Kiracıların dayanacak gücü kalmadı: 'Barınmak için konteyner kent talep ediyoruz'

Artan kiralar ve hayat pahalılığı kiracıları bezdirdi. Antalya'da Kiracılar Dayanışması Platformu kiracıların barınması için yetkililerden konteyner kent talep ediyor.

Özkan Öztaş

Türkiye'de son yıllarda artan kira fiyatları, enflasyon karşısında çaresiz bırakılan emekçiler ve her geçen yıl artan fiyatlar karşısında kiracıların dayanacak gücü kalmadı. Artık son noktaya geldiklerini ifade eden kiracılar yetkililerden en azından başlarını sokabileceği bir konteyner talep ediyor. 

'Dayanacak gücümüz kalmadı'

Talep ilk olarak Antalya'dan yükseldi. Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş nedeniyle gelen yabancı nüfusun ardından, şehirdeki tüm alanların ranta açılması ve kira fiyatlarının buna bağlı olarak artış göstermesi emekçilerin yaşayacakları alanları tüketmiş durumda.

Ortalama kiraların 20 bin liraya yükseldiği ve bu fiyatın şehrin merkezi noktalarında 50 bin lirayı bulmasıyla kiracılar artık barınamıyor. Kimileri şehri terk ederken bazı örneklerde oda paylaşımlı seçeneklerle birden fazla aile aynı mekanda yaşıyor. 

Antalya'daki bu durum kiracıların yan yana gelmesiyle sonuçlandı. Yurttaşlar "Kiracılar Dayanışması" adını verdikleri platform sayesinde hem kiracılara uygun kiralık evler arıyorlar hem de ev sahipleri tarafından mağdur edilen kiracılara hukuki destek arıyorlar. 

Platformun kurucusu Cengiz Kul da yaşananları ve taleplerini soL'a değerlendirdi.

Kiracılar Dayanışması Platformu'ndan Cengiz Kul

'Ortada bir sorun yok gibi davranamazlar'

Yaşadıkları sorunlar karşısında eylemler ve protestolar yaptıklarını, bunun da yeterli olmadığını düşünerek Antalya'dan Ankara'ya meclise bir yürüyüş gerçekleştirdiklerini söyleyen Cengiz Kul, Meclis'e 36 maddelik bir çözüm önerisi sunduklarını belirtiyor. Kul, bu teklifin AKP-MHP oyları reddedildiğinin altını çizerken yetkililerin artık ortada sorun yok gibi davranamayacaklarını belirtiyor ve en azından başlarını sokacakları bir konteyner talep ettiklerini ifade ediyor. Kul süreci şu sözlerle anlatıyor:

"Artık dayanacak gücümüz kalmadı. Ciddi ciddi konteyner kent talep ediyoruz. Gidecek yerimiz de yok. Her gün bir kiracı kapı önüne konuluyor. Bir şey yanlış anlaşılmasın. Kiracılar zor durumda demiyorum, sokağa atıldı atılıyor diyorum. Çünkü vatandaş kiralardan belini doğrultamıyor. TBMM verdiğimiz 36 maddelik çözüm önerileri hâlâ açıklanmadı.

Öneri verildi lakin AKP ve MHP tarafından reddedildi. Antalya'dan tüm Türkiye'ye bulaşan virüs gibi dağılan barınma sorunu gün geçtikçe içinden çıkılmaz hal almaya başladı. Siyasi partiler gözlerini kapatmış, kulağı duymaz halde. Halk aldığı maaşı kiraya veriyor. Halkı daha da çıkmaza sokmuş durumdalar. Kiracılar Dayanışması olarak verdiğimiz mücadele emeklilerin, asgari ücretlilerin, öğrencilerin, memurların, öksüzlerin ve dul maaşıyla geçinenlerin sesi olmaya çalıştık. Sesimizi duyurmak için basın açıklamaları yürüyüşler yaptık. Çünkü halk barınamıyor. Geçinemiyor. Sanki ortada sorun yok gibi davranmaları biz dar gelirli vatandaşların yarasını daha da deşiyor."

'Perişan bir haldeyiz, bizi umursayan yok'

Geçen süre zarfında konteyner kent taleplerinin arttığını ifade eden Cengiz Kul, "Şimdi konteyner kent talep istekleri arttı ve halk çıkmaz içinde. Sokağa çıksak terörist muamelesi göreceğiz. Sorunlar karşısında derhal bir adım atılması lazım. Ülkemizde hak aramak sanki suç. Perişan bir haldeyiz. Bizi umursayan yok. Ya bu sorunu çözsünler ya da bizlere konteynır kent sistemi versinler. Bu halkın parası da sabrı da kalmadı" cümleleriyle ifade ediyor sorunu.

'Karavanda ya da konteynerde yaşamayı özgürlük gibi lanse ediyorlar halbuki halk çaresiz'

Süreci değerlendiren Doç. Dr. Melih Yeşilbağ ise büyük şehirlerde barınma sorununun ciddi rakamlara ulaştığını ve bu durumun vahim bir hal aldığını ifade ediyor.

Yeşilbağ, "Evet, bu taleplerin işaret ettiği şey, yurttaşların artık mevcut şartlarda konuta erişim umutlarının kalmadığıdır. Bu elbette çok vahim bir tablo. Büyük şehirlerde barınma krizinin ne kadar derinleştiğinin bir göstergesi olarak değerlendirilmeli. Buna benzer bir durumu karavanda yaşama pratiklerinin yaygınlaşmasıyla görmüştük. Hatta bu bir miktar romantize de edilerek sunulmuştu. Sanki insanlar keyif ve özgürlük için karavanı seçmişler gibi. Fakat durumun çaresizlikten kaynaklandığı apaçık ortada" sözleriyle yaşananları açıklıyor.  

Doç. Dr. Melih Yeşilbağ

'En çarpıcı örnekler ABD'den. Türkiye'de de durum oraya gidiyor'

Yaşanan sorunların dünyada da benzer örneklerinin olduğunu ifade eden Melih Yeşilbağ, bu sorunların en çarpıcı örneklerinin ABD'de yaşandığını ve Türkiye'deki emlak-konut krizinin de bu örneklere doğru gittiğini belirtiyor:

"Barınma krizinin ne tür felaket senaryolarına yol açabileceğinin en çarpıcı örneğini ABD oluşturuyor. ABD'de son 40 yıldır giderek derinleşen bir evsizlik problemi var. ABD'de 2023 yılı itibariyle yaklaşık 650 bin kişinin evsiz olduğu tahmin ediliyor. Bunun yanı sıra konuta erişim sağlayamadığı için 'trailer park' denilen karavan parklarında ya da prefabrik konut alanlarında yaşayan 20 milyonun üzerinde insan var. Bu toplam nüfusun aşağı yukarı yüzde 6'sına tekabül ediyor. Genellikle kırsal bölgedeki toprak sahipleri, arazilerine çok sayıda konteyner ya da prefabrik ev koyarak, normal şartlarda konuta erişim sağlayamayan yoksul ailelere kiraya veriyor. Buralarda tipik olarak şehirden izole, altyapı sorunları olan, kasırga gibi doğal afetlere karşı savunmasız bir yapı görüyoruz. Türkiye'de barınma krizine acil müdahalede bulunulmazsa yakın gelecekte bu tür barınma yöntemleri yaygınlaşabilir."

Kiracılar yaşadıkları soruna acil çözüm talep ederken yetkililerin konuyu gözlerini kapatmalarını eleştiriyor.