VEDAŞ işçileri anlattı: Düşük ücretlere karşı mücadeleyi sürdürüyoruz

VEDAŞ işçileri, Tes-İş’ten istifa ettikten sonra, ortaya çıkardıkları örgütlülükle mücadeleye devam edeceklerini belirttiler.

Patronların Ensesindeyiz

Türkerler Holding’e bağlı Bitlis, Hakkâri, Van ve Muş illerindeki elektrik dağıtımını yapan VEDAŞ’ta çalışan işçiler mücadelelerine devam ediyor. Yaklaşık 2 hafta önce Patronların Ensesindeyiz Ağı’na ulaşan ve sonrasında PE VEDAŞ İşçi Komitesini kuran işçiler, bugüne kadar yaşanan gelişmeleri ve önümüzdeki sürece dair görüşlerini anlattı.

Yaşanan tüm hak gasplarına ve olumsuz çalışma şartlarına karşı bir araya gelen işçiler, Tes-İş’ten istifa ettikten sonra, ortaya çıkardıkları örgütlülükle mücadeleye devam edeceklerini, en temel insani ihtiyaçları için belirledikleri taleplerden geri adım atmayacaklarını belirttiler.

Merhaba, VEDAŞ’ta kaç yıldır ve hangi birimde çalışıyorsunuz?

Y: Merhaba, VEDAŞ’ta 15 yıldır hizmet veriyorum. Yani 2007 yılında, TEDAŞ’ın kadrolu elemanları dahi henüz görevlerinde iken onlarla birlikte çalışmak suretiyle Arıza-Onarım-Bakım (A.O.B) biriminde çeşitli görevlerde yer aldım.

N: Merhaba! VEDAŞ'ta 6 yıldır AOB biriminde çalışıyorum.

'Patron önce karşı çıktı sonra zorla Tes-İş sendikasına üye yaptı'

Bundan bir süre önce, Tes-İş sendikasından toplu şekilde istifa ettiniz. Ne oldu, neden böyle bir karar aldınız?

Y: Bundan bir süre önce, Tes-İş sendikasından toplu şekilde istifa ettik. Çünkü 4 yıldır haklarımızı savunmak için gelen bir sendikaya görevlerini ve haklarımızın ne olduğunu kendilerine bildiren öğreten bir işçi kesimi olduk. Ne kadar utanç verici bir durum ki,  bir çalışan, haklarının izahı için sendikaya talep ve arz bildiriyor. Oysa sendika işçiye bu fırsatı vermeden tüm sendikal hakları için mücadele eden bir direniş kurumu olmalı. Sendikalar bunun için var.

Daha önce sendikaya girmemize izin vermeyen, işten atma tehditleri savuran bir zorba zihniyet, aynı zorbalıkla bizleri kendi menfaatlerinin uyuştuğu Tes-İş sendikasına zor dayatarak üye yaptılar. Oysa çalışan kişi sendikasını özgürce seçebilmek dışında,  sendikalı olup olmayacağına karar verebilecek yasalara ve hukuka da sahip. Sendikanın işçiden yana değil de, patronlardan yana olan tavırları bizi maddi ve manevi olarak rahatsız ettiği için, böyle bir karar aldık.

N: Tes-İş sendikasına üye olduktan sonra aldığımız maaşta düşüş oldu. Biz kayda değer bir yan hakta alamadık ve bizimle konuşurlarken bile küçümseyerek konuşuyorlardı. Hiçbir derdimize derman olamadılar yani.

'Şu an bize zam yapılacak mı, yapılmayacak mı belli değil'

Şu anda asgari ücrete bir ara zam yapıldı. Sizin maaşlarınızda bir güncelleme oldu mu? Ya da bununla ilgili bir bilgi verildi mi?

Y: Devletin asgari ücrete yaptığı ara zamlarda, maaşlarımıza gelecek zamları kesinlikle kestirmemiz mümkün olmuyor. Evet, biz de kendi hesaplarımızı yapıyoruz. Fakat yapılan zammı maaşlarımıza işlendiğinde öğrenebiliyoruz. Ve beklediğimiz ücretin çok altında zamma ve maaşa tabii tutuluyoruz. Şöyle kısa bir örnek vermek istiyorum.

2007 yılında işe başladığımızda,  aylık maaşımız 600 TL (ALTI YÜZ) iken, çalışan kadrolu elemanların maaşı 7000 TL'yi buluyordu. Aradaki fark herkesi şaşırtsa da gerçek bu. İspatını bugünün Türkiyesiyle örnek vermek istiyorum. Tedaş'dan emekli kişi, şu an 12.500 TL emekli maaşı alıyor. Biz ise, onların 2007 tarihinde aldıkları maaşı bile henüz alamıyoruz.

N: Herhangi bir bilgi verilmedi şuan bize zam yapılacak mı yapılmayacak mı ondan bile emin değilim.

