İstanbullunun cebinden alıp tefecilere verecekler

Kadir Topbaş, bir yandan tefecilere ve yandaş müteahhitlere para yetiştirmek için halka zam kazığı atarken, bir yandan da ulaşım zamlarına kılıf uydurmak için masallar uyduruyor.

Gelirlerinin büyük bir kısmı halktan alınan vergilerden oluşan ve denk bütçe esasına göre çalışması gereken belediyeyi milyarlarca lira açık verir hale getiren İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Kadir Topbaş, kurumu tefeci bankaların eline düşürdü.

Topbaş yönetime geldiğinde açık vermeyen İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 6 yıl içinde bütçe açığını 2 milyar TL düzeyine çıkardığı için yerli ve yabancı bankaların eline düştü. Kurumun 2004 yılından bu yana gelirleri 2 kat artarken, giderleri 3 kattan fazla arttı. Aradaki açığı kredilerle kapatmaya çalışan Topbaş, İBB’nin kredi borcunu da 3 milyar TL’nin üzerine çıkardı. İBB, iştirakleri ve bağlı şirketleri dahil edildiğinde ise borç tutarı 7 milyar TL'yi geçmiş durumda.

Bazı ülkelerin cari açığını geçen bu borç düzeyine ulaşılmasında en büyük pay yandaş müteahhitlere aktarılan kaynaklar. Bütçedeki büyüyen delik sicilinde iş kazaları, doğalgaz borularını patlatmak, istinat duvarlarını çökertmek, vinçleri düşürmek gibi yollarla çok sayıda insanın ölümüne yol açmak, iş güvencesi olmaksızın işçi çalıştırmak bulunan yandaş müteahhitlere bağlanan hortumların kesilmesine yol açmadı. Bilakis yandaş müteahhitlerin gelirlerini arttırmak üzere bütçe açığının kapatılmak zorunda olduğu düşünüldü. Hukuk çiğnenerek kamu arsaları satışa çıkarıldı. Hiçbir ilkeye bağlı kalmaksızın imar planları değiştirilerek arsaların değerleri arttırıldı ve elde edilen gelirler yandaş müteahhitlerin finansmanına akıtıldı. Dubai Şeyhi El Maktum'a satılmak istenen İETT Garajı arazisi en çarpıcı örnek oldu.

Yapılan itirazlar ve açılan davalara kulak asmayan Topbaş, arsaları bu şekilde satamayacağını anlamasının ardından, yandaş müteahhitlere ödeme yapabilmek için kamu bankalarına, katılım bankalarına, yabancı bankalara borç para turlarına çıktı. Çeşitli bankalar konsorsiyumlar kurup sendikasyon yoluyla buldukları kredileri yüksek faizlerle İBB'ye borç olarak verdiler. 2005 sonunda Genel Sekreterlik görevine gelen Mesut Pektaş’ın da büyük desteği ile Belediye göz göre göre borç batağının içine sürüklendi.

İstanbul'u batırdılar
Yandaş müteahhitlere para kazandırılırken Belediye’nin bütçe açığı 2007 yılında 1 milyar 25 milyon TL olarak gerçekleşti, 2008’e gelindiğinde ise bu rakam 1 milyar 266 milyon TL oldu. 2009 yılının ilk 6 ayında ise 743 milyon TL açık verildi. Aynı yıllarda Belediye'nin bankalardan aldığı kredinin tutarı ise toplam 3,2 milyar TL idi. 2007 yılında 660 milyon TL, 2008 yılında 1 milyar 781 milyon TL, 2009’un ilk 6 ayında ise 749 milyon TL kredi kullanıldı.

Belediye, Ocak 2007-Haziran 2009 arasında borçlarının 890 milyon TL’sini ödemesine karşın, kredi borçları 2008 yılına kadar 2,6 milyar TL, 2009 yılının Haziran ayına kadar ise 3 milyar TL'ye ulaştı. İBB Denetim Komisyonu Raporu’na göre ise, 2008 yılına kadar İBB, iştirakler, İSKİ ve İETT’nin borçlarıyla birlikte toplam borç miktarı 6 milyar 495 milyon lirayı buluyor, şu an ise 7 milyar'ı geçtiği tahmin ediliyor.

Belediye borç batağından çıkmak için şimdiye kadar sadece Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Karayalçın döneminde yaptığı gibi tahvil ihracına hazırlanıyor. Zaten döviz olarak alınan borçlar kriz ortamında ciddi riskler barındırırken, tahvil ihracının durumu içinden çıkılmaz bir hale sokacağı tahmin ediliyor.

İstanbul’un geleceğini hiç düşünmediler
İstanbul Büyükşehir Belediyesi 2006'dan bu yana çoğunluğu kısa vadeli olan borçlarının 1 milyar 784 milyon TL’sini ödendiğini açıkladı. Fakat bugün kurumun hâlâ ödenmeyi bekleyen uzun vadeli borcu bulunuyor. Bütçede faiz giderleri başlığı altında gösterilen bu ödemeler 2007’den itibaren hızla büyüdü.

2007’de toplam giderlerin yüzde 1,07’ini oluşturan faiz giderleri, 2008’de toplam giderlerin yüzde 3,27’sine, 2009’un ilk yarısında ise yüzde 5,37’sine ulaştı. Bugün faiz giderleri, sigorta primleriyle birlikte personel giderlerinin yüzde 60'ı büyüklüğünde. Yani belediye, çalışanlarına verdiği maaşın yarısından fazlasını tefecilere ödüyor. Yakın dönemde personel giderlerinin de üstüne çıkması beklenen faiz giderlerinin geri ödemeleri ise 10-20 yıl arasında değişiyor. Yani Belediye sadece kendi dönemini değil, kentin geleceğini de ipotek altına aldı.

Halktan alıp yandaşa aktarılacak
Giderleri büyük bir hızla artan İBB, gerek merkezi bütçeden, gerekse bankalardan aldığı paraları çoğunlukla yandaş veya yabancı müteahhitlere aktarılıyor. İlci, Kuzu, Albayrak, Kalyon, Kare, Cengiz ve Delta Grupları, İBB'nin en fazla iş yaptığı yandaş müteahhitler olarak göze çarpıyor.

2006-2008 arasındaki dönemde toplam giderlerin yüzde 60’ı müteahitlere dağıtılan paralardan oluşuyordu. Topbaş, 2006 yılında 2,5 milyar TL, 2007'de 2,9 yılında milyar TL, 2008 yılında ise 3,3 milyar TL tutarında parayı yandaş ve yabancı müteahhitlere dağıttı. 2009’ın ilk 6 ayında ise Topbaş toplam giderlerin yüzde 53’ü düzeyinde olan 1,5 milyar TL'yi müteahhitlere aktarmayı başardı.

Önceki gün yaptığı açıklamayla metrobüs biletine yapılan zammı haklı göstermeye çalışan Topbaş, "indirimli bilet" uygulaması gibi hilelerle halkın zamlara gösterdiği tepkiyi etkisizleştirmeye, müteahhitlerine eskisi gibi para dağıtmaya çalışıyor.

(soL-Haber Merkezi)