerden kimisini konuşturmadı veya gerçekleşmesini sağlayamadı. Peki halkın kendi öncüsünü veya öncülerini çıkaramamasına sebep olan neydi?

Sokak homojen bir yapıda değildi. Partilerine, örgütlerine rağmen uyuşmazlar bir aradaydı. Bu hetorojen yapıyı kucaklamakta eksik kalan kimi örgütler ciğere mındar der oldu. Sokakta aleviler, işçiler, gençler, kadınlar vardı. Halk dediğimiz kalkışmayı kucaklayan bu kesime halktan gayrı olmayan örgütler eklendi. Bu örgütlerden kimisi gün geldi ön açtı, gün geldi gereksiz yere sokağı yordu, gün geldi halkı ateşe atarak engel oldu. Çünkü kimi örgütlerde dünkü hassasiyetler, bugunun engellemeleri oldu. Bayrak varsa biz yokuz? Bu slogan atılmamalı? Bu talep şimdilik doğru değil? Daha da ilerisi “Devrim geliyor acil Halk Komiteleri neden kurulup kararlar alınmıyor”a kadar. Halkın ise taleplerinin farklılığı ve sokağın enerjisinin bir noktadan sonra düşüyor olması öncü çıkaramamasına sebep oldu.

Peki halk sokakta Haziranda eksikliğini hissettiği öncünün ihtiyacını bugun de hissediyor mu? (Neden olmadı?)

Bu soruya bugün sokakların AKP ye teslim edilmiş gibi görünüyor olmasına, direniş sonrası yapılan eylemlerin( Haziran nesnelliği göz ardı edilemeden) zayıf geçmiş olmasına bakılarak hayır cevabı verilebilir. Ama Sonuçta bu zayıf geçen eylemlerin sebebi de, eylem yapan örgütlerin genel çerçevede kapsayıcı bir öncü olamayısından ve arayışa cevap verememesinden kaynaklanıyor olması olabilir mi? Sokağa tekrar dönersek, örgütlerine rağmen sokakta olan insanlar vardı. Bu insanları sokağa çeken onlarla aynı ideolojiye sahip insanlar değil onlarla aynı şeyi talep eden insanlardı. Talepler üzerine bir araya gelen insanlar yine ortak taleplerle bir araya gelip ortak mücadele biçimleri belirlemeliler. Fakat bu insanları sokağa tekrar çekecek olan karşıtının ayrıştırıcılığı, zalimliği, dengesizliği ve casareti kadar ortaya çıkacak öncüsünün de gücü, cesareti ve kapsayıcılığı olmalıdır. Bugün halkın istediği ortak bir cephedir. Cepheden kastedilen umuda ve mücadeleye olan inancı ile halka cesaret veren ilerici, aydınlanmacı, kapsayıcı, yurtsever bir sol cephedir.