Hendek Patlaması davası: 'İşçiler bunun bir emek davası olduğunu biliyor'

Hendek patlaması davasını takip eden Patronların Ensesindeyiz Dayanışma Ağı avukatı Eray Akbal, bugünkü duruşmayı soL'a değerlendirdi.

Haber Merkezi

Sakarya’nın Hendek ilçesinde havai fişek fabrikasında meydana gelen patlamanın davasında üçüncü duruşma bugün görüldü.

Duruşmada, Hasan Ali Velioğlu ve Yaşar Coşkun'un tutukluluk halinin devamına karar verilirken, Asiye Angın ve Erşan Öztürk hakkında tahliye kararı verildi. Duruşma 13 Eylül tarihine ertelendi.

Davayı takip eden Patronların Ensesindeyiz Dayanışma Ağı avukatı Eray Akbal, bugünkü duruşmayı soL'a değerlendirdi.

'Çoğu delil hâlâ toplanamadı'

Geldiğimiz bu aşamada, esasen yargılamayı etkileyebilecek çoğu delil hâlâ toplanabilmiş değil. Bunlardan biri bilirkişi ek raporu. Soruşturma evresinde hazırlanan bilirkişi raporunda ihmaller, işçilerin maruz kaldıkları baskı, fabrikanın kapasitesinden fazla üretim gerçekleştirmesi, ekipmanların yetersizlikleri, üretimin kaçak yapılarda kaçak barutla imal olması gibi hususlar var. Fakat patlama nerede, ne büyüklükte, nasıl gerçekleşti... Bu hususların hiçbiri yok, esasen bir olasılıktan öteye de gitmiyor. "Şurada olabilir" deniyor ki, en kuvvetli ihtimal "Çin mahallesi" olarak adlandırılan bölüm. Esasen kaçak barut ve son zamanlarda muska adı verilen yeni bir ürün burada imal ediliyor ve patlamanın burada gerçekleşmiş olma ihtimali biraz daha yüksek görünüyor. Birbirinden bağımsız, farklı farklı yapılarda bir fabrika bu. Farklı yapılarda üretiliyor. Birinin patlamasının ardından diğerine de sıçrıyor. Bu şekilde patlama büyüyor.

'Daha önce farklı patlamalar oldu, yargılamalar sürüncemede kaldı'

Bu esasen ilk patlama değil. 2009'da, 2010'da, 2011'de, 2012'de, 2013'te... Farklı farklı patlamalar oluyor burada. Bundan bazen 1 ölen oluyor, bazen olmuyor, fakat buna tepki gösterecek bir kamuoyu oluşmadığı için yargılamalar sürekli sürüncemede kalıyor. Buna karşı bir tepki konulamadığı için haklarında ne doğru dürüst dava yürütülüyor, ne de hüküm veriliyor. Ancak, öngörülenin aksine bu boyutta bir facia gerçekleştiği için artık buna yapabilecekleri bir şey kalmıyor. Bir şekilde olay gün yüzüne çıktığı için insanlar seslerini duyurmakta daha rahat davranıyorlar.

'Tahliye kararları hatalıydı, bilirkişi ek raporunun beklenmesi gerekiyordu'

Bugünkü duruşmada 4 tutuklu sanıktan 2'si daha tahliye oldu. Bu benim şahsi görüşüme göre hatalı bir karardı. Sebebi şu: Bilirkişi ek raporunda hangi mahalde patlamanın olduğu belirtilmiyor, biz hâlâ onu bekliyoruz. Dolayısıyla, özellikle Asiye Angın özelinde konuşacak olursak, Asiye Angın, Çin mahallesi dışındaki diğer alanlarda üretim sorumlusu. Şimdi patlama eğer onun üretim sorumlusu olduğu alanlarda gerçekleşmişse, doğrudan bir cezai sorumluluğu da söz konusu olacak.

Ancak bu dosya kapsamında şunu göz önünde bulundurmak gerekiyor: Farklı farklı kişiler, iş güvenlikçi olabilir, kimyager olabilir, usta olabilir, usta başı olabilir, üretim sırasında etkin pozisyonu olan kişiler belli başlı eksiklikleri patrona doğrudan bildiriyorlar, fakat bir sonuç alamıyorlar. Bu sürekli göz ardı ediliyor. Dolayısıyla bugün tahliye olan iki kişi de, nitelikli olmamalarından ve doğrudan diğer işçilerden ayrıldığı kısmın sahip oldukları kıdem olmasından dolayı, yani söz sahibi olmasındaki temel etkenin uzun yıllardır orada çalışıyor olmasından kaynaklanmasından dolayı bu dosyada sanık pozisyonundalar. Mahkeme bu durumu göz önünde bulundurarak esasen tahliye etti, ama benim şahsi görüşümce bilirkişi ek raporunun beklenmesi gerekiyordu.

'İşçiler bu davanın emek davası olduğunu biliyorlar'

Burada esasen bir güç olduğunu biliyor müştekiler, katılanlar. Bu davanın bir emek davası olduğunu biliyorlar. Ortaya çıkacak olan eğer bir adaletsizlik olursa, yanlış bir yargılama olursa, bunun sebebinin de doğrudan ekonomik eşitsizlik ve sınıfsal eşitsizlik olduğunun farkındalar. Mesela bir işçi doğrudan şunu söyleyebiliyor: Patlama öncesi veya sonrasında patron Yaşar Coşkun'u arayan Cumhurbaşkanı ve İçişleri Bakanı neden bizi aramıyor? Neden teselli yemekleri düzenleniyor?  Buradan bakacak olursak mahkemenin de Yaşar Coşkun'un ve Hasan Ali Velioğlu'nun tutukluluğunun devam kararı vermesinde iki büyük güç var: Birincisi işçilerin örgütlü bir şekilde hareket ediyor oluşu ve esasen bu davaya bakışının tamamen sınıfsal olması. İkincisiyse, patronların medya, siyaset ve mali gücünü kullanarak delilleri karartma şüphesi olabileceği. Baktığımız oranda bu yüksek bir ihtimal. Bu sebeple tahliyelere bu duruşmada karar verilmedi.

'Bazı sanıklar patlamayı doğrudan reddetti'

Önümüzdeki duruşmalarda ek deliller ortaya sunulacak. Bazı sanık müdafilere bir CD sundular. Onun çözüm tutanağı istenecek. Bilirkişi ek raporu çıkacak. Bu raporda artık umuyorum ki patlamanın nereden doğduğu ve nasıl doğduğu anlaşılacak. Karşı tarafın bu hususta absürt bir beyanı da var. Patlamanın bir örgüt sabotajı olduğu iddiasında bulundular. Hatta komik bir şekilde sosyal medyada bir medyumun bu tarihlerde bir patlama olabileceğini yazması da onların gözünde "şüpheli hareket" olmuş, buna dayandırdılar. Bazıları patlamayı doğrudan reddediyorlardı. "Bu patlama ihmalden kaynaklanan bir patlama değil, sabotajdan kaynaklanan bir patlama. Bu patlama değildir" diyorlardı. Gerçekten çok gülünç. 

Patronların Ensesindeyiz Ağı’na aşağıdaki e-posta ve sosyal medya hesapları üzerinden ya da 0541 940 0514 numaralı telefondan ulaşılabilir:

Facebook: https://www.facebook.com/patronlarinensesindeyiz

Twitter: https://twitter.com/pensendeyiz

E-posta: [email protected]