Hibe çok konuşuldu ama 'balık' daha büyük: Erdoğan Somali’den ne bekliyor?

Hibenin miktarından çok daha büyük ölçeklerle Somali'ye para akışı olduğu bilinse de Türkiye’nin gündemindeki yangınlar bu hibenin zamanlamasının sorgulanmasına sebep oldu.

Haber Merkezi

Somali’ye geçen hafta Türkiye’nin gerçekleştirdiği 30 milyon dolarlık hibe tartışma konusu olmayı sürdürüyor. Hibenin miktarından çok daha büyük ölçeklerle ülkeye para akışı olduğu bilinse de Türkiye’nin gündemindeki yangınlar bu hibenin zamanlamasının sorgulanmasına sebep olmuştu. Öte yandan bu zamanlamanın Somali açısından da sorgulanması gerekiyor.

Somali, Sovyetler Birliği’nin çözülüşü sonrası Afrika’da ABD’nin ilk müdahale ettiği ülkeydi. Uzun yıllar savaş ağalarının yönettiği, ardından İslamcıların inisiyatif aldığı ülke ile Türkiye’nin ilişkileri 2010’lu yılların başından itibaren yeni bir evreye girmişti. 2011’de Erdoğan dönemin TÜSİAD başkanını da yanına alarak Somali’ye bir ziyaret gerçekleştirdi. 2012’den itibaren Türkiye Somali ordusuna askeri eğitim vermeye başladı. 2017’de ülkede TSK’ya bağlı Somali Türk Görev Kuvveti Komutanlığı’nın konuşlandığı TURKSOM Askeri Eğitim Üssü kuruldu.

Bu arada çok sayıda “kalkınma projeleri” yürütülmeye başlandı. Davutoğlu döneminin Yeni Osmanlıcı yayılmacılığının koçbaşı TİKA’nın yatırımlarıyla ülkede geniş bir himaye alanı yaratıldı. Çeşitli altyapı yatırımları yapan TİKA’nın inşa ettiği binalar arasında Somali Senato ve Parlamento binası bulunuyor. Türkiye Çin’in Afrika politikasına benzer şekilde bir yandan Batı’nın nüfuzuna karşı kendisini “dayanışmacı” bir hami gibi gösteriyor, diğer yandan ülkenin kamu kaynaklarına göz dikiyordu. Nitekim bu süreçte 2014’te Mogadişu Limanı özelleştirilerek Albayrak’a devredildi. Özelleştirme sırasında limanın sendikalı işçileri, kentin az sayıdaki geçim kaynaklarından birinden mahrum olacakları endişelerini dile getiriyorlardı.

AKP’nin “yardımsever” politikasının izini Babacan’ın dışişleri bakanlığı dönemine kadar sürmek mümkün. Babacan’ın bakan olduğu 2008’de Türkiye, BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliği seçilminde Afrika ülkelerinden destek almak için yardımlarda bulunulmuştu. Aynı politikanın uzantısı olarak Kasım 2020’de Türkiye, Somali’nin IMF borcunu ödeyeceğini ilan etti. Şimdiki hibe ise Somali’yle geçen ay yapılan bir anlaşmaya göre aylık 2,5 milyon dolarlık dilimler halinde iletilecek. Bununla birlikte iki ülke arasındaki yoğunlaşan ticari ilişkilerde bu hibenin nasıl bir boşluğu dolduracağı merak ediliyor.

Petrol ruhsatlandırmada soru işaretleri

İç savaşın ardından Somali’de yeni bir petrol yasası çıkarılması ve geçmiş anlaşmalar sonlandırıp arama sahalarının yeniden ruhsatlandırması gündeme gelmişti. 2020’nin Ocak ayında Erdoğan, Somali tarafından denizde petrol arama faaliyeti için davet edildiğini ileri sürdü. Fransız gazetesi L’Express’e göre Türkiye enerji bağımlılığı sorunu ve Doğu Akdeniz Gaz Forumu dışında kalmış olması nedeniyle Somali’de kendi ihtiyaçları için petrol ve hidrokarbon arayışındaydı. Öte yandan Erdoğan’ın açıklaması üzerine Somali Petrol Bakanı’na konuyu danışan BBC, Bakan’dan Türkiye’ye özel bir davetin söz konusu olmadığı, tüm tekliflere açık bir ruhsatlandırma süreci işleyeceği, bunun için yasanın henüz yürürlüğe konmadığı yanıtını aldı.

Erdoğan yalanlanmış mıydı yoksa kapalı kapılar ardında dönen pazarlıkların üstü mü örtülmeye çalışılıyordu? Somali açısından mesele daha karmaşık görünüyor.

Erdoğan’ın açıklamasına ayar verme ihtiyacı duyan Petrol Bakanı’nın hassasiyeti, Somali’nin petrole talip olan tekellerin tesiri altında bölünmüş olmasından kaynaklanıyor. Beş eyaletten oluşan Somali’nin iç savaştan çıkış sürecinde eyaletler tek taraflı bağımsızlık ilan ederek kendi bölgelerinde petrol arama işini ruhsatlandırmaya girişmişlerdi. Sonrasında federal birlik adına bir uzlaşı sağlanmış gibi gözükse de ülkenin bölgesel ve erkler arası parçalanmışlığı petrol ruhsatlandırma düzenlemelerine yansımaya devam ediyor. Bununla bağlantılı güncel fay hattı ise seçimler.

Soru işaretlerine eklenen siyasi kriz

2020 sonlarında, Cumhurbaşkanı Muhammed Abdullahi Muhammed’in (aynı isimli İtalyan peynirini çok sevdiği için yarı-resmi olarak Farmajo adını da kullanıyor) 2021 Şubat’ında görevi sona ereceği halde koltuğu terk etmeyeceğinin sinyalleri alınıyordu. Aralık 2020’de Somali muhalefeti, Türkiye büyükelçisi Muhammed Yılmaz’a bir mektup göndererek Somali polisine Türkiye’nin 16-18 Aralık tarihlerde vermeyi planladığı silahlarla ilgili teslimatı ertelemesini istediler. Mektupta 1000 G3 tüfeğin ve 150 bin merminin ısmarlandığını bildiklerini ve bunların seçimler öncesi muhalefeti bastırmakta kullanılacağı uyarısında bulundular.

Nitekim Şubat ayı geldiğinde Muhammed görevi bırakmadı ve iki yıllık bir uzatma teşebbüsünde bulundu. Eyaletlerde ve muhalefette başgösteren tepkiler bahar aylarında çeşitli saldırılar ve suikast teşebbüslerine sebep oldu, başkentte çatışmalar yaşandı. Bu arada Somali’de Erdoğan’ın Muhammed’e yönelik desteğinin ülkede adil bir seçim yapılması olanağını ortadan kaldırdığı konuşulmaya başlandı. Ülkedeki siyasi kriz, Mayıs ayında Muhammed’in geri adım atması ile kontrol altına alındı. Seçimlerin 10 Ekim’de gerçekleştirilmesi konusunda bir mutabakata varıldı.

Mutabakat derken, Somali’de seçim mekanizmasının ülkenin parçalanmışlığına ve siyasetin halktan kopukluğuna uygun olarak işlediği göz önüne almak gerekiyor. Seçim sürecinde eyaletlerdeki klanlar kendi delegelerini belirliyorlar, bu delegeler milletvekillerini seçiyorlar. Nihai olarak cumhurbaşkanı da milletvekilleri tarafından seçiliyor. Buna göre şimdiki seçim sürecinin de 25 Temmuz’da başlaması ve 10 Ekim’de tamamlanarak parlamentoda cumhurbaşkanının seçilmesi öngörülüyordu. Ancak Temmuz ayı geldiğinde seçimlerin ertelendiği açıklandı. Her eyalet bu konuyla ilgili farklı gerekçeler öne sürdü, kimine göre teknik kimine göre siyasi sorunlar ertelemeye yol açmıştı.

Siyasi krizin petrol ruhsatlandırmaya geri yansıması

2020 yılı başında Erdoğan’ın açıklamasıyla ortalığı karıştırdığı petrol arama konusunda tam da bu süreçte yeniden belirsizlikler doğdu. O vakit Petrol Bakanı’nın BBC’yi verdiği demece uygun şekilde Ağustos 2020’de ruhsatlandırmanın hukuki altyapısı oluşturulmuştu. Somali Petrol Otoritesi kurulmuş, parlamentonun üst ve alt kanatları tarafından onaylanmıştı. Ruhsatlandırma süreci de 30 Haziran 2021 itibariyle tamamlanacaktı. Fakat  29 Haziran’da Otorite aniden bir açıklama yayınlayarak “yatırımcılar ve uluslararası petrol ve gaz firmalarının talepleri üzerine” ruhsat takviminin uzatıldığını ilan etti. Bunun da eyaletler arasında bir mutabakatla sağlanmadığı, hemen ardından Putland eyaletinin takvimin uzatılmasını tanımadığını açıklayarak seçimlerin beklenmesini talep etmesiyle ortaya çıktı.

AKP’nin yıllardır Somali’ye dönük himayesi ve petrol ruhsatı almada Erdoğan’ın açıklamasına yansıyan hırs, tam da seçimler ve ruhsatlandırma tartışmalarının ülkede kızıştığı dönemde başka rakipler karşısında bir hibeyle elini güçlendirmek istemiş olabileceğini akla getiriyor. Ancak bu paranın gelişi güzel bir “rüşvet” değil somut bir “yatırım” olabileceğini hesaba katarak hibenin nasıl değerlendirileceği sorusu yanıtlanmayı bekliyor.