ODTÜ'de 'Türkiye'den Mühendislik Manzaraları' paneli

ODTÜ Toplumcu Mühendislik Günleri’nin 4. gününde “Türkiye’den Mühendislik Manzaraları” panelinde kamuda, akademide ve özel sektörde çalışan mühendisler, sektörlerinde iş yaşamlarını anlattılar.

Panele kamu sektörüne dair konuşmacı olarak katılan DSİ’de çalışan inşaat mühendisi Murat Çeşme, sözlerine kamu sektörünün özellikle ’94 kriziyle birlikte mühendisler için tercih ağırlığının arttığını söyleyerek başladı. Yaygın kanaatin aksine, kamu sektöründe ciddi mühendislik deneyimlerinin biriktiğine ve bunun bir sonucu olarak branşlaşma yaşandığını belirten Çeşme, 90’lar ve değişen sanayi politikaları sebebiyle kamuda biriken bu deneyim ve birikimin yok olmanın eşiğine geldiğini ifade etti.

Bilhassa Karayolları ve DSİ gibi yoğun teknik eleman kadrosu barındıran kurumların bu politikalar sonucu gerçek işler üreten kurumlar olmaktan çıkıp özel sektöre ihale usulü çalışmaya başlamasının kamuda çalışan mühendisleri kontrolör konumuna sıkıştırması, sunumda vurgulanan önemli bir nokta oldu. Kamu mühendislerin bu alanlarda kontrolör konumuna sıkıştırılmasının, büyük projelerde çalışmış deneyimli mühendislerin de ücret azlığı sebebiyle özel sektöre geçmesiyle birlikte, kamuda nitelikli ve yetişmiş eleman sıkıntısı yaratması ve böylece mühendis gelişimi ve mesleki tatmin konularında doğan sıkıntıya dikkat çeken Çeşme, sunumunun son kısmında kamu sektöründe çalışma koşullarından bahsetti. İş güvencesi, sendikalaşma ve iş hayatı anlamında geçmiş mücadelelerinin ürünü kazanımların korunduğu ancak ücret, meslekte yükselme ve bürokratik mekanizmalar söz konusu olunca yıpratıcı olan bir alan olduğu vurgulanan kamuda, yine de toplumcu hassasiyetlerin görece karşılanabildiğinin altını çizdi. Çeşme son olarak “mühendis, hangi alanda çalışırsa çalışsın, o alanda çalışan işçiden hiçbir farkı yoktur mühendisin kendisi de bir işçidir ve örgütlenmelidir” dedi.

Savunma sanayisinde çalışan Mahmut Başaran panelde ikinci konuşmacıydı. Konuşmasında “Savunma sanayisinde çalışan insanların bu kadar mutsuz olmasının sebebi nedir?” sorusuna yanıt arayan Başaran, modernizmin yarattığı insan tipleri üzerine ilgi çekici kimi benzetmeler ve betimlemelerde bulundu. Geçmişte mühendislerin “Neden, nasıl?” soruları üzerine yoğunlaştığını ve merak güdüsünün motivasyonu sağladığını söyleyen Başaran, günümüzde mühendislerin, özellikle savunma sanayisi gibi yoğun teknoloji kullanılan ve tasarım yapılan bir alanda dahi, neden mesleki olarak mutsuz oldukları tartıştı. Bağımlılık ilişkilerinin mühendisin mesleki tatmini üzerinde belirleyici bir etkisi olması sektör üzerine verilen örneklerle açıklandı ve yine mühendisin mesleğine yabancılaşmasının teknik öğrenme ve uygulama konusundaki isteğin yok olması anlamına geldiğini söylendi. İşe kabul sürecinde yaşanan süreçten de bahseden Başaran, savunma sanayisinde iş hayatına dair soruları yanıtladıktan sonra sözü İsmail Ozan Demirel’e bıraktı.

Akademide mühendislik başlığında ODTÜ İnşaat Mühendisliği’nde asistan olan İsmail Ozan Demirel bilimsel bilginin, insanlığın tarihsel gelişimi göz önünde bulundurulduğunda, kapitalizmin ortaya çıkışına kadar oynadığı ilerici rolünü terk ettiğini ve bugün emperyalist-kapitalist dünya sisteminin zor aygıtının nesnel temeli haline geldiğini belirtti. “Toplumculuk” kaygısının tek başına işlevini yerine getiremeyeceğini, kapitalizmin mühendise çizdiği çerçeveyi aşamayacağını vurgulayan Demirel bunun yanına siyasi netlik ve örgütlü mücadelenin eklenmesi gerektiğini vurguladı. Akademide çalışmanın ücret olarak tatmin edici olmasa da, kamu yararına işler yapılabilecek bir alan olması sebebiyle tercih edilebilir olması fakat akademik kadro almanın ve güvencesiz çalışmanın zorluklarına dair söylenenlerden sonra, özellikle ODTÜ’de 50/d sözleşmesi ve akademik kadro alabilmek için yurtdışında eğitim görme zorunluluğu tartışıldı. Türkiye’de akademik hayata dair verilen örnekler arasında, göreve yeni başlayan polis maaşının bir yardımcı doçentin maaşından fazla olması ile TÜBİTAK’ın proje asistanlığı uygulamasında asistanın sigortasını yatırmaması ve sigortasız işçi çalıştırır konuma düşmesi, özellikle dikkat çekiciydi. Demirel sunumunun ardından soruları yanıtladı.

Dördüncü gününü geride bırakan ODTÜ Toplumcu Mühendislik Günleri, 26 Nisan Pazartesi günü Maden Mühendisliği bölümünde gerçekleştirilecek “Grizu Patlamaları” ve 28 Nisan Çarşamba günü İnşaat Mühendisliği bölümünde gerçekleştirilecek “Elazığ Depreminden Notlar” etkinlikleriyle devam edecek.

(soL-Ankara)