Sendikalı olduğu için işten çıkarılmıştı: 'Patiswiss'te sendikal haklar tanınsın'

Patiswiss Çikolata önünde başlayan direniş 21. gününde, işten çıkarılan işçi soL'a konuştu.

İrem Yıldırım

Sendika üyeliği gerekçesiyle işten çıkarmaların yaşandığı ve şahsi e-devlet hesapları kontrol edilerek sendikal hakları tanınmayan işçilerin Patiswiss Çikolata önünde başlayan direnişi 21'inci gününü geride bıraktı.

Direnişin başlangıcından bugüne kadar sendikalı işçilerle birlikte örgütlenmede öncülük etme ihtimali olabilecek kıdemli işçilerin de performans gerekçesiyle işten çıkartıldığı iddia ediliyor. Öz Gıda İş Sendikası ile birlikte direnen Patiswiss işçisi soL’a fabrikadaki çalışma koşullarını, neden sendikaya üye olduklarını ve direnişin nasıl devam edeceğini anlattı.

Sendikalı olduğu için işten çıkartılan 30 yaşındaki Mehmet* 2019 yılında Patiswiss’in Ostim’de bulunan fabrikasında işe başladığını anlatarak başladı sözlerine. İşe başladığı dönem “küçük bir işletme” olan Patiswiss’i şöyle tarif ediyor: “İnsanları köle gibi çalıştırırken bir yandan da ‘biz yanınızdayız, biz bir aileyiz’ diyerek sömüren, insanların zor anlarını kullanan, zor durumdaki insanları seçerek, ’Zaten bunlar bir şey yapamaz, bize muhtaç’ diyerek çalıştıran bir yer.”

En ufak hatalarda işçilerin kapının önüne konulduğunu söyleyen Mehmet, bayramlarda çikolata üreten işçilere ürettikleri çikolatanın verilmesinin çok görüldüğünü ifade ediyor. 

Çalışma koşullarına da değinen Mehmet, molalarda oturulacak bir yer olmadığını söylüyor ve ekliyor: “Çöplerin arkasında uyduruk bir bankta insanlara mola yaptırılıyor.”

Depo girişinden işçilerin giriş-çıkış yaptığını, kart basılan yerde “mal kabul” yazısının bulunduğunu söylüyor. Sendika bunun can güvenliği standartlarına uygun olmadığının altını çiziyor.

İşçilerin giriş yaptığı yer aynı zamanda 'mal kabul' bölümü.

Patiswiss’ten çıkan işçilerin ilk söylediği şeyin “İyi ki çıkmışım” olduğunu anlatan Mehmet’e göre, uzun vadeli olarak burada çalışmayı düşünen kimse yok.

Üretimi yapan personele temizlik de yaptırıldığını öne süren Mehmet, “Kıyafet, ayakkabı bile vermeyen bir işletme. Gıda üretim alanında hijyen en önemli şey. İş kıyafeti belli aralıklarla yenilenmesi gerekirken 2 yılda verildiği, bazen onun bile verilmediği oluyordu. Sadece denetim ve ziyaret olduğu zaman dört dörtlük temizlik yapılır. Onlar gidince eski usul çalışma devam eder” iddiasında da bulunuyor.

İşçilerin mutsuz olduğunu ve haklarının çiğnendiği, baskı gördükleri yerde mücadele etmek için sendikalı olduklarını anlatan Mehmet, işçilere de seslendi ve şunları söyledi:

“Arkadaşlarımı da çağırıyorum, gelin safımız belli olsun. Bir kişi, iki kişi demeyin. Direnişim işime geri alınana kadar, Patiswiss işçisinin sendikal hakları tanınana kadar devam edecek. Sonuna kadar gideceğim, kararlıyım. Sendikamla birlikte yoluma devam ediyorum, talepler kabul edilene kadar buradaki nöbetimiz devam edecek.” 

Direniş sürecine dair konuşan Öz Gıda İş Sendikası Ankara Şube Başkanı Duran Çiçek ise şunları söyledi:

“Direnişimiz Ostim ve Ankara’dan büyük destek alıyor. Her gün emek dostları direniş alanımızı ziyaret edip desteklerini sunuyorlar. Mücadeleye devam etmemiz için ne gerekiyorsa yapacaklarını söylüyorlar. Hiç kimsenin şüphesi olmasın, biz taleplerimiz yerine getirilene kadar direnişimizi sürdürmeye ve büyütmeye kararlıyız. Burada sırf sendikalı olmak istedikleri için işçilerin ekmekleri ile tehdit edilmesine asla izin vermeyeceğiz. Arkadaşlarımızdan özür dileyecek, onları işe geri alacaklar, çalışan arkadaşlarımızın anayasal hakkına saygı duymayı öğrenecekler. Bunu öğrenene kadar karşılarında bizi görmeye devam edecekler. Sadece fabrika önünde değil, gittikleri her yerde işçilerin anayasal hakkına saygı duymayan, ekmeğiyle tehdit eden bir firma olduklarını yüzlerine vuracağız, mücadelemizi demokratik yolları sonuna kadar kullanarak sürdüreceğiz. Gittikleri her yerde bizi görecekler. Ödül töreninden çıkınca da işçinin verdiği ödülleri görecekler. Hem işçinin emekçinin hakkını yerim hem de yüzüm kızarmadan hayata devam ederim diye düşünüyorlarsa çok büyük yanılıyorlar. Hayat kaldığı yerden devam eder diye düşünüyorlarsa çok büyük yanılıyorlar. İşçiler Anayasal hakkını alana kadar hayat kaldığı yerden devam etmeyecek. Bu konuda kararlıyız.”

*İşten çıkarılan işçinin adı kendi isteğiyle değiştirilmiştir.