İnsan değil, kendini bile taşıyamıyor

İstanbul Büyükşehir Belediyesi metrobüste uygulanacağını açıkladığı “mesafeye göre ücretlendirme” sistemi ile yolculara ne gözle baktığını bir kez daha göstermiş oldu.

Metrobüs zamlarının ardından gelen tepkilere kulağını tıkayan İstanbul Büyükşehir Belediyesi, dalga geçer gibi yaptığı metrobüs ucuz açıklamaları yetmemiş gibi, metrobüs hatlarında mesafeye göre ücretlendirme sistemine geçiş için altyapı çalışmaları yaptığını duyurdu.

Özellikle yük taşımacılığı ve şehirlerarası ulaşımlarda kullanılan uygulamanın, 42 km’lik şehir içi hattına uygulanması, kurumun şehir içi yolcu taşımacılığına bakışını da gözler önüne serdi.

Türkiye’de şehir içi hatlardaki yaygın uygulaması dolduğunda hareket eden dolmuşlarla gerçekleşmiş olan mesafeye göre fiyatlandırma sistemi, ilk ortaya çıktığında devletin karşılamadığı yolcu taşıma maliyetini özel sektörün kendi bakış açısıyla yürütmesine imkan veriyordu. Beklenmedik ve düzensiz ekonomik zararları karşılayamayan dolmuş sahiplerinin risk almamak için başvurdukları bu yöntem kamu kurumlarının üstlendiği taşımacılıkta ise kesinlikle kullanılmıyordu.

Tek hat neden parçalanıyor
Döviz olarak aldığı krediler yüzünden çalışanların parasını dahi ödeyemez hale gelen İETT şov amaçlı yatırımlar için İstanbulluların gelirleri üzerine oyunlar oynamaya devam ediyor.

Toplu taşıma araçlarının birbiriyle entegre olmadığı, en kısa mesafelerin bile birkaç aktarma ile birlikte bedel karşılığı yapıldığı İstanbul ulaşımında en uzun hat olmasıyla övünülen metrobüs hattının da parçalar halinde yönetilmek istenmesi kurumun karlılıktan başka bir şeyi düşünmediğinin gösterir nitelikte.

Çalışanların gelirlerini birleştirmesi ile oluşan bütçesini de yarattığı açıklarını kapatmak için metrobüsün verimli ve verimsiz hatlarını araştırma gayretinde olan kurumun sadece herkesin katkılarıyla alınmış araçları kendi malı gibi görmüyor, aynı zamanda acil kaynak ihtiyacını zamlandırdığı verimli hatları satarak iflastan kurtulmaya çalışarak da iflasın eşiğinde bir şirket gibi de davranıyor.

“Yoksulsan evinde otur”
Kamunun ulaşım sistemini küçük hesaplarıyla adeta işletmeye çeviren İETT’nin İstanbul’a tarih öncesi yöntemleri yeniden getirmeye çalışması, İstanbulluların kent merkezine daha düşük fiyatlarla gelmelerinin de önünü kesecek görünüyor.

Daha önce kiraların yüksekliğinden ya da son dönemde kentsel dönüşümle evleri yıkıldığından kentin etrafındaki mahallelere adeta sürülen ve özel taşıtı olmayan kentliler uzak mesafede oturduklarından daha yüksek bedellerle kente gelebilecekler. Bu girişimi ile İETT’nin, yoksul mahallerin kent merkezine geliş gidişlerini engellemeye ya da kontrol altına almaya dönük bir faaliyet olarak değerlendiriliyor.

Metrobüs dolunca mı kalkacak
Toplu ulaşımı vatandaşlar için daha ucuz ve güvenilir hale getirmesi gereken kurumun tüccarların çok eskiden beri bildiği yöntemleri yeni gibi sunmak için kamunun olanaklarını kullanması daha beteri ne olabilir sorusunu akıllara getirdi.

Yıldız Teknik Üniversitesi’nde bir dönem rektör danışmanlığı da yapan İETT çiçeği burnunda genel müdürü Hayri Baraçlı’ya gün içinde İETT’nin bir otobüsünden daha fazla yolcu taşıyan özel halk otobüsleri emsal olabilecek nitelikte görünüyor. Baraçlı’nın yeni icraatlarına şehir içi hatlarda hareket etmek için yolcu bekleyen, otobüs balık istifi gibi dolu olmasına rağmen yolcu almak için durağa yanaşan, daha fazla yolcu toplayabilmek için yavaş giden, muavinleri aracılığı ile yolcuları haşlayan, sigortasız, sendikasız eleman çalıştıran ve her kırmızı ışığa bilerek yakalanan bu otobüslerinin yöntemlerini deneyip denemeyeceği merak ediliyor.
(soL - Haber Merkezi)