soL (HABER MERKEZİ) Bosphorus Gaz isimli şirket, BOTAŞ ve Gazprom ile imzaladığı sözleşme ile, BOTAŞ'a ait olan doğalgaz ithal etme hakkının yılda 750 milyon metreküplük kısmını devraldı. Bu miktar Türkiye'nin yıllık doğalgaz ihtiyacının yüzde 2'sinde denk geliyor.
Yapılan doğalgaz ithalat sözleşmesi özelleştirmesi ile şirket, 2021 yılına kadar her yıl sözleşmede belirtilen miktarda doğalgazı Gazprom'dan ithal etme hakkına sahip olacak. Benzer bir anlaşma, daha önce Shell Enerji A.Ş. ile yıllık 250 milyon metreküp ithalat hakkı için yapılmıştı.
Satan da alan da Gazprom
Shell Enerji A.Ş'nin aldığının üç katı ithalat sözleşmesi devralan Bosphorus Gaz'ın en büyük ortaklarından birinin Gazprom'un bizzat kendisi olması ise özelleştirmenin başka bir önemli yönünü teşkil ediyor. Gazprom'un Almanya ayağı olan ZMB şirketi, 2004 yılının Nisan ayında yapılan sözleşme ile Bosphorus Gaz'ın yüzde 40'ını devralmıştı. Şirketin geri kalan yüzde 60'ı ise, ortaklarından biri Ali Şen'in Şen Grubu olan Tur Enerji A.Ş'ye ait.
Piyasa hakkında bilgi sahibi olan pek çok kişi, Bosphorus Gaz'ın, Gazprom'un Türkiye doğalgaz pazarına doğrudan girmek için kullanmakta olduğu bir araç olduğunu ifade ediyor. Bu doğrultuda Rus sermaye çevrelerine yakınlığı ile bilinen Ali Şen ile ortaklığa giden şirket, daha önce Ankara'nın doğalgaz dağıtımını yapan, eski adı EGO olan Başkent Doğalgaz Dağıtım A.Ş'nin özelleştirilmesi ile ilgilendiğini açıklamış,- ancak ihaleye katılmamıştı.
Devredilen ısınma ve enerji güvenliği
Türkiye, doğalgaz ihtiyacının yüzde 64&rsquoünü Gazprom'dan satın alıyor ve satın aldığı doğalgaz ile, halkın ısınma ve yemek pişirme gibi ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra, elektrik enerjisinin yüzde 50'sini üretiyor. Dolayısıyla doğalgaz arzında bir eksilme yaşanması yalnızca soğukta kalmak değil, aynı zamanda gerek halkın, gerekse sınai üretimin kullandığı elektrik enerjisinin kesintiye uğraması anlamına geliyor.
Bütün bu kritik başlıkların özel sektöre devrediliyor olması, dün Bosphorus Gaz Genel Müdürü Metin Şen tarafından liberalleşmenin zaferi olarak sunuldu. Doğalgaz piyasasının ancak liberalleşerek düzenli çalışır hale geleceğini iddia eden Şen protokolün imzalanmasının ardından yaptığı basın açıklamasında "Bosphorus Gaz olarak, önümüzdeki dönemde kontrat devirlerinin devam etmesini, devlet tekelinin yasanın gerektirdiği gibi yüzde 20'ye inmesini, piyasaya yeni oyuncuların dahil olmasını ve böylelikle daha büyük bir rekabet ortamının sağlanmasını arzu ediyoruz" dedi.
Ne var ki, sektörün özelleşmesinin fiyatları düşüreceğinin veya arz güvenliği sağlayacağının garantisi bulunmuyor. Aksine, BOTAŞ'ın ithalat haklarını devretmesiyle orataya çıkacak ithalatçı firmaların her biri BOTAŞ'dan küçük olacağı için, bunların Gazprom karşısındaki pazarlık gücü BOTAŞ'dan daha düşük olacak.
Dolayısıyla süreç iki tehlike barındırıyor. Tekil firmaların başarısızlığı ve iflasları ile doğalgaz arzının tehlikeye girebilecek olması bunlardan birincisini oluşturuyor. Ayrıca, yıllık 500 milyar metreküplük üretimi ile, BOTAŞ'ın karşısında bile bir dev konumunda olan Gazprom için, her biri en fazla birkaç milyar metreküp ithalat yapma hakkı olan firmalar "cüce" bile denemeyecek derecede küçük kalıyor. Bu koşullarda, üstelik kontrat gereği ithalat yapılmaması durumunda dahi ödeme yapılması zorunluluğu varken Türk itahalt firmalarının Gazprom ile sıkı pazarlık yürütüp fiyatı düşürebilmesini beklemek masallara inanmak anlamıan geliyor.
Nitekim BOTAŞ Genel Müdür Yardımcısı Şakir Arıkan, Shell Enerji'ile imzalanan protokolün ardından yaptığı basın açıklamasında, firmaların Gazprom karşısındaki pazarlık gücünün ölçeğe bağlı olduğunu belirtmişti. Kontrat devirlerinin ardından doğalgaz fiyatlarının düşüp düşmeyeceğine yönelik bir soru üzerine Arıkan, özel şirketlerin Gazprom ile yapacağı anlaşmaya göre fiyatların düşebileceğini de artabileceğini belirterek şunları söylemişti:
"30 milyar metreküp gaz ithal eden bir firma ile 250 milyon metreküp gaz ithal eden firmanın satıcı noktasındaki kozları aynı değildir. Bu, fiyatı belirleyen bir unsurdur. Diğer bir unsur da &lsquoal ya da öde' esnekliğidir. Eğer bugün x firması Gazprom'a (Ben aldığım gazın yüzde 100'ünü ithal edeceğimi taahhüt edeceğim) derse fiyatı indirebilir, bu bir pazarlığa bakar, ikili görüşmeye bakar."
Şu ana kadar işleyen süreç
BOTAŞ, 30 Kasım 2005 tarihinde, 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanunu çerçevesinde 4 adet doğal gaz ve 2 adet sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) sözleşmesi olmak üzere toplam 6 adet doğal gaz alım-satım sözleşmesini ihaleye açmıştı.
İhaleye açılan sözleşmelerin toplamı, doğalgaz ithalatının yıllık 4 milyar metreküplük kısmını oluşturuyor. Türkiye'nin yıllık ihtiyacı 35-40 milyar metreküp olduğuna göre bu rakam, Türkiye'nin yıllık ihtiyacının yaklaşık yüzde 10'unun özelleştirilmesi anlamına geliyor.
İhaleye katılmak için Enerji Piyasası Denetleme Kurulu'na başvuran şirketlerden 37'sinin "Doğalgaz alım sözleşmeleri devir ihalesi İçin ithalat lisans yeterliğine sahip oldukları" belirlenmişti. Yapılan ihaleye verilen teklifler ile bu şirketlerden Shell Enerji'nin yıllık 250 milyon metreküp, Bosphorus Gaz'ın yıllık 750 milyon metreküp, Avrasyagaz'ın yıllık 500 milyon metreküp ve Enerco Enerji'nin yıllık 2 milyon 500 milyon metreküp doğalgaz ithalat hakkını devralmasının uygun olduğuna karar verilmişti.
Shell Enerji'nin devir protokolü geçtiğimiz yılın nisan ayının sonlarına doğru imzalanmıştı. Dün Bosphorus Gaz ile imzalanan protokol, sonuçlandırılan ikinci protokol olma özelliği taşıyor. Önümüzdeki aylarda Avrasyagaz ve Enerco protokollerinin de imzalanacağı belirtiliyor.