Özel sektörde çalışan emekçiler anlattı: 'Umut kelimesinin anlamını bile unutmaya başladık'

Özel sektörde çalışan emekçiler, asgari ücrete yapılan zammın ardından maaşlarına yapılan ve yapılacak zammı ve maaşların hayatlarını nasıl etkilediğini soL'a anlattı.

Yalçın Cuğ

Yapılan açlık-yoksulluk sınırı araştırmalarına göre, asgari ücretin açıklanmasının ardından maaşlara yapılan veya yapılacak olan zamlar şimdiden alım gücü karşısında erimeye başladı.

Özel bir eğitim kurumunda çalışmakta olan öğretmen Serhat, bir vakıf üniversitesinde araştırma görevlisi olan İbrahim ve özel bir bankada çalışan Yasemin, sektörlerinde izlenen maaş politikasını ve maaşların emekçilerin hayatını nasıl etkilediğini soL’a değerlendirdi.

Maaşlar zamsız yattı, zam oranı ise belirsiz

Özel sektörde çalışmakta olan emekçiler, kendi iş alanlarındaki birçok kurumun yapılan son asgari ücret zammını ocak maaşlarına yansıtmadığını vurguladı. Yine özel sektörde yer alan birçok kurumun zam oranına ilişkin açıklamada bulunmadığını belirten emekçiler, zam oranını ancak zammın yansıtıldığı ilk maaşlarını aldıklarında öğreneceklerini belirtti.

Maaşlarına yapılan veya yapılacak olan zamların yetersiz olduğunu vurgulayan emekçiler, maaşlarının giderek eridiğini ve neredeyse asgari ücrete sabitlendiğini aktardı.

'Zam alınana kadar enflasyon ile yok oluyor'

Maaş zamlarının hiçbir çalışanı mutlu etmediğini aktaran banka çalışanı Yasemin, bankaların kârlarını açıklarken çalışanlarını ise yoksulluğa ve neredeyse açlığa mahkûm ettiğini belirtti. Birçok bankanın ocak ayı maaşlarını zamsız şekilde yatırdığını ifade eden Yasemin, “Yüksek yüzdeli zam oranları açıklayarak, çalışanlarına biz bir aileyiz bu zor zamanları beraber aşacağız yalanları söyleyerek personellerini susturma çabasındalar. Ancak zam olarak açıklanan yüzdeler çalışanlarının maaşlarına bakıldığında hiçbir anlam ifade etmiyor” dedi.

Neredeyse bütün çalışanların maaşlarının asgari ücrete sabitlendiğini vurgulayan Yasemin, banka çalışanlarının alım gücünün her geçen gün azalmakta olduğuna dikkat çekti. Yasemin, kötü maaş politikaları nedeniyle bankaların çok fazla personel kaybettiğini ifade ederek, “Bankalar EYT ile de personel kaybetmekten korkarak ara zam sözleri verdi. Ancak bu ara zamların hiçbir anlam ifade etmeyeceği ortada. Yeni zam alınana kadar enflasyon ile yok oluyor” dedi.

Yasemin, bankaların çalışanlarını yalnızca sicil olarak gördüğünü ve kârlarını arttırmak için insanlık dışı politikalar uyguladığını belirtti. Yasemin sözlerine şöyle devam etti:

“Bankalar çalışanlarını geçinebileceklerinin çok altında ücretlere mecbur bırakıyor. Çoğu çalışanın ücreti asgari ücret sınırına eşitlenmiş durumda. Maaşlara yapılan komik zamlar ile geçen yıl alabildiğimiz bir ürünü bu yıl alamaz hale geldik.”

'Öncelikli politika sessizlik'

Özel eğitim kurumlarının genelinde de ocak maaşlarının zamsız şekilde yatırıldığını aktaran Serhat, “Kurumlarda öğretmen maaşlarına yönelik öncelikli politika sessizlik. Hiçbir açıklama gelmedi bir ay boyunca. Bugünlerde de son asgari ücret güncellemesi sonrası ödenmeye başladı. Genellikle maaşlarımız herhangi bir artış olmadan yattı” dedi.

2022 yılının başındaki asgari ücrete yapılan zammın ardından pek çok okulda zamlara yönelik herhangi bir iyileştirme yapılmadığını belirten Serhat, bu nedenle öğretmenlerin 2023 yılında asgari ücrete yapılan zamdan dolayı bir beklentisi olmadığını belirtti.

'Maaş konusunda özel sektörün fiili kuralları geçerli'

Bir vakıf üniversitesinde araştırma görevlisi olan İbrahim ise vakıf üniversitelerinin üniversiteden çok şirket gibi yönetildiğini ve vakıf üniversitelerinde maaş konusunda özel sektörün fiili kurallarının geçerli olduğunu aktardı.

Maaşlara yönelik zamlara dair öngörülebilirliğin olmadığını ve çalışanları koruyucu neredeyse hiçbir önlemin bulunmadığını aktaran İbrahim, özel sektördeki diğer alanlarda olduğu gibi vakıf üniversitelerinde de maaşlarına yönelik zammın, maaş yattıktan sonra öğrenildiğini belirtti. Ocak ayındaki maaşının zamsız şekilde yatırıldığını aktaran İbrahim, 2023 yılında yapılacak olan zammın miktarını maaşının yatması ile öğreneceğini söyledi.

İbrahim, zam oranlarına ilişkin ise “Vakıf üniversitelerinde çalışan birçok kişi, hesabına yatan maaşı bir önceki ay yatan maaşla kıyaslayıp, gerekli vergi ve kesintileri çıkardığı karmaşık bir hesapla maaşına yapılan zam miktarını öğrenebiliyor” dedi.

Derin bir mutsuzluk hâkim

Emekçiler, çalıştıkları kurumun izlediği maaş politikasından kaynaklı olarak geçinemediklerini ve hayat kalitelerinin düştüğünü belirtti.

Emekçiler, maaşları ve çalışma koşullarından dolayı sektörde çalışan kişilerin umutsuzluk, mutsuzluk ve karamsarlık içerisinde olduğu anlattı.

'Umut kelimesinin anlamını bile unutmaya başladık'

Banka çalışanlarının derin bir karamsarlık ve yorgunluk içerisinde olduğunu aktaran Yasemin, “Umut kelimesinin anlamını bile unutmaya başladık” dedi.

Yasemin, banka çalışanlarının durumuna ilişkin şu ifadeleri kullandı:

“Her birimizde derin karamsarlık ve yorgunluk mevcut. Açıklanan kâr oranları ve hedeflenen yeni yıl kârları ile artan hedefler, baskılar karşılığında azalan maaşlarımız ile geleceği göremez hale geldik.”

'Bireysel çıkış yolu arıyorlar ya da derin bir umutsuzluğa düşüyorlar'

Her geçen yıl öğretmenlerin alım gücünün düştüğünü belirten Serhat, özellikle son iki yıldaki gerilemenin çok belirgin olduğunu belirtti. Serhat, “‘Şartlardan memnun değilim, başka yere gideyim’ diyemiyor öğretmenler. Bir yandan sözleşmeler var öğretmenleri bağlayan. Zaten başka kurumlardaki durum da pek farklı değil” dedi.

Öğretmenlerin mutsuz olduğunu vurgulayan Serhat, sözlerine şöyle devam etti:

“Okula yakın olmak için taşındığı evin yüksek kirası, kendi çalıştığı kurumda indirimli eğitim alan çocuğunun masrafları, sözleşme... Bütün bunlar insanları olduğu yerde ama mutsuz tutuyor.

Daha çok iş, daha az maliyet ile yaptırılmaya çalışılıyor. Az sayıda öğretmen, onlara da düşük maaş... İdari kadrodakiler bile bu durumda. Bu durumu görünce insanlar ya bireysel çıkış yolu arıyorlar ya da derin bir umutsuzluğa düşüyorlar.”

Meslektaşlarının umutsuzluğunu anladığını ancak başka bir yol daha olduğunu belirten Serhat, “Örgütlü olmak, birlikte hareket etmek. Ancak böyle yaparsak daha iyi koşullarda çalışabilir, hakkımız olanı alabiliriz” dedi.

'Vakıf üniversitelerinde belirsizlik hakim'

Vakıf üniversitelerinde özel sektör kurallarının işlediğini anlatan İbrahim, çalışma koşullarının ve maaşların da bu doğrultuda yeterli seviyede olmadığını belirtti.

Maaşlarındaki belirsizliğin, vakıf üniversitelerinde çalışmakta olan öğretim görevlilerinde huzursuzluk yarattığını aktaran İbrahim, söz konusu durumun nedeni olarak vakıf üniversitelerinde işleyen özel sektör kurallarını gösterdi.