Söğütlüçeşme'de neler oluyor: Viyadük inşası değil, AVM ihtirası

Kadıköy Söğütlüçeşme’de “Viyadük inşaatı ve Çevre düzenlemesi” projesinin ulaşım projesi olarak gereksiz ve tüm iddialarına rağmen aslında basitçe bir AVM projesi olduğu değerlendiriliyor.

soL-istanbul

Kadıköy Söğütlüçeşme’de devam eden viyadük/AVM projesine tepkiler sürüyor. Kadıköy Kent İnisiyatifi’nin sürdürdüğü çalışmalara paralel olarak Türkiye Komünist Partisi (TKP) Kadıköy İlçe Örgütü’nün düzenlediği bir toplantıda projenin yasadışı niteliği ve aslında AVM hedefinin nasıl perdelendiği üzerinde duruldu. Toplantıda Kadıköy Kent Suçları Takip Masası oluşturulması ve konuyla ilgili yapılan çalışmaların daha yaygınlaştırılması gerektiği değerlendirildi.

Söğütlüçeşme’de daha önce bir gar projesi olarak ortaya çıkan viyadük ve AVM projesinin 2021 yazında mahkeme kararıyla durdurulmasından sonra revize edilerek yeniden gündeme getirilmesine yönelik tepkiler bitmiyor. Konuyla ilgili açılmış davalar devam ederken proje alanında inşaatın hızlanması ve olaya yönelik protestoların da karşılık bulmaması Kadıköylüleri yıldırmıyor.

Söğütlüçeşme'de viyadük gerekli değil

Son olarak yeni bir hamle de, TKP Kadıköy İlçe Örgütü’nün düzenlediği buluşmada şekillendi. Viyadük projesinin belli şirketlere kazanç sağlamak üzere tasarlanan bir AVM projesini perdelemek üzere ortaya atıldığının dile getirildiği toplantıda kent suçlarına karşı yaygın bir örgütlenmenin gerekliliği üzerinde duruldu.

Öncelikle toplantıya katılan ulaşım uzmanları projenin ulaşım ihtiyacı açısından gerekçelendirilmesinin hiçbir karşılığı olmadığını dile getirdiler. Dr. Murat Akad, Prof. Dr. Haluk Gerçek, Prof. Dr. Zerrin Bayrakdar farklı açılardan projenin bir ulaşım ihtiyacına denk düşmediğinin altını çizdiler ve “viyadük gerekli” iddiasının tümüyle başka amaçları perdeleyen bir bahane olduğunu ortaya koydular.

Proje bu haliyle AVM projesi

Ardından başka bir yönden projenin aslında AVM projesi olduğunun kanıtları ortaya kondu.

Gazeteci Gamze Erbil, ortak bir çalışmanın ürünü olarak hazırlanan dosyaları bu hafta içinde basına ulaştıracaklarını da duyurarak projenin üstlenicisi şirketlerin asıl olarak AVM inşaatlarını hayata geçiren şirketler olduğuna dair bilgileri paylaştı.

Bu şirketlerin kârlarının güvence altına alınması için kurulan mekanizmalara dair yaptıkları çalışmayı aktaran Erbil, özellike Çevre Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı ve Devlet Denetleme Kurulu’nun bu konuda nasıl roller üstlendiğine dair hazırlanan dosyadan bulgular paylaştı.

TMMOB Mimarlar Odası’nın 2019 tarihli Yerel Yönetimlerle ilgili raporuna da gönderme yapan Gamze Erbil, AKP iktidarı döneminde kent suçları için en uygun ortamın hazırlanmış olduğunu vurguladı.

Bundan sonra kent suçlarının takibi ve ifşası üzerine bir mücadelenin yoğunlaştırılması ve yaygınlaştırılması gerekliliği üzerinde durulurken yine Söğütlüçeşme projesiyle ilgili farklı disiplinlerden değerlendirmelerin alınmasına devam edildi.

Çevre mühendisi ve şehir plancılarının yaptığı değerlendirmelerin yanında hali hazırda projeyle ilgili açılmış olan bir davanın avukatları da deneyimlerini paylaştı.

Kadıköy'ün direnç noktaları

Kuşdili Çayırı Platformu ve Kadıköy Kent İnisiyatifi çalışmalarında yer alan Süha Ertekin ve Gülsün Gökalp bugüne kadarki deneyimlerini aktarırken Validebağ Gönüllüleri’nden Arif Belgin ve Tülin Özturan da 24. yılı dolduran Validebağ deneyimi üzerinden katkılarını sundular.

Toplantıya Erenköy, Sahrayıcedit, Merdivenköy, Bostancı ve Fenerbahçe muhtarları da katıldı ve bugüne dek kent mücadelesi başlıklarındaki değerlendirmelerini paylaştılar. Muhtarlar, Söğütlüçeşme projesinin Kadıköy için ortaya çıkaracağı yeni sorunlar konusunda bilgilendirme yapmaya ve katkı sunmaya hazır olduklarını bildirdiler.

Kent suçlarını takip ve bilgilendirme

Toplantının son bölümünde bugüne dek yürüten mücadeleye ek olarak konuyla ilgili Kadıköylülerin daha fazla bilgilendirilmesi ve bundan sonraki gelişmelerin takibe alınması üzerine neler yapılabileceği üzerine konuşuldu. İlçe ölçeğinde gündeme gelen kent suçları ve özelde de Söğütlüçeşme ve Kuşdili gibi sıcak başlıklarda iletişim ve gerekli durumlarda harekete geçmek için hem mevcut bağların güçlendirilmesi hem de yeni ağların geliştirilmesi üzerinde duruldu.