Hendek Patlaması davası: Denetimlerden üç gün önce haber geliyordu

Sakarya’nın Hendek ilçesinde havai fişek fabrikasında meydana gelen patlamanın davasında üçüncü duruşma bugün görülüyor.

Haber Merkezi

Sakarya’nın Hendek ilçesinde 7 işçinin yaşamını yitirdiği havai fişek fabrikası patlamasına ilişkin davanın üçüncü duruşması bugün görülüyor.

Dava kapsamında 4'ü tutuklu 7 sanık yargılanıyor.

3 Temmuz 2020’de meydana gelen patlamada, 7 işçi ölmüş, 127 kişi yaralanmıştı.

Davada neler oluyor?

Davada kimlik tespitlerinin ardından müştekilerin ifadesine geçildi.

Müştekilerden Kıymet Narat ifadesinde “Ben de patlamanın gerçekleştiği fabrikada çalışırdım. Sorumlumuz Hasan Velioğlu'ydu. Talimatları ondan alırdık. Ali Rıza Coşkun ise fazla koli çıkarmamız için baskı yapardı. Hasan Velioğlu ve Ali Rıza Coşkun'dan şikayetçiyim" dedi.

'Denetimden üç gün önce haberimiz oluyordu'

Narat, "Bakanlıktan denetime gelenler oluyordu. Bizim üç gün önceden haberimiz oluyordu. Pres makinaları kapanıyordu. Denetmenler geldiği zaman yazıhaneden çıkıp denetim yapmıyorlardı” ifadesini kullandı.

'Bu üretim gerçekleşmediğinde işçilere baskı oluyordu'

Tanık Tuğba Karabulak, “Üretimle alakalı talimatlar Hasan Velioğlu, Ali Rıza Coşkun ve Yaşar Coşkun tarafından veriliyordu. Sorumlular ise Asiye Yangın ve Ahmet Çağırıcı'ydı. Ahmet Çağırıcı Çin mahallesinde sorumluydu ve o mahallede yapılması gerekenleri o söylüyordu. Yukarı mahallede sorumlu ise Asiye Yangın'dı. Çin mahallesinde havai fişeklerin ham maddesi üretiliyordu. Çin mahallesinde barut üretimi vardı. Bu barut bildiğimiz anlamda baruttan biraz daha farklıydı. Çinli bir ustanın verdiği formülle üretiliyordu. Patlamaya sebep olan ürünlerden biri olan muska 3-5 aydır üretilen bir üründü. Çalıştığım sırada ürünler ısınıyordu ve bununla ilgili şikayetler geliyordu. Ben tehlikeli madde güvenlik danışmanıyım. Görev tanımım, puantaj kayıtlarını tutuyordum. Üretimde herkesin üretmesi gereken bir sayı belirlenmişti. Bu üretim gerçekleşmediğinde işçilere baskı oluyordu" dedi.

Karabulak, risk analizi raporunu Ali Rıza Coşkun ve Yaşar Coşkun’a bildirdiğini de dile getirdi.

'Denetimcileri 2 kere gördüm ama denetim görmedim'

Tanık Ayfer Cerrah ise ifadesinde, paketleme bölümünde çalıştığını söylerken, "Muska adlı ürünü üretirken 15 gün sonra kokular gelmeye başladı. Başlangıçta küçük boyutta üründü ama giderek boyutu büyüdü. Ben tek başıma günde 30-40 koli üretiyordum. Ben bu durumu Yaşar Öztürk'e söyledim. Kokuya dayanamadığımı söyledim. Yaşar usta bana aldırış etmedi. Özellikle sabahları çok kötü kokular geliyordu. İçerisinin de sıcak olması nedeniyle dayanılamayacak hale geliyordu. Yaşar Coşkun ısınan ürünleri dışarı sermemizi istedi. Bu ürünler ısınmayla jelatini eritiyordu ve buhar oluyordu. Bunlar da tuvalet kokusudur diyerek gözardı ediliyordu. Ben 5-6 sene çalıştım. Denetimcileri 2 kere gördüm ama denetim görmedim. Hasan Ali Velioğlu bize malları paketlememiz, bitirmemiz için baskı uyguluyordu. Bu sebeple boynumda ve ayaklarımda agrılar başladı" diye konuştu.

'İş yetiştirmeye çalışmaktan kollarımda sinir sıkışmaları oldu'

Fabrika emekçilerinden Suzan Deniz, "İş yetiştirmeye çalışmaktan kollarımda sinir sıkışmaları oldu, sürekli zorlanıyordum çalışırken. Fabrikanın her yerinde hatalar vardı. Ben 47 yaşındayım. Baska iş bulamadığım için ve burada yaş şartı aranmadığı için burada çalışmak zorunda kaldım" dedi.

2 tutukluluğun devamı, 2 tahliye kararı

Savcı mütalaasında tutuklu olan Asiye Angın, Hasan Ali Velioğlu, Yaşar Coşkun ve Erşan Öztürk’ün tutukluluğunun devamına karar verilmesini talep etti.

Duruşmada, Hasan Ali Velioğlu ve Yaşar Coşkun'un tutukluluk halinin devamına karar verilirken, Asiye Angın ve Erşan Öztürk hakkında tahliye kararı verildi.

Duruşma 13 Eylül tarihine ertelendi.