'Günlük yemek ücretine tavuk dürüm ayran alınamıyor'

Geçtiğimiz günlerde bir haber yayınlandı belki siz de görmüşsünüzdür. Mecliste en pahalı yemeklerden biri olan kuzu kavurmanın fiyatı 18 TL’den 25 TL’ye çıkarılmış. Sizin aldığınız yemek ücreti ne kadar? Bu ücretle neler yiyebiliyorsunuz?

Y: Bizim aldığımız yemek ücreti günlük 20 TL. Yani her gün bir tavuk dürüm yiyin diyorlar bize. Veya 4 adet kuru ekmek. Sadece bize ama, ailemiz buna dahil değil. Ailemizin yemek ücretini bize verdikleri asgari maaştan karşılıyoruz. Ayrıca meclis lokantasından yemek yemek mümkün olsaydı şayet, en pahalı yemeği değil belki ama karnımızı doyuracak bir yemek yerdik muhakkak. Mecliste uyuyan vekiller çok yoruluyor ve maaşları az olduğu için, yemek ücretlerini düşük tutmaları gayet adaletli ve haklı bir durum! 20 TL ile ne alınacağını Türkiye’de yaşayan her yaşta vatandaş bilir aslında.

N: Aldığımız günlük yemek ücreti 22 TL, bu ücretle tavuk dürüm ve ayran bile alınamıyor. Bildiğiniz gibi ağır ve tehlikeli bir işte çalışıyoruz öğleden sonra aynı performansla çalışabilmem için öğlen düzgün bir yemek yemem lazım bununda tutarı 75 TL civarında .

Çok gün öğle yemeği yiyebilecek bile durumumuz olmuyor aksam eve gelene kadar sabah evde ne yediysek onunla kalıyoruz.

'PE VEDAŞ İşçi Komitesi kurarak taleplerimizi açıkladık'

Bundan önce PE VEDAŞ işçi komitesi olarak yaptığınız açıklamada 10 adet talep yer alıyordu ve bu taleplerin şirkete iletileceğinden bahsedilmişti. Sanırım Cuma günü de taşeron şirketin patronuyla bir görüşmeniz olacak. Şu an hangi aşamadasınız? Önümüzdeki süreçte nasıl ilerlemeyi planlıyorsunuz?

Y: Bundan önce PE VEDAŞ İşçi Komitesi olarak yaptığımız açıklamada 10 adet talep yer alıyordu, biz bu talepleri işvereni veya patronları zor durumda bırakmak için arz etmedik. İşçinin lüks ve kaliteli bir hayat sürmesi içinde talep etmedik. Bizim istediğimiz insanca şartlar altında çalışmak ve ona göre ücretlendirilmek. Ve bunun dışında bir ek isteğimiz asla olmadı. Cuma günü de taşeron şirketin patronuyla bir görüşmemiz olacak evet.

"Bir işveren, işçinin tüm yasal haklarını veriyorsa. O işveren hiçbir sendikadan korkmaz" cümlesiyle başlayacağız görüşmeye. Taleplerimiz yasalar çerçevesinde düzenlenir ve günümüz şartlarında değerlendirilirse şayet, biz bu işi sendikasız da yapmaya hazırız. Ama yok taleplerimiz reddedilirse, işçiden yana olan bir sendika üyeliğine başvurup yasal yollarla haklarımızı arayıp, gereken her davayı da açmaya hazır olduğumuzu bildiririz.

N: Burada hakli taleplerimizi aslında daha önce de VEDAŞ yöneticilerine ilettik ama aldığımız cevap sözleşme bitimine kadar herhangi bir değişikliğin olmayacağı yönünde oldu.

İlerleme planımızda son noktaya kadar bizi dinlemelerini ve isteklerimizi kabul etmelerini istiyoruz. Şayet olmazsa komite olarak aldığımız kimi eylem planlarını hayata geçireceğiz. Bu ilimiz ve bölgemizde ciddi anlamda mağduriyetler yaşanmasına sebep olabilir fakat bu mağduriyetin sorumlusu biz değil taleplerimizi ilettiğimiz VEDAŞ olacaktır.

'Artık beklemiyoruz, çünkü geçinemiyoruz'

Burada asıl muhattabın VEDAŞ yani Türkerler Holding olduğunu anlıyoruz. Ana şirket bu talepleri kabul etmez ve daha önce söylediği gibi 2023 Mart ayına kadar bu şartlarda değişiklik yapmamakta ısrar ederse, sizin tavrınız ne olacak? Beklemeyi düşünüyor musunuz?

Y: Asıl muhatap elbette ki VEDAŞ yani Türkerler Holding. Ana şirket bu talepleri kabul etmez ve daha önce söylediği gibi 2023 Mart ayına kadar bu şartlarda değişiklik yapmamakta ısrar ederse, elbette ki bunun karşısında direneceğiz. Kabul edilebilecek şartlarda değiliz çünkü. Hukuk çerçevesinde yol almayı istiyoruz. Bizler çalıştığımız sektörün hassasiyetini, önemini, ciddiyetini bir kez daha dile getireceğiz. Yasal yollar önceliğimiz olacak. Çünkü bizler Türkiye’de yaşayan halkların, her bir ferdinin yaşam bütünlüğüne işleyen enerji sektöründeyiz. Bir tek vatandaşımızın bile mağdur olmaması biz çalışanların en temel ilkesi olduğu için bugüne dek hep sabrettik. Artık halkın ve tüm vatandaşların bunu görmesi gerek.

Sağlıkçılara, itfaiyecilere, silahlı kuvvetlere ve diğer sektörlerde çalışanlara verilen değer elbette ki layık ve yerinde. Ama bilinmelidir ki bu saydığım ve sayamadığım, övgüye layık görülmüş her iş kurumunun arkasında, onlara yaşamları boyunca sunulan kolaylığın arkasındaki elektriği ve enerjiyi veren bizleriz. Bu nedenle biz her kesimden Türkiye’nin tamamından destek bekliyoruz.

N: Hayır artık beklemeyi düşünmüyoruz çünkü ölümü göze alıp çalışıyoruz ama geçinemiyoruz.

'Kararlıyız, çünkü eve giderken ailemizin isteklerini alamıyoruz'

VEDAŞ 4 ilde hizmet veriyor ve siz buranın önemli bir bölümünde çalışma arkadaşlarınızla bir ağ kurmuş oldunuz. Bugüne kadar görüşmelerimiz sonucunda, mücadele eden işçilerin hepsinde büyük bir kararlılık görünüyor. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?

Y: VEDAŞ 4 ilde hizmet veriyor ve biz buranın önemli bir bölümünde çalışma arkadaşlarımızla bir iletişim ağı kurduk.

Kişisel bir sorun değil, kitlesel ve tehlikeli bir iş kolu olduğu için, birbirimizin gücüne, güvenine, aklına, azmine ihtiyacımız var.  Çalıştığımız birim, Azrail’in ensemizdeki soğuk nefesiyle her an ter döktüren bir iş. Bu zorluklarda çalışırken canımızı birbirimize emanet ederek çalışıyoruz. Bunu elektrik işinde çalışan herkes bilir. Bundan dolayı bizim her zaman birlik olmamız ve atılacak adımları ortak akılla yürütmemiz için iletişimde halinde kalmamız gerek. Hepimiz kararlıyız. Kimsenin emeğine ve yüreğine basmadan tırmanıyoruz. Hak bizim ise hakkın ne olduğu pekte önemli değil.

N: İşçi kararlı çünkü eve giderken eşinin çocuğunun istediklerini alamıyor.

Başlattığınız mücadele, memleketin her noktasında işçilerin haksızlığa boyun eğmeyeceğini göstermesi açısından çok kıymetli. Hepimiz için umudu büyütüyor bu ve bunun için teşekkür ederiz. Son olarak sizin buradan söylemek istediğiniz bir şeyler var mı?

Y: Başlattığımız mücadele, aslında sadece bizlerin davası için yürütülen bir mücadele değil. Sistemin dayattığı bu köleleştirme politikasına bir başkaldırıdır. Biz enerji dağıtırken insan ayırımı yapmadık, din, dil, ırk, renk ayrımında yapmadık.

Eşitçil, hakçıl, halkçıl ve insani değerlere sahip bir Türkiye geleneği ile hizmet ettik. Bu haklı arayışın her kesim tarafından kabul görülmesi ve destek verilmesi gerek. Yapılan haksızlık elektrikçiye doktora polise veya diğer farklı iş kollarında çalışanlara değil. Herkese yapılan haksızlıktır. Biz kadim halklardan oluşan kadim bir ülkeyiz. Bu ülkeyi kurtaracak olan tek şey cesaret ve doğruluktur. İşte bunun için umudun büyümesini istiyoruz.

Son olarak bu işin siyasi ve toplumsal tarafına baktığımızda, iktidarın yürüttüğü politika Türkiye’nin geleceği için sağlıklı bir çizgi değil. Düşünün sizi sevmeyen onlarca ülke ile savaştasınız. Tek gücünüz ise elektrik ve enerji ve siz bu enerjiyi özelleştirmişsiniz. Yani cephaneyi düşman topraklarına kurmak gibi bir şey.

N: Bizim sesimiz olduğunuz için bizde size teşekkür ediyoruz. Sivas ve Bursa'daki direnişi selamlıyoruz...

Patronların Ensesindeyiz Ağı’na aşağıdaki e-posta ve sosyal medya hesapları üzerinden ya da 0541 940 0514 numaralı telefondan ulaşılabilir:

Facebook: https://www.facebook.com/patronlarinensesindeyiz

Twitter: https://twitter.com/pensendeyiz

E-posta: iletisim@patronlarinensesindeyiz.org