LGS yerleştirme sonuçlarının ardından: Sonuçlar eğitimdeki gerçekleri gözler önüne serdi

Milli Eğitim Bakanlığı, Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamındaki birinci yerleştirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçlar eğitimdeki gerçekleri gözler önüne serdi.

soL - Eğitim

Yüz binlerce öğrencinin uzun süredir emek göstererek hazırlık yaptığı Liseye Geçiş Sınavı 6 Haziran 2021 tarihinde gerçekleştirildi. Merkezî sınava 1 milyon 38 bin 492 öğrenci girdi ve katılım oranı yüzde 83 olarak gerçekleşti.

Sınav sonuçları 26 Temmuz tarihinde açıklandı. Bakanlığın açıklamasında sınavsız bir şekilde ilk 3 tercihinde imam hatip liselerine yerleşenlerin oranının bir önceki yıla göre arttığı söylense de bu bilgi gerçeği yansıtmıyor.

Gerçek şu ki: AKP'nin zaten var olan eğitim eşitsizliği pandemi koşullarında kendisini daha da belli etti. Süreç boyunca özel okullarda örgün eğitime izin verilip devlet okullarında verilmemesi, devlet okullarına aktarılmayan kaynakların özel okul patronlarına sunulması, farklı ortamlarda eğitim almış (!) öğrencilerin aynı sınava tabi tutulması bu başarısızlığın öğrencilere ait değil MEB'e ait olduğunu bizlere gösterdi. Bakanlığın yayınladığı raporu göz önünde bulundurduğumuzda geçtiğimiz yıla kıyasla başarıdaki düşüşle beraber sınava giren öğrenci sayısındaki düşüşü de görüyoruz. Sınava giremeyen bu öğrenciler için iki seçenek var: ya imam hatip lisesi ya da özel okul.

Eğitim-İş’in raporuna göre,

 “LGS rakamları, AKP'nin imam hatip dayatmasının geldiği noktayı görmek için de imkan tanımıştır. Sonuçlar, yerleşen tüm öğrencilerin %65,49 ‘unu oluşturan resmi ortaokul mezunlarının Anadolu İmam Hatip Lisesi dışındaki tüm lise türlerine yerleşen öğrencilerin çoğunluğunu oluşturduğunu göstermektedir. Resmi ortaokul mezunları Anadolu Lisesi ve Fen Lisesine yerleşen öğrencilerin yaklaşık %70’ini, Sosyal Bilimler Lisesi ve Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesine yerleşen öğrencilerin ise yaklaşık %80’ini oluşturmaktadır. Anadolu İmam Hatip Lisesine yerleşen öğrencilerin %41,08’i resmi ortaokul mezunu, %53,43’ü ise İmam Hatip Ortaokulu mezunudur. Yani imam hatip ortaokulundan mezun olan çocukların yüzde 48'i bir imam hatip lisesinde eğitime devam etmek istememiştir.”

Çıkarılacak sonuç çok açık: Okulları gericiliğe ve tarikatlara teslim etmeye çalışan bu düzende boyun eğmeyen emekçi aileler, çocuklarını okutabilmek için özel okulu tercih etmek zorunda bırakılıyor.

Tüm bu verilerin ışığında bir değerlendirme yapacak olursak şöyle sonuçlara ulaşabiliriz:

  1. AKP hükümeti gerici ve piyasacı anlayışıyla eğitimin altını oymaya devam ediyor.
  2. AKP hükümeti, yoksul halk çocuklarını imam hatip okullarına yönlendirmeye çalışarak sorgulamayan ve boyun eğen insanlar yetiştirmek istiyor. Böylece patronlarla birlikte sürdürdüğü sömürü düzeninin devam etmesini umuyor.
  3. Halk özellikle pandemi süreciyle birlikte ayyuka çıkan eğitimdeki piyasacı, gerici ve eşit olmayan sistemden daha da rahatsız hale geliyor. Özellikle pandemi sürecinde 1 senedir bir program oturtamayan ve okulların yüz yüze açılması için hiçbir çalışma yapmayan MEB 'den oldukça rahatsız
  4. Halk, dini normlarla yapılan eğitimin çocuklarına yeterli nitelikleri kazandıramayacağının farkında ve çocuklarının eğitimi için imam hatip dışında okullara yönelmekte. Bu durum halkımızın küçük bir yüzdesi haricinde eğitim konusunda bilinçli davrandığını gösteriyor.
  5. Tüm bunlardan çıkarılabilecek sonuç AKP eğitimde piyasacı ve gerici politikalarını sürdürdükçe eğitimdeki eşitsizlik ve adaletsizlikler daha da derinleşecektir. Bu durum çocukları için iyi bir gelecek düşünen emekçi yoksul ailelerin daha da tepkisini çekmeye aday. Bu durumda yapılması gereken şey dayanışmayı arttırmak ve öğretmen, öğrenci ve velilerle birlikte çocuklarımızın bilimsel, nitelikli, laik bir eğitim hakkını gasp etmeye yönelik saldırılara karşı koymaktır. Ancak bu şekilde çocuklarımıza düşlerimizdeki bir geleceği kurmak için adım atmış oluruz